Etiket: akademik dava

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu'nda savunma süreci nasıl başlar, savunmaya çağrı, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu'na yazılı savunma, Genel Kurul'da sözlü savunma, avukat

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda Savunma Süreci

Bu makalemizde YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma süreci tüm ayrıntılarıyla ele alınacaktır. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma süreci nasıl başlar, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası ve kamu görevinden çıkarma cezası teklifi halinde ne yapılmalıdır, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma nasıl yapılmalıdır, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu intihal dışında başkaca hangi durumlarda savunma ister, yazılı savunma içeriğinde dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir, YÖK Genel Kurul’da sözlü savunma verilmeli midir gibi soruları cevaplayacağız.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda Savunma Süreci

Yüksek Disiplin Kurulu Yükseköğretim Genel Kurulu’nun kendisidir. YÖK Genel Kurulu belli disiplin eylemleri sonucunda verilecek cezalarda Yüksek Disiplin Kurulu olarak görev yapar. Hangi durumlarda YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma verilmesi gerektiği 2547 sayılı Kanun’da şu şekilde sayılmıştır;

2547 s. Kanun 53/Ç maddesi; “… ç) Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezaları atamaya yetkili amirin teklifi üzerine Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla verilir. d) Rektörler, bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürleri ve dekanlar hakkında aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezaları Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla verilir.”

Dolayısıyla mevzuattan anlaşıldığı üzere;

  • Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarını gerektiren iş ve eylemler sonucu başlatılan disiplin soruşturmalarında Rektörlüğün teklifi üzerine YÖK Yüksek Disiplin Kurulu tarafından değerlendirilecektir.
  • Rektörler, bağımsız vakıf meslek yüksekokulu müdürleri ve dekanlar hakkındaki üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarının yanı sıra aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme cezalarında da YÖK Yüksek Disiplin Kurulu görevli olacaktır.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun Savunmaya Çağrı Yazısı

Mevzuat gereği Rektörlüğün üniversite öğretim mesleğinden çıkarma veya kamu görevinden çıkarma cezası teklif etmesi halinde, ilgiliye YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun savunmaya çağrı yazısı tebliğ edilecektir. Bu aşamada hangi eylemlerin üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezalarını gerektirdiğini de değerlendirmek gerekir.

Üniversite Öğretim Mesleğinden Çıkarma Cezası Teklifi Nedeniyle YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na Çağrı

Kanun’a göre üniversite öğretim mesleğinden çıkarma, akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkarmadır. Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası alan bir kişi, hiçbir surette yeniden akademik bir kadroya atanamaz. Bu yasak kesin ve kalıcıdır.

  • Başkalarına ait özgün fikir, metot, veri veya eserleri bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendisine ait gibi göstermek yani intihal suçu,
  • Meslek onuruyla bağdaşmayan haller de üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektirir. Bu durum Kanun’da atama ve yükselmelerde, unvan veya derece kazanılmasında; anket uygulama, veri toplama gibi akademik değerlendirme içermeyen katkılar dışında kişisel emek ve birikimine dayanmayan, başkaları tarafından ücret karşılığında veya ücretsiz olarak üretilmiş yayın ve çalışmalar kullanmak.
  • Özürsüz veya izinsiz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektirir.

Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası sıklıkla intihal fiili sebebiyle verilmektedir. Ancak yukarıda sayılan üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren hallerden birinin vuku bulması halinde, Rektörlüğün teklifi üzerine YÖK Yüksek Disiplin Kurulu ilgilinin üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektirir bir eyleminin olup olmadığı hususunda karar verecektir.

Kamu Görevinden Çıkarma Cezası Teklifi Nedeniyle YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na Çağrı

Kamu görevinden çıkarma cezası ise üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasından farklıdır. Kamu görevinden çıkarma cezası, kamu kurum ve kuruluşları ile vakıf yükseköğretim kurumlarında öğretim elemanı ve memur olarak bir daha atanmamak üzere kamu görevinden çıkarma halini ifade eder. Bu durumda kişi bir daha memur olarak atanamaz.

  • Terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek, kamu imkân ve kaynaklarını bu örgütler için kullanmak ya da kullandırmak,
  • Amire, iş arkadaşlarına, personeline, hizmetten yararlananlara veya öğrencilerine fiili saldırıda veya cinsel tacizde bulunmak,
  • Kamu hizmeti veya öğretim elemanı sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak.
  • Uyuşturucu veya uyuşturucu olarak kabul edilen diğer uyarıcı maddeleri kullanmak, bulundurmak, başkalarına vermek, kullanılmasını özendirmek, satmak, imal etmek.
  • Hukuka aykırı olarak kurumun verilerini elde etmek, kaydetmek, kullanmak, depolamak, dağıtmak, değiştirmek veya yok etmek.
  • Kurumun bilişim sistemlerinin işleyişini kasten engellemek veya bozmak.

Bunların yanı sıra kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme cezasına bir üst ceza uygulanması gereken hallerde üst ceza kamu görevinden çıkarma cezası olacağı için bu durumda da YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma verilmesi gerekir. Ancak bu durumda söz konusu disiplin cezalarının tekerrüre esas tutulup tutulmayacağının titizlikle incelenmesi gerekir.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda Savunma Nasıl Yapılmalı?

İlgiliye yapılacak tebligat ile YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun savunmaya çağrı yazısı içeriğinde iddia edilen fiillerine ilişkin savunma ister. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun savunmaya çağrı yazısında ilgiliye neden kendisi hakkında üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası teklif edildiği de bildirilir. Ayrıca, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma hakkı etkili biçimde kullandırılır. Bu bakımdan Üniversite tarafından gönderilen ve YÖK Hukuk Müşavirliğinde bulunan soruşturma dosyasını kendisi veya avukatı aracılığı ile inceleyebileceğini de ilgiliye bildirir. Bu aşamada soruşturma dosyasının incelenmesi ve YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na savunmanın yazılı olarak bildirilmesi gerekir.  YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na savunma yazısında eğer isteniyorsa YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda sözlü savunma hakkını kullanıp kullanılmayacağı yönünde de bildirimde bulunulmalıdır. Bir diğer önemli husus da kişi dilerse  YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda sözlü savunma hakkını kullandığı sırada tanık da dinletebilir. Bu durumda dinletilecek tanıkların isim soy isim ve iletişim bilgilerine yazılı savunma içeriğinde yer verilmesi uygun olacaktır. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun savunmaya çağrı yazısı içeriğindeki savunma süresi 7 günden az olamaz.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na Yazılı Savunma

YÖK Yüksek Disiplin Kurulundan savunmaya çağrı yazısını alan kişi ivedilikle savunmalarını yazılı olarak hazırlamaya başlamalıdır. Bu bakımdan YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda sözlü savunma verilmek istenmiyorsa da yazılı savunma verilmesi bize göre hayati öneme sahiptir. Zira YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’ndaki değerlendirme ilgilinin savunmaları üzerinden yapılacaktır. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na yazılı savunma dilekçesinin içeriğinde isnata konu olaylar sade ve duru bir dille anlatılmalı, deliller dilekçe içeriğine ve/veya eklerine eklenmelidir. Zamanaşımı, isnat edilen suçtaki tipiklik unsuru ve somut deliller de değerlendirilmelidir.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na Sözlü Savunma

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma verilmesi de mümkündür. Hatta sözlü savunma sırasında ilgili tanıklarını da dinletebilir. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma verilmesini somut olayın şartlarına göre değerlendirmek gerekir. Ancak -bize göre- ilgilinin YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma sırasında kendisini fiziki ve sözel olarak ifade edebiliyor olması önemlidir. Böylelikle Genel Kurul üyeleri de yaşananları ilgilinin kendisinden dinleyebiliyor, dolayısıyla somut olaya 5 duyu organıyla nüfuz edebildikleri görülmektedir. YÖK Genel Kurul’da sözlü savunma verilmeli mi sorusunun cevabı bize göre -evettir.

Kişi YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma vermek istiyorsa bu durumu yazılı savunmalarında bildirmelidir. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma günü yazılı savunmaların sunulmasından sonra YÖK tarafından yapılacak ikinci bir bildirim ile belirlenir. Bu durumda YÖK ikinci bir çağrı yazısı gönderir. Bu kez, YÖK Genel Kurulu’nun hangi tarihteki toplantısında sözlü savunmalarını sunabileceği ilgiliye bildirilir.

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma ilgilinin kendisi ve/veya avukatı tarafından verilebilir. İlgili hem kendisi hem avukatı ile de savunmaya çıkabilir. Ya da duruma göre kendisi sözlü savunmaya hiç gitmeyip avukatını tek başına gitmesi için görevlendirebilir. Hukuk büromuz tarafından uygulanan yöntemde çoğunlukla müvekkilimiz ile birlikte giderek, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma vermekteyiz. Bu şekilde hem müvekkilimizi Genel Kurul’un soğuk ve nispeten gergin atmosferinde yalnız bırakmamak hem de savunma hakkını etkili biçimde kullandırmak amaçlanmaktadır. 

YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nda savunma süreci özetle bu şekildedir. YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’na sözlü savunma sürecinin işletildiği durumlarda teklif edilen cezaların ağırlığı karşısında,  bu yolu alanında uzman, Kurul tecrübesi bulunan bir avukat ile yürümek en önemli tavsiyemizdir. Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , akademik dava avukatı ve idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir. Diğer makalelerimizi buradan inceleyebilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

Çarpıtma etik ihlali nedir, örnekleri, çarpıtma etik ihlali savunması nasıl olmalıdır, hangi durumlarda nasıl gerçekleşir sorularına cevap sunar.

Çarpıtma Etik İhlali Nedir?

Bu makalemizde çarpıtma etik ihlali nedir sorusuna emsal Danıştay kararları doğrultusunda cevap arayacağız. Çarpıtma etik ihlalinin sözlük anlamından çok, çarpıtma etik ihlali hangi durumlarda nasıl gerçekleşir sorusuna cevap arayarak ve olası çarpıtma etik ihlali savunma yöntemleri yazımız içeriğinde yer almaktadır.

Çarpıtma Etik İhlali Nedir?

Çarpıtma etik ihlali, araştırma verilerini tahrif etme, sonuçlarla oynama, kullanılmayan yöntemleri kullanılmış gibi gösterme ve araştırma sonuçlarını destekleyenlerin çıkarlarına göre şekillendirmedir. Hem mevzuat hem Danıştay kararlarında çarpıtma etik ihlalinin standart tanımının bu şekilde olduğu görülmektedir. Danıştay 8. Dairesi’nin 2016/6951 E. sayılı kararında çarpıtma etik ihlali şu şekilde tanım bulmuştur;

“Araştırma kayıtları ve elde edilen verileri tahrif etmek, araştırmada kullanılmayan yöntem, cihaz ve materyalleri kullanılmış gibi göstermek, araştırma hipotezine uygun olmayan verileri değerlendirmeye almamak, ilgili teori veya varsayımlara uydurmak için veriler ve/veya sonuçlarla oynamak, destek alınan kişi ve kuruluşların çıkarları doğrultusunda araştırma sonuçlarını tahrif etmek veya şekillendirmek.”

Çarpıtma Etik İhlali Nasıl Gerçekleşir?

Görüldüğü üzere çarpıtma etik ihlali tanımı oldukça geniştir. Çarpıtma etik ihlali sahtecilik ile sıklıkla karıştırılmaktadır. Sahtecilik etik ihlalinde var olmayan bir veri söz konusuyken çarpıtma etik ihlali var olan bir veri üzerinden işlenir. Hangi durumlarda çarpıtma etik ihlali var kabul edileceğini Danıştay kararları doğrultusunda irdelemek gerekir. Danıştay kararlarında çarpıtma etik ihlali nasıl gerçekleşir sorusuna cevap olarak;

Çarpıtma Etik İhlali Örnekleri

  • Bir akademisyenin doktora tezindeki bir görseli, daha sonraki bir yayınında farklı deney koşullarında elde edilmiş yeni bir sonuç gibi sunması (Ankara BİM 4. İDD, 2020/2205 E.).
  • Tamamlanmamış bir TÜBİTAK projesini, akademik atama başvurusunda tamamlanmış gibi göstermek (Danıştay 1. Daire, 2020/1247 E.).
  • Bir makalede, başka bir çalışmaya ait etik kurul onay numarasını kullanarak dergiyi yanıltmak ve çalışmanın yapıldığı hastanenin niteliği hakkında yanlış beyanda bulunmak (Danıştay 8. Daire, 2017/3800 E.).
  • Bir ağız ve diş sağlığı merkezinin kendisini “Diş Hastanesi” olarak tanıtması ve “bölgedeki tek merkez” gibi ifadelerle talep yaratmaya çalışması (Danıştay 8. Daire, 2023/674 E.).

Çarpıtma Etik İhlali Savunması Nasıl Olmalıdır?

Çarpıtma etik ihlal iddiası ile bu yöndeki bir etik ihlal iddiasının yükseköğretim kurumuna ulaşması ile ya da doçentlik başvurusu sırasında karşı karşıya kalınabilir. Ya da doktor öğretim üyesi ya da profesörlük kadroları için, kadro başvurusu sırasında jüri değerlendirmeleri ile de çarpıtma etik ihlali ortaya atılabilir. Çarpıtma etik ihlali iddiası ile karşı karşıya kalındığında verilecek savunma hayati öneme sahiptir. Çarpıtma etik ihlali savunma dilekçesi hazırlamak zorunda kalınması halinde, alanında uzman bir hukukçudan profesyonel yardım alması en önemli tavsiyemizdir. Nitekim hem disiplin hem de etik anlamında olumsuz sonuçlara sebebiyet verebilecek bu iddianın olası olumsuz sonuçlarının önüne ancak iyi hazırlanmış bir savunma dilekçesi ile geçilebilmektedir.

Çarpıtma etik  ihlali savunması nasıl olmalıdır diye sorduğumuzda, bu soruya verilecek genel bir cevap yoktur. Savunma somut olayın ve iddiaların içeriğine göre değişiklik göstermektedir. Ancak fikir vermesi adına çarpıtma etik ihlali savunması içeriğinde şu hususlara yer verilmesi mümkündür;

Çarpıtma Etik İhlalinde Savunma Örnekleri

  •  İhlal iddiasının hangi eserde ve eserin hangi bölümünde gerçekleştiğinin açıkça belirtilmemesi halinde çarpıtma etik ihlalinin somutlaştırılmadığı savunması yapılabilir.
  • İhlal tespitinin soyut iddialara dayanması ve somut, bilimsel gerekçelerle desteklenmemesi halinde bilimsel gerekçeden yoksunluk savunması yapılabilir.
  • Eylemin,  “çarpıtma” fiilinin unsurlarını tam olarak taşımaması halinde tipiklik ilkesine aykırılık gündeme gelebilir.

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , akademik dava avukatı ve idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı nedir, doçentlik eser inceleme, asgari şart ve etik, yürütmenin durdurulması doçentlik belgesi düzenlenir mi

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurma Kararı

Bu makalemizde doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı, eser inceleme, asgari şart ve etik sebebiyle açılan doçentlik davaları için ayrı ayrı ele alınacaktır. Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma talebi, doçent adayının hak kaybına uğramasını önlemek adına standart ve tavsiye edilen bir hukuki yoldur. Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı nedir, doçentlik davasında yürütmenin durdurulması halinde ne olur, doçentlik davasında yürütmeyi durdurmanın sonuçları nelerdir, yürütme durdurma kararı ile doçentlik belgesi düzenlenir mi gibi sorulara bu makalemizde cevap vermeye çalışacağız.

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurma Kararı

Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı ile ilgili spesifik bilgi vermeden önce yürütmenin durdurulması hakkında kısa bir bilgi vermenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bilindiği üzere darenin ortaya koyduğu her türlü idari işlem ve eylem yargısal denetime tabidir. Dolayısıyla iptal davasına konu edilebilir. ÜAK’ın verdiği doçentlik başvurusunun reddi kararları da bir idari işlemdir ve iptal davası (doçentlik davası) açılabilmesi mümkündür. Ancak 2577 s. İYUK’un 27. maddesinin 1. fıkrasına göre;  “Danıştayda veya idari mahkemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.” 

Bu nedenle iptal davalarında yürütmenin durdurulması talep edilerek, idari işlemin yürütmesinin durdurulması yani icra edilebilirliğinin durdurulması sağlanabilir. Yürütmenin durdurulması kararı ile henüz mahkeme dava konusu işlem hakkında iptal kararı vermemişken, sanki iptal kararı verilmiş gibi bir durum ortaya çıkar. İptali istenen işlemin icrası durdurulur ve idari işlemin tesisinden önceki hukuki duruma geri dönülür. Ayrıntılı bilgi almak için “Yürütmenin Durdurulması Kararı Nedir?” başlıklı makalemizi buradan inceleyebilirsiniz.

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurma Nedir?

Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı ile de benzer bir hukuki sonuca varılır.  Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma talebi ile amaçlanan, dava süresince adayın akademik kariyerinde ve mesleki faaliyetlerinde geri dönülemez zararların ortaya çıkmasını engellemektir. Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma da, “hukuka aykırı işlemin uygulanması hâlinde telafisi güç zararların doğacağı” gerekçesine dayanır. Dolayısıyla Mahkeme’den doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı alabilmek için bu kararın uygulanmaya devam etmesinin doçent adayının kariyeri açısından telafisi güç zararlar doğuracağını (örneğin kadroya başvuramama, akademik ilerlemenin durması vb.) somut delillerle ortaya koyarak yürütmenin durdurulmasını talep etmesi yerinde olacaktır.

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurma Talebi

Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma talebi ile yürütmenin durdurulması kararı alınabilir. Doçentlik davasında yürütmenin durdurulması kararını mahkeme kendiliğinden vermez. Doçentlik başvurusunun reddi kararına yürütme durdurma talebi olmadan dava açılması halinde tesis edilen idari işlemin uygulaması mahkeme kararı ile iptal edilinceye dek devam edecektir. Dolayısıyla davacının ya dava açarken ya da davanın seyri sırasında doçentlik davasında yürütmeyi durdurma talebi ile mahkemeye dilekçe vermesi gerekir. Örnek yürütmenin durdurulması talep dilekçesine buradan ulaşabilirsiniz.

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurma Kararı Nasıl Alınır?

Mahkeme’nin doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı verebilmesi için davaya konu işlemin “hukuka aykırı” olduğunun ortaya konması da gerekir. Dolayısıyla doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı alabilmek için mahkeme öncelikle bilirkişi incelemesi yapmak isteyebilir. Bu durumda yürütmenin durdurulması talebinin bilirkişi raporu geldikten sonra değerlendirilmesine karar verilir. Bilirkişi raporunda davasının doçentlik başvurusunun reddi/iptali yönündeki işlemin hukuka aykırılığı ortaya konduysa doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı verilir.

Doçentlik Davasında Yürütmeyi Durdurmanın Sonuçları Nelerdir?

Yürütmenin durdurulması kararının en temel sonucu, idarenin bu karara uyma zorunluluğudur. Bu zorunluluk, 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesinde emredici bir hükümle düzenlenmiştir. Birçok kararda alıntılanan bu hüküm şöyledir:

“Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.” (Danıştay 2. Daire, 2021/17895 E., 2022/988 K.; AYM, 6/7/2017).

Bu yükümlülük çerçevesinde, doçentlik başvurusunun iptali işlemine karşı alınan bir yürütme durdurma kararı, idareyi, başvuruyu reddeden kararını hiç almamış gibi hareket etmek veya süreci devam ettirme ve tamamlama ve doçentlik belgesini düzenleme yönünde işlem tesis etmeye zorlamaktadır.

Eser İnceleme Davasında Yürütmenin Durdurulması

Doçentlik başvurusunun iptali eser inceleme neticesinde adayın başarısız bulunması sonucu yapıldıysa, eser inceleme davasında yürütmenin durdurulması kararının sonucu adayın başarılı olarak görülüp doçentlik belgesi düzenlenmesi yönünde olacaktır. Zira bu durumda yukarıda da izah ettiğimiz süreç işlemiş, dosya bilirkişi incelemesi için bilirkişi heyetine gönderilmiş, davacı doçent adayının başarılı bulunması gerektiği yönünde rapor alınmıştır. Bu durumda mahkeme ÜAK’nın adayı başarısız bulması işlemindeki hukuka aykırılığı bilirkişi raporu ile tespit etmiş olur. Eser inceleme neticesinde başarılı sayılabilecekken, ÜAK’ın hukuka aykırı işlemi ile başarısız sayılan aday eser inceleme davasında yürütmenin durdurulması kararı ile doçentlik unvanına kavuşur. Sürecin tamamlanmasının doğal bir sonucu olarak, adayın başarılı bulunması halinde doçentlik belgesinin düzenlenmesi gerekmektedir. Danıştay 8. Dairesi’nin bir başka kararı bu sonucu net bir şekilde ortaya koymaktadır:

“…anılan işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi sonrasında davacının doçentlik belgesini aldığı hususu dikkate alındığında…” (Danıştay 8. Daire, 2024/510 E., 2024/522 K.).

Doçentlik başvurusunda eser inceleme itiraz ve dava süreci ile ilgili ayrıntılı bilgi verdiğimiz makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Asgari Şart Davasında Yürütmenin Durdurulması

Asgari şartları sağlayamadığından doçentlik başvurusunun iptaline karar verilen aday tarafından açılan davada da yürütmenin durdurulması talep edilebilir. Asgari şart davasında yürütmenin durdurulması kararının sonucu adayın sürecinin devam ettirilmesi yani eser inceleme aşamasına geçilmesi doğrultusunda olur. Asgari şart davasında yürütmenin durdurulması kararı ile doğrudan doçentlik belgesi düzenlenmez. Zira Mahkeme’nin yürütmenin durdurulmasına karar verdiği işlem adayın asgari şartları sağladığı tespitine dayanır.  “…Doçentlik değerlendirme jürisi, hakkında bilimsel araştırma ve yayın etiği ihlali bulmadığı ve asgari başvuru şartlarını sağladığını tespit ettiği adayın akademik çalışmalarının niteliği ve bilim/sanat alanına katkısını esas almak suretiyle “başarılı” veya “başarısız” bulduğunu belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir değerlendirme raporu hazırlar…” hükmüne haiz mevzuat gereği bu aşamadan sonra eser inceleme aşamasına geçilmesi gerekir.

Asgari şart davasında yürütmenin durdurulması kararı sonrasında eser inceleme aşamasına geçen doçentlik jürisinin bu sefer adayı eser inceleme neticesinde başarısız bulması halinde, yeni bir dava ile (eser inceleme davası) bu işlemin de iptal istenebilir.

Doçentlik Başvurusunun Etik Sebeple İptali Davasında Yürütmenin Durdurulması

ÜAK Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu tarafından yapılacak inceleme neticesinde  adayın doçentlik başvurusunda etik ihlali bulunduğu sonucuna varılması halinde ise, doçentlik başvurusu iptal edilir. Doçentlik başvurusunun etik sebeple iptali davasında yürütmenin durdurulması kararı ile ÜAK adayın sürecinin devam ettirilmesi yönünde işlem tesis etmeye mecburdur. Doçentlik başvurusunun etik sebeple iptali davasında yürütmenin durdurulması kararı ile de doğrudan doçentlik belgesi düzenlenmez. Bu durumda yürütme durdurma kararı adayın çalışmalarında etik ihlal bulunmadığı tespitine dayanacağından aşamaların devam ettirilmesi gerekir. “…Doçentlik değerlendirme jürisi, hakkında bilimsel araştırma ve yayın etiği ihlali bulmadığı ve asgari başvuru şartlarını sağladığını tespit ettiği adayın akademik çalışmalarının niteliği ve bilim/sanat alanına katkısını esas almak suretiyle “başarılı” veya “başarısız” bulduğunu belirten ayrıntılı ve gerekçeli bir değerlendirme raporu hazırlar…” hükmü gereği doçentlik başvurusunun etik sebeple iptali davasında yürütmenin durdurulması kararı ile Jüri’nin artık adayın asgari şartlara haiz olup olmadığının değerlendirmesine geçmesi gerekir.

Doçentlik etik davasında yürütmenin durdurulması kararı sonrasında asgari şartların değerlendirilmesi aşamasına geçen doçentlik jürisinin bu sefer adayın asgari şartları sağlamadığı veya sürecin devamında aqdayı eser inceleme neticesinde başarısız bulması yönünde işlem tesis etmesi halinde de bu işlemlere karşı ayrı ayrı dava açmak mümkündür.

Yürütme Durdurma Kararı ile Doçentlik Belgesi Düzenlenmesi

Doçentlik davasında yürütmeyi durdurma kararı alınması halinde ÜAK, bu karara uymakla ve doçentlik değerlendirme sürecini tamamlayarak adayın başarılı olması durumunda doçentlik belgesini düzenlemekle yükümlüdür. Bu durumda doçent adayı yürütme durdurma kararı ile düzenlenen doçentlik belgesi ile örneğin kadro başvurusu yapabilecektir. Dolayısıyla yürütme durdurma kararı ile doçentlik belgesi düzenlenir mi sorusunun cevabı (eser inceleme davaları için doğrudan diğer asgari şart ve etik davaları için dolaylı olarak) evettir.

Ancak burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, yürütmenin durdurulması kararı ile elde edilen statünün nihai ve kalıcı olmadığıdır. Bu statü (doçentlik belgesi), davanın esastan kazanılması şartına bağlıdır. Danıştay 12. Dairesi’nin bir kararında bu durum, ilk derece mahkemesi kararı ile elde edilen bir statünün “kazanılmış hak” teşkil etmeyeceği vurgulanarak açıklanmıştır (Danıştay 12. Daire, 2013/10902 E., 2014/2399 K.). Benzer şekilde, yürütmenin durdurulması kararına istinaden düzenlenen bir diplomanın, yürütmeyi durdurma kararının daha sonra kaldırılması üzerine iptal edildiği bir başka Danıştay kararı da bu statünün geçiciliğini teyit etmektedir (Danıştay 8. Daire, 2021/5764 E., 2024/1264 K.).   Dolayısıyla yürütme durdurma kararı ile doçentlik belgesi düzenlenmesi halinde elde edilen, doçentlik unvanı ve belgesi, davanın esastan reddedilmesi halinde hukuki geçerliliğini yitirecek ve geri alınabilecektir. Bu nedenle, yürütmenin durdurulması kararı davacıya dava süresince önemli bir avantaj sağlasa da, bu statünün nihai olmadığı ve davanın esastan kazanılmasına bağlı olduğu unutulmamalıdır.

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , akademik dava avukatı ve idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

Akademik dava avukatı kimdir, akademik davalara bakan avukatlar nasıl çalışır, akademik dava nedir, akademik dava avukatı ücreti ne kadar soruları cevaplanmıştır.

Akademik Dava Avukatı

Bu makalemizde akademik dava avukatı kimdir akademik davalara bakan avukatlar ne gibi işlemler yapar gibi sorulara genel cevaplar vermeye çalışacağız. Makalemizin devamında akademik dava avukatı kimdir, akademik dava nedir, akademik dava avukatı ücreti ne kadardır gibi sorulara cevap bulabilirsiniz.

Akademik Dava Avukatı Kimdir?

Akademik dava avukatı denildiğinde akla soyut bir kavram gelse de, bu tanımlama akademik davalara bakan avukatı ifade etmektedir. Akademik dava olarak ifade edilen dava türü ise, akademisyenlerin, akademisyen adayların ve hatta bazı durumlarda akademisyen olmayanların yükseköğretim hukukundan kaynaklanan davalarıdır.

Ülkemizde avukatlık mesleğince uzmanlaşma ve branşlaşma zorunlu değildir, dolayısıyla esasında her avukat akademik dava avukatı olarak görev yapabilir. Ancak her alanda olduğu gibi akademik davalara bakan avukat bu alan ile doğrudan bilgi sahibi olmalı, kendini akademik davalar alanında geliştirmeli, akademik terimlere ve yazım diline hakim olmalıdır. Yine örneğin akademik dava avukatı olarak etik ihlaller ile ilgili bir davayı başarıyla sonuçlandırabilmek için akademik dava avukatı etik ihlal türlerine ve hangi etik ihlalin nasıl sübut bulacağı konusunda bilgi ve tecrübeye sahip olmalıdır.

Akademik Dava Nedir?

Hukuk literatürümüzde  akademik dava adında bir dava türü  bulunmamaktadır. Akademik dava terimi akademisyenlerin ve akademisyen adaylarının, bu faaliyetlerinden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açabilecekleri davaları işaret eden bir tanımlamadır. Akademik davalar çok çeşitli olabilir. Tek bir yazımda tüm akademik davalar hakkında ayrıntılı bilgi vermek mümkün olmasa da, en çok açılan akademik davalar şöyle özetlenebilir;

Akademik Kadro Davaları

Akademik dava dendiğinde akla ilk olarak bir kadroya atanma talebiyle yapılan başvuruların olumsuz sonuçlanması sebebiyle açılan iptal davaları gelmektedir. Bu akademik kadro bir doktor öğretim üyesi kadrosu, doçent kadrosu veya profesör kadrosu olabilir. Kadroya başvuran adayların başvurularını usulüne uygun biçimde yapıp yapmadığı öncelikli olarak değerlendirilmelidir. Adayların değerlendirilme sürecinin usulüne uygun biçimde yürütülüp yürütülmediği de önemlidir. Jürinin usulüne göre teşekkül ettirilip ettirilmediği ve jürilerin değerlendirmelerinin objektif ve denetlenebilir olup olmadığı akademik dava avukatı tarafından değerlendirilir.

Yine bilim sınavının iptali veya yeniden değerlendirilmesine ilişkin iptal davaları da akademik dava olarak nitelendirilebilir. Bilindiği üzere araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi kadrolarına başvuran adaylar bilim sınavına tabi tutulmaktadır. Bu bilim sınavının usulüne uygun yapılmaması veya adaylara bilim sınavında hak ettiğinden fazla ya da tam tersine hak ettiğinden az puan verilmesi halleri yapılan atama işlemini sakatlar.

Akademisyenlerin Disiplin Soruşturmaları

Akademisyenlerin disiplin soruşturmaları da yine akademik dava avukatı tarafından takip edilebilecek işlerdendir. Bilindiği üzere akademisyenler 657 s. Kanun’a tabi olmalarının yanı sıra 2547 s. Kanun’a ve Yönetmeliğe göre yürütülecek disiplin soruşturmalarına tabi tutulabilirler. Akademisyenlerin disiplin soruşturmaları da tıpkı diğer devlet memurlarının disiplin soruşturmalarındaki gibi başta savunma hakkı olmak üzere müdafiden yararlanma, soru sorma, delillerin toplanmasını isteme, hazır bulunma gibi haklar yönünden sıkı usul kurallarına bağlanmıştır. Akademisyenlerin disiplin soruşturmalarında yapılacak sözlü ve yazılı savunmalar da hayati öneme sahiptir. Akademik dava avukatı, bu savunmaların hazırlanmasında ve soruşturmaların usule uygun ilerleyip ilerlemediği hususunda bilgi sahibi olan kişidir.

Akademisyenlerin Etik Soruşturmaları

Akademisyenlerin etik soruşturmaları da akademik davalara bakan avukatların ilgi alanındaki işlerdendir. Zira akademisyenlerin etik soruşturmaları diğer disiplin soruşturmalarından farklı bir seyre sahiptir. Somut olayda gerçekten iddia edildiği gibi bir etik ihlalinin bulunup bulunmadığı iyi değerlendirilmeli, deliller irdelenmeli ve zamanaşımı süreleri doğru saptanmalıdır.

Doçentlik Davaları

Doçentlik işlemleri ve ÜAK’nın doçentlik başvurusunun iptali işlemine karşı açılacak davalar da akademik dava avukatı tarafından takip edilebilecek işlerdendir. Asgari şartları sağlamadığından doçentlik başvurusunun iptali durumunda ÜAK’nın o dönemli doçentlik başvuru şartları incelenmelidir. Adayın gerçekten asgari şartları sağlayıp sağlamadığı doğru biçimde değerlendirilmelidir.  Eser inceleme neticesinde başarısız sayılan adayların durumu da (usul ve esas yönünden) yine akademik dava avukatı tarafından en yerinde değerlendirmeler ile ortaya konabilir.  Doçentlik başvurusunda etik ihlali iddiasında bulunulması halinde savunmanın hazırlanması da akademik dava avukatı tarafından yapılır. Etik ihlal nedeniyle doçentlik başvurusu iptal edilen adayların davalarının açılması da bu kapsamdadır.

Akademik Dava Avukatı Ücreti

Akademik davaların uzun ve karmaşık yapısı karşısında akla ilk gelen sorulardan biri de akademik dava avukatı ücreti ne kadar olacağıdır. Avukatlık ücreti avukatın sunduğu hukuki yardımın karşılığıdır. Avukatların akademik dava avukatı ücreti birbirinden farklılık gösterebilir.  Dolayısıyla somut olayın karmaşıklığı karşısında sunulacak avukatlık veya savunma hizmetinin sağlanması için gereken emek ve mesainin karşılığıdır. Dolayısıyla bize göre, “X davasının ücreti şu kadar, Y davasının ücreti bu kadar” gibi bir tacir anlayışı ile avukatlık hizmeti yapılamaz. Vekalet akdinin temelinin güven ilkesine dayandığı da hem vekil eden hem vekil tarafından gözetilmelidir.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, nitelikli hukuki yardımın gerektiği akademik davalar karşısında, hukuki korunma ve savunma hizmetine ihtiyaç duyan akademisyenlerin durumunu tam olarak anladıktan sonra, tacir anlayışı ile değil hukukçu kimliğimiz ile ücret belirlemesi yapmanın temel ilkemiz olduğunu belirtmek isteriz. 

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

 Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.

Makalemiz içeriğinde akademik davalar ile ilgili bilgi içeren yüzlerce yazı, makale ve emsal karar bulunması sebebiyle diğer makalelerimize yönlendirme yapamadık ancak her geçen gün güncellenen makalelerimiz içeriğinde aradığınız akademik dava ile ilgili aramayı yaparak bilgi edinebilirsiniz. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

akademik atamalarda jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması doçent, doktor öğretim üyesi, profesörlük kadrosu, iptal davası, emsal danıştay kararı

Jüri Üyesinin Adayla Ortak Çalışmasının Bulunması

Bu makalemizde akademik atamalarda jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması durumunda tarafsızlık ilkesi kapsamında irdelenecektir. Doçent, doktor öğretim üyesi, profesörlük kadrolarında adayların durumu jüri tarafından değerlendirilir. Jürilerin aday hakkındaki akademik değerlendirmenin tarafsız, objektif ve denetlenebilir nitelikte olması gerekir. Dolayısıyla jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması ve bu durumda özellikle jüri üyesi ile ortak çalışması olan adayın atanması halinde atanmayan aday tarafından açılacak iptal davası sırasında jüri üyesinin tarafsızlığına ilişkin argümanlar ileri sürülebilmesi mümkündür.

Jüri Üyesinin Adayla Ortak Çalışmasının Bulunması

Akademik atama işlemlerinde  atama sürecinin sağlıklı, objektif ve her türlü şüpheden uzak yürütülmesi için jüri üyelerinin seçiminde tarafsızlık ilkesinin gözetilmesinin adaylar için bir güvence teşkil etmektedir. Dolayısıyla jürilerin tarafsızlığı oldukça önemlidir. Bu bakımdan jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması halinde tarafsızlık ilkesinin zedelendiği değerlendirilmelidir.

Nitekim Danıştay 8. Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, bir jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması, değerlendirdiği adaylardan biriyle ortak makale, bildiri, proje veya tez danışmanlığı gibi yakın akademik ilişkilerinin bulunması, tarafsız ve objektif değerlendirme yapılması gerekliliğini ihlal eden ve tek başına atama işleminin iptalini gerektiren bir durumdur.

…oluşturulan jüri üyeleri arasında adaylarla ortak çalışma yapan kişilerin bulunması halinde, objektif bir değerlendirme yapıldığından söz edilemeyecektir.” (Danıştay 8. Daire, E. 2023/5305, K. 2025/3075, T. 19.03.2025)

 

“…anılan kadroya atanan kişinin ortak akademik faaliyetlerde bulunduğu ve yayınlar yaptığı anlaşıldığından anılan jüri üyesi tarafından yapılan akademik değerlendirmenin tarafsız, objektif ve denetlenebilir olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.” (Danıştay 8. Daire, E. 2023/406 K. 2024/4822 T. 26.09.2024)

Benzer şekilde, bu durumun sadece bir şüphe değil, objektifliği ortadan kaldıran somut bir olgudur;

…jüri incelemesine sunulan eserlerin bir kısmında bizzat ortak isim olarak yer alan bir jüri üyesinin, eserler hakkında yapacağı değerlendirmenin objektif olacağı hususunda bütün adaylarda bir kanaat oluşturması mümkün görülmemektedir.” (Danıştay 8. Daire, E. 2023/1612, K. 2024/6145, T. 03.12.2024)

Jüri üyesinin adayla ortak çalışmasının bulunması, bu kişinin heyette yer alması sadece o üyenin raporunu değil, jürinin bir bütün olarak “objektif olarak teşekkül ettirilmediği” sonucunu  da doğuracaktır. Dolayısıyla jürinin raporlarına dayanılarak tesis edilen atama işlemini temelden hukuka aykırı hale getirir. Böyle bir durumda, özellikle jüri üyesi ile ortak çalışması olan adayın atanması durumunda açılacak iptal davası neticesinde atama işleminin iptali sağlanabilir.

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası konusunda bilgi almak için buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda etik ihlal iddiası ile ilgili bilgi verici makalemize buradan,
  • ulaşabilirsiniz
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

DOÇENTLİK İPTAL DAVASI ESER İNCELEME

Doçentlik İptal Davası 2025

Bu makalemizde doçentlik iptal davası konusunda bilgi vereceğiz. Doçentlik eser inceleme başarısız kararı iptal davası açılarak iptal edilebileceği gibi, doçentlik asgari şart veya doçentlik etik ihlal sonucunda verilen doçentlik başvurusunun iptali kararları da doçentlik iptal davası olarak bilinen davaya konu edilebilir. Makalemizde doçentlik iptal davası 2025 ve yakın tarihli Danıştay kararları esas alınarak genel bir bilgilendirme yapılmıştır.

Doçentlik İptal Davası 2025

Doçentlikte iptal davası, doçentlik başvurusu eser inceleme, asgari şart veya etik ihlal sebebiyle reddedilen adayların başvurabileceği bir hukuki yoldur. İşlemi gerçekleştiren idarenin (Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı) bulunduğu yer Ankara olduğundan doçentlik iptal davası Ankara İdare Mahkemesi’nde açılır.

Doçentlik iptal davasında idari işlemin hukuki geçerliliğini sorgulanmaktadır. Dolayısıyla doçentlik iptal davası konusu sebebin (örneğin adayın eser incelemede başarısız sayılması veya asgari şartlara uygun olmadığının belirlenmesi) gerçekliği üzerinde durulmaktadır. Bu anlamda örneğin, eser incelemede başarısız sayılması sebebiyle doçentlik iptal davası açan adayın davasında, çalışmalarının niteliksel olarak ve başvurulan alana katkısı bakımından doçent unvanı verilebilmesi için yeterli olup olmadığına dair değerlendirme yapılmalıdır. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümü ilgili alanda özel veya teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle doçentlik iptal davasında bilirkişi incelemesi muhakkak yaptırılmaktadır.

Doçentlik iptal davası açarken sıklıkla karşılaşılan dava açma sebepleri şunlardır:

1. Doçentlik Eser İnceleme İptal Davası

Doçent adayının akademik çalışmalarının niteliği ve bilim/sanat alanına katkısını esas almak suretiyle eser inceleme yapılır. Bu inceleme sonucunda adayın “başarılı” mı yoksa “başarısız” mı olduğuna oyçokluğu ile karar verilir. Doçentlik eser incelemede başarısız olarak değerlendirilen adayların bu karara karşı itiraz etmek veya 60 gün içinde doçentlik iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgi için buradan “Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme İtiraz ve Dava” başlıklı makalemize ulaşabilirsiniz. Emsal kararı ise “Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Karar” başlıklı makalemiz altında buradan inceleyebilirsiniz.

2. Doçentlik Asgari Şart İptal Davası

Doçent adayının asgari şartlara uygunluk değerlendirmesi de jüri tarafından yapılır. Jüri, adayın asgari şartlara uygunluk sağlamadığı kanaatinde ise doçentlik başvurusunun iptaline karar verilir. Doçentlik başvurusunda asgari şartların sağlanamaması sonucuna itiraz etmek veya 60 gün içinde doçentlik iptal davası açmak mümkündür. Ayrıntılı bilgi için “Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması İtiraz ve Dava” başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz, almış olduğumuz bir emsal kararı buradan inceleyebilirsiniz.

3. Doçentlik Etik İhlal İptal Davası

Doçentlik jürisi tarafından yapılacak ilk değerlendirme, adayın çalışmalarında etik bir sorun olup olmadığı yönündedir. Jüri üyelerinden birinin dahi adayın eserinde veya eserlerinde etik ihlal olduğunu bildirmesi halinde etik inceleme süreci başlar. Bu durumda ilgili bilimsel araştırma ve yayın etiği komisyonu tarafından inceleme yapılır, süreç devam ederken doçentlik başvurusuyla ilgili hiçbir işlem yapılmaz. Komisyon tarafından adayın doçentlik başvurusunda etik ihlali bulunduğu sonucuna varılması halinde ise, doçentlik başvurusu iptal edilir. Bu durumda da aday, kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde doçentlik iptal davası açabilir. Ayrıntılı bilgi için “Doçentlik Başvurusunda Etik İnceleme Nedir?” başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Doçentlik ve Diğer Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

AKADEMİK KADRO İLANININ İPTALİ DAVASI 2025

Akademik Kadro İlanının İptali Davası 2025

Bu makalemizde güncel Danıştay kararları doğrultusunda akademik kadro ilanının iptali davası ile ilgili bilgi vereceğiz. Her ne kadar günümüzde kişiye özel kadro uygulaması azalmışsa da halen belli kişiyi işaret eden akademik kadro ilanı ile karşılaşabilmekteyiz. Daha önce akademik kadro ilanının iptali davası ile ilgili genel bilgi verdiğimiz makalemize buradan ulaşabilirsiniz. Bu makalemizde ise öncekinden farklı olarak akademik kadro ilanının iptali davası 2025 ve yakın tarihlerde verilmiş güncel Danıştay kararları doğrultusunda detaylandırılmaktadır.

Akademik Kadro İlanının İptali 2025

Akademik kadro ilanının iptali davası pek çok sebebe dayanılarak açılabilmektedir. Örneğin davaya konu akademik kadronun usulüne uygun süreçten geçerek ilan edilip edilmemesi de davanın konusu olabilir. Ancak uygulamada en çok karşılaşılan durum ek şartlar getirilerek yapılan akademik kadro ilanının iptali olarak görülmektedir. Zira hangi kadro olursa olsun akademik kadro ilanına ek şart ihtiyaç ve hizmet gereklerine uygun olması ve bilimsel kaliteyi artırmak amacına hizmet etmesi gerekir. Ancak uygulamada kişiye özel kadro uygulaması ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Özellikle belli bir kişiyi işaret eden akademik kadro ilanı daha ilan metni okunduğunda dahi kendini belli etmekte hatta çoğu zaman kadronun “kim için” çıkarıldığı dahi anlaşılmaktadır.

Akademik Kadro İlanının İptali Davası Nasıl Açılır?

Akademik kadro ilanının iptali, idare mahkemesinde görülecek bir iptal davası ile istenebilir. Akademik kadro ilanının iptali davası ilanı yayınlayan Üniversite’nin bulunduğu yer idare mahkemesinde açılmalıdır. Mahkemenin değerlendirmesi ilanda yer alan ek koşulun, -ilan edildiği alan itibarıyla değerlendirilmek suretiyle- objektif ve denetlenebilir, kişileri tanımlar nitelikte olup olmadığı, ihtiyaç ve hizmet gerekleri doğrultusunda getirilip getirilmediği yönlerinden hukuka uygunluk denetimi üzerine yapılabilir.

Akademik Kadro İlanının İptali Davası Davacısı Kimdir?

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi, iptal davalarını “idari işlemlerin iptali için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlamaktadır. Bu doğrultuda akademik kadro ilanının iptali davası başvurusu reddedilen veya ataması yapılmayan kişiler tarafından açılabilir.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasında Davalı Kimdir?

İptal davasında davalı taraf, iptali istenen idari işlemi tesis eden idaredir. Dolayısıyla akademik kadro ilanının iptali davasında davalı ilgili Üniversite Rektörlüğü olmalıdır.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasında Süre

İdari davalarda genel dava açma süresi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca 60 gündür. Sürenin başlangıcı ise kritik öneme sahiptir. Anayasa’nın 125. maddesi ve İYUK’un 7. maddesi uyarınca, idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlar. Anayasa’nın 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ‘İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.’ hükmü yer almaktadır.” (Danıştay İDDK, 2022/3604 E., 2023/106 K.) Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, davanın usulden reddedilmemesi için önemle takip edilmelidir. Dolayısıyla akademik kadro ilanın iptali davası süre davalı Üniversite’nin davacının başvurusunu reddettiğine dair kararın kendisine yazılı olarak tebliğ edildiği tarihi izleyen günden itibaren başlayacak ve 60 gün olacaktır.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasında İspat Yükü

Üniversitelerin kadro ihtiyaçlarına göre özel şartlar belirleme konusunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte, bu yetki mutlak ve sınırsız değildir. İdarenin bu yetkiyi kamu yararı ve hizmet gerekleri doğrultusunda kullanması esastır. Danıştay 8. Dairesi’nin 2019/8364 E. 2020/6105 K. 29.12.2020 T. sayılı kararında, idarenin özel koşulun hizmet ve ihtiyaç gerekleri doğrultusunda getirildiğine dair somut bilgi ve belge sunamaması, işlemin iptali için yeterli görülmüştür.

“Uyuşmazlıkta; profesör alımına ilişkin ilanda yer alan “Sağ ve sol over kanserlerinin yayılım paterni konusunda, cerrahi menopozda ERT’nin homosisteine etkisi konusunda ve preeklampside VEGF, PIGF, sFlt-1 ve sEng konusunda çalışmaları olmak” koşulu ile “preeklampside VEGF, PIGF, sFlt-1 ve sEng konsunda, tekrarlayan gebelik kayıplarında TAFİ düzeyi konusunda, kombine oral kontraseptiflerin PAİ-1 üzerine etkisi konusunda çalışmaları olmak” koşulunun …. davalı idare tarafından, anılan koşulun hizmet ve ihtiyaç gerekleri doğrultusunda getirilmiş olduğuna dair somut bilgi ve belge sunulamadığı görüldüğünden, dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk, dava konusu işlemleri iptal eden İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

Benzer şekilde, Danıştay 8. Dairesi, E. 2022/7760 K. 2025/1082 T. 18.02.2025: sayılı kararında da idarenin, özel koşula duyulan ihtiyacı “kurul kararı, bölüm kararı, ana bilim dalı talep yazısı, rapor vb.” belgelerle ortaya koyamadığı vurgulanmıştır:

“Olayda; İletişim Fakültesi Kişilerarası İletişim Ana Bilim Dalında ilan edilen profesörlük kadrosu için; “Medyada Kimlik Temsili ile Rus Dış Politikası üzerine akademik yayınları olmak, İngilizce ve Rusça bilmek” koşulunun alan için gerekliliğine ve alanda duyulan ihtiyaca yönelik alınmış kurul kararı, bölüm kararı, ana bilim dalı talep yazısı, rapor vb. çalışma ve/veya talebin bulunmadığı anlaşılmakla birlikte davalı idarece, kadro ilanından önce getirilen ek koşula duyulan ihtiyaç, kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde ortaya konulamamıştır.”

Bu durum, akademik kadro ilanının iptali davası ispat yükü davalı idarede olduğunu göstermektedir.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasında YÖK Onayı

Yardımcı doçent, doçent ve profesör kadrolarına yapılacak atamalar için 2547 Sayılı Kanun’da belirtilen koşulların dışında, üniversitelerin senatoları tarafından, anılan kadrolara yapılacak atamalar için belirlenen ve yasada yer almayan genel ve objektif nitelikteki ek kriterler için Yükseköğretim Kurulu’nun onayının alınması zorunludur. Bu akademik kadrolara getirilen ek koşulların YÖK’ün onayı alınmadan, doğrudan Rektör tarafından belirlenmesi hukuka aykırıdır. Erzurum BİM 1. İdare Dava Dairesi, E. 2019/665 K. 2020/142 T. 30.01.2020 sayılı kararında YÖK onayı bulunmaması sebebiyle akademik kadro ilanının iptali yönünde karar vermiştir:

Olayda ise, ilanda yer alan ek koşulların YÖK’ün onayı alınmadan, doğrudan Rektör tarafından belirlenmesiyle, belirtilen düzenlemelere uyulmadığı görülmektedir.  Bu durumda, dava konusu 12.09.2017 tarih ve 30178 sayılı ilanın Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı yardımcı doçent kadrosuna öğretim üyesi alımı için belirlenen şartların “aşılama hastalarında endometrial injury konulu ve over torsyonu olanlarda hemogram parametreleriyle ilgili bilimsel çalışma yapmış olmak, tüp bebek ünitesinde çalışmalara katılmış ve eğitim almış olmak” şeklindeki bölümünde ve bu şartı taşımadığından bahisle davacının başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar;

  1. Üniversite kadroya getirdiği ek şartlarda bu  şartın objektif, denetlenebilir ve kişiyi tarif etmeyen nitelikte olması zorunluluğu altındadır. Danıştay 8. Dairesi’nin 2024/2806 E. sayılı kararında atıf yapılan yönetmelik hükmü bu konuda nettir: “İlana başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya uzmanlık tezi adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara da yer verilemez.” Dolayısıyla bu nitelikleri taşımayan akademik kadro ilanının iptali mümkündür.
  2. Akademik kadro ilanının iptali davasında önemli bir diğer husus da takdir yetkisinin kötüye kullanımıdır. İdarenin kadro ihtiyacını belirleme ve özel şart koyma konusundaki takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gerekleri yerine, belirli bir kişiyi istihdam etme amacıyla kullandığı durumlarda takdir yetkisinin kötüye kullanımından söz edilebilir.
  3. Bazı akademik kadrolarda Yükseköğretim Kurulu’nun onayının alınması zorunludur. YÖK onayı bulunup bulunmadığı da akademik kadro ilanının iptali davası için belirleyici olacaktır.
  4. Bu nitelikleri taşımayan bir akademik kadro ilanının, Anayasa’da güvence altına alınan kamu hizmetine girme hakkı ve eşitlik ilkesini zedelediği de değerlendirilmelidir.
  5. Kadroya atama yapıldıysa, atanan kişinin akademik geçmişi incelenmesi önemlidir. Zira bu kişinin çalışmaları ilan şartıyla birebir örtüşmesi durumunda kişiye özgü kadro iddiası somutlaşacaktır. (Danıştay 8. Daire, 2024/2503 E.).
  6. Akademik kadro ilanının iptali davası dava dilekçesinde kadro ilanının neden hukuka aykırı ve usulsüz olduğunun uygun, açık ve sade bir dille izahatı oldukça önemlidir. Zira akademik kadro ilanının iptali pek çok sebepten kaynaklanabilir. Bu nedenle açılacak akademik kadro ilanı iptali davasında alanında uzman bir idari dava avukatından hukuki yardım almak oldukça önemlidir.

Akademik Kadro İlanının İptali Davasının Sonuçları

Akademik kadro ilanının iptali davası sonucunda hedeflenen başvuru ret işlemi olmakla birlikte, bu işlemin dayanağı olan kadro ilanındaki özel şartın hukuka aykırılığının tespitidir. İlan hukuka aykırı ise, buna dayanılarak yapılan ret işlemi de atama işlemi de zincirleme olarak hukuka aykırı hale gelecektir. Mahkemenin dava sonucunda akademik kadro ilanının iptali kararı vermesiyle özel şartın veya buna dayalı ret işleminin iptal edilmesi, davacının doğrudan kadroya atanacağı anlamına gelmemektedir. İptal kararı, idareyi hukuka uygun yeni bir işlem tesis etmeye zorlayacağından, hukuka uygun yeni şartlarla kadronun yeniden ilana çıkarılması şeklinde işlem yapılmalıdır.

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

 

Doçentlik Etik İtiraz Dilekçesi Örneği

Doçentlik Etik İtiraz Dilekçesi Örneği

Bu makalemizde doçentlik etik itiraz dilekçesi örneği yer almaktadır. Doçentlikte etik inceleme süreci hakkında ayrıntılı bilgi almak için buradan “Doçentlik Başvurusunda Etik İnceleme Nedir?” başlıklı makalemizi inceleyebilirsiniz. Doçentlik başvurusunda etik ihlal savunma dilekçesi örneği ise buradaki yazımızda yer verilmiştir.

Doçentlik Etik İtiraz Dilekçesi 

Doçentlik etik itiraz dilekçesi örneği konusuna geçmeden önce kısaca bilgi vermek gerekirse. Doçentlik başvurusunda etik inceleme, akademik liyakatin ve dürüstlüğün temel bir unsuru olarak titizlikle yürütülen, çok aşamalı ve ciddi sonuçları olan bir süreçtir. Doçent adayları hakkındaki etik inceleme ÜAK bünyesinde oluşturulan Fen ve Mühendislik Bilimleri, Sağlık ve Spor Bilimleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler gibi alanlara özgü “Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonları” tarafından yürütülmektedir. Doçentlik başvurusunda etik inceleme süreci eser incelemesi yapan jüri üyelerinin bir etik ihlal tespiti ile başlayabileceği gibi üçüncü kişilerin inandırıcı bilgi ve belgelere dayalı şikâyet veya ihbarı ya da ÜAK’ın re’sen yaptığı kontrollerle başlayabilmektedir.

Doçentlik başvurusunda etik ihlal bulunduğuna karar verilen adayın doçentlik başvurusu iptal edilir ve başarısız sayılmaktadır. Bu durumda doçentlik etik itiraz dilekçesi sunarak karara itiraz etmek akla gelebilir. Ancak önemle ifade etmek gerekir ki buradaki doçentlik etik itirazı ihtiyari yani isteğe bağlıdır. Doçentlik başvurusunun etik ihlal veya başka nedenlerle iptal edilen adaylar, doğrudan idare mahkemesinde iptal davası açabilirler.

Doçentlik Etik İtiraz Dilekçesi Örneği

T.C. ÜNİVERSİTELERARASI KURUL BAŞKANLIĞI’NA

İlgi:   …/…/….. tarihinde tarafıma tebliğ edilen T.C. Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı ……… Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu’nun …….. Tarih Ve ….. Toplantı, …… Dosya Numaralı kararı ile ……… etik ihlalinde bulunduğum sebebiyle doçentlik başvurumun iptaline dair itiraz dilekçemdir.

“……..” alanından …… Döneminde Doçentlik başvurusunda bulundum. Sürecin devamında dosyama atanan jüri üyelerinden biri tarafından …… eserlerimde …… etik ihlalinin bulunduğu iddiası üzerine, …….. Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu tarafından savunmam istenmiştir. ……. tarihinde sunduğum savunma dilekçemde …………….. hususları üzerinde durulmuş ve anılan çalışmalarımda ….. etik ihlalinin bulunmadığı ekte yer alan belgeler ile ispat olunmuştur. (Dilekçenin bu kısmında savunmalarınıza ilişkin genel değerlendirme yapmanız faydalı olacaktır.)

Tüm bunlara rağmen, ……. Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonu’nun …….. Tarih Ve ….. Toplantı, …… Dosya Numaralı kararı ile ……… etik ihlalinde bulunduğuma karar verilmiş olup, iş bu karara itiraz etmek zorunluluğum hasıl olmuştur.  Ayrıntıları aşağıda açıklanacak bu sebepler dahilinde …… eserlerimde …… etik ihlalinin bulunmadığı tüm delilleriyle açıklanmaktadır. Şöyle ki;

(Bu bölümde ayrıntılı beyanlarınıza yer veriniz, savunmalarınızı destekleyici kanıt içeren bilgi ve belgeleri dilekçeye ek olarak ekleyiniz.)

Son tahlilde; itirazlarımın kabulü ile etik ihlalde bulunduğuma dair işlemin geri alınmasını ve etik ihlalde bulunmadığım açık olduğundan doçentlik başvurum hakkında eser inceleme aşamasına geçilmesini talep ederim.…/…./……

İsim Soyisim

ADRES: ….

Doçentlik ve Diğer Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

 

Bu makalemizde intihal etik ihlalinde zamanaşımı ne zaman başlar sorusu Danıştay emsal kararı, danıştay intihal suçunda zamanaşımı kararı ile cevaplanmıştır

İntihal Etik İhlalinde Zamanaşımı

Bu makalemizde güncel tarihli bir Danıştay kararı doğrultusunda intihal etik ihlalinde zamanaşımı konusunu ele alacağız. Daha önceki makalelerimizde intihal suçu ve kapsamı konusunda ayrıntılı bilgi verdiğimiz makalemize buradan ulaşabilirsiniz. Bu makalemizde özellikle intihal etik ihlalinde zamanaşımı konusu incelenmektedir. Makalemizde incelenen Danıştay kararında intihal suçunda ceza verme zamanaşımı ne zaman başlar sorusu yanıtını bulmuştur.

İntihal Etik İhlalinde Zamanaşımı

Bilindiği üzere intihal etik ihlalinin karşılığı “Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma” cezasıdır.  2547 sayılı Kanunun 53/C maddesinde ise zamanaşımı konusu düzenlenmiştir. Maddeye göre, disiplin cezası verilmesini gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren fiil açısından altı yıl geçmiş ise disiplin cezası verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre intihal etik ihlali sebebiyle başlayan bir soruşturmada “Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası verilmek isteniyorsa, dava konusu işlemin ceza zaman aşımı süresi içerisinde bu işlemin tesis edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla intihal suçunda zamanaşımı (ceza zamanaşımı) süresi 2 yıldır.

Ancak intihal etik ihlalinde zamanaşımı süresinin ne zaman işlemeye başlayacağı zaman zaman tartışma konusu olmuştur. Danıştay 8. Dairesi E. 2023/3559 K. 2025/750 T. 12.02.2025 sayılı kararında bu hususta intihal etik ihlalinde zamanaşımı konusunda önemli bir değerlendirmede bulunmuştur. Dairenin önceki kararlarında D.8.D. 25/10/2023 tarih ve E:2020/6991, K:2023/5089 sayılı kararı; D.8.D. 04/06/2020 tarih E:2016/1301, K:2020/2237 sayılı kararı) Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonunca alınan “etik ihlal tespitine yönelik karar” ile  intihal etik ihlalinde ceza zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı kabul edilmekteyken bu kararda farklı bir değerlendirme yapılmıştır.

Danıştay Sekizinci Dairesi’nin  anılan kararında, iki yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı olarak intihal isnadına ilişkin şikayet dilekçesinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı kayıtlarına girdiği tarih (30/12/2013 tarihi) esas alınmıştır. Daire, davalı idarenin bu tarihte intihal iddiasından haberdar olduğunu ve bu haberdar olma tarihinden itibaren iki yıllık ceza zamanaşımı süresinin işlemeye başladığını kabul etmiştir.

Bu yaklaşım, Dairenin önceki kararları ile de uyumludur. Nitekim Danıştay 8. Dairesi güncel içtihatlarında, intihal etik ihlalinde zamanaşımı davalarında, ceza zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için idarenin bünyesinde oluşturulan Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Komisyonunca alınan “etik ihlal tespitine yönelik karar” tarihinin değil, idarenin disiplin suçunun varlığından haberdar olduğu tarihin esas alınması gerektiğini belirtmektedir.

Bu durumda, 30/12/2013 tarihinden itibaren iki yıl içerisinde (30/12/2015 tarihine kadar) disiplin cezasının verilmesi gerektiği, aksi halde intihal etik ihlalinde zamanaşımı süresinin sona ereceği sonucuna varılmıştır. Disiplin cezasının bu süre geçirildikten sonra tesis edildiği anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına karar verilmiştir. Bu nedenle, ilk derece mahkemesinin dava konusu işlemin iptaline ilişkin kararı ile Bölge İdare Mahkemesi’nin istinaf başvurusunun reddi yönündeki kararı, zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle onanmıştır.

Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Doçentlikte Yağmacı Şaibeli Dergi İddiası

Doçentlikte Yağmacı Şaibeli Dergi İddiası

Bu makalemizde doçentlikte yağmacı şaibeli dergi iddiası bir Danıştay kararı doğrultusunda ele alınacaktır. Doçentlik jüri üyesinin yağmacı şaibeli dergi iddiası ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Jürilerin bu kapsamda yapılan bazı eleştiri ve değerlendirmelerinin hatalı olduğu da gözlemlenmektedir. Doçentlikte yağmacı şaibeli dergi iddiası bulunan jüri bazen Yükseköğretim Kurulu’nun 07/03/2019 tarihli Genel Kurul kararını yanlış yorumlamakta. bazen de ilgili dergiyi ve yayın politikasını tam olarak incelememekte anlamamakta veya sadece Q3 veya Q4 dilimde olduğundan bu iddiayı dile getirebilmektedir. Bazı durumlarda diğer jüri üyeleri yağmacı şaibeli dergi değerlendirmesi yapmazken jürilerden bir tanesi bu iddiada bulunmaktadır.

Doçentlikte Yağmacı Şaibeli Dergi İddiası

Danıştay 8. Dairesi 2020/7858 Esas, 2022/7031 Karar, 01.12.2022 Tarihli kararında doçentlikte yağmacı şaibeli dergi iddiası ile ilgili önemli bir değerlendirmede bulunmuştur. Karara konu olayda davacının Mart 2020 doçentlik başvurusu, bir jüri üyesinin hazırladığı eser incelemesi raporunda, Yükseköğretim Kurulu’nun 07/03/2019 tarihli Genel Kurul kararı esas alınarak (yağmacı/şaibeli dergilerin doçentlik beyannamelerinde kullanılamayacağı kıstası çerçevesinde) davacının beyannamesindeki A.1 ve A.3 isimli çalışmalarının bu kategoriye girdiği belirtilmiştir. Bu durum nedeniyle uluslararası makale maddesi 40 puan altına düştüğünden, davacının asgari başvuru şartlarını sağlayamadığı sonucuna varılmıştır.

Davacı Ekim 2020 döneminde ikinci defa doçentlik başvurusunda bulunmuş, bu kez başvurusu kabul edilmiştir. Halbuki davacı ikinci başvurusunda da  önceki başvurudaki aynı iki makalesini (A.1 ve A.3’ü A.6 ve A.8 olarak beyan ederek) sunmuş ve  jüri üyeleri tarafından düzenlenen eser inceleme raporlarında herhangi bir olumsuz görüş bildirilmemiştir. Davacı ikinci başvurusuyla doçent olmuştur.

Danıştay’ın Yağmacı Şaibeli Dergi Kararı

Danıştay 8. Dairesi 2020/7858 Esas, 2022/7031 Karar, 01.12.2022 Tarihli kararında bu durumun “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkelerine aykırı olduğunu, zira aynı eserler hakkında net bir görüş bulunmadığını ve jüri üyelerinin çelişen değerlendirmeler yapmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilk başvurunun iptaline ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığını ifade etmiştir.

Danıştay yağmacı şaibeli dergi kararı içeriğinde, “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkelerini, bir hukuk devleti ilkesi olarak yorumlamıştır. Buna göre hukuki güvenlik ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin devlete güven duymasını ve devletin bu güveni zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerektirirken; belirlilik ilkesi, düzenlemelerin açık, net, anlaşılır, uygulanabilir, nesnel olmasını ve keyfi uygulamalara karşı koruyucu önlemler içermesini zorunlu kılar.

Olayda ise davacının aynı iki bilimsel eserinin yayımlandığı dergilerin “yağmacı/şaibeli” nitelikte olup olmadığı konusunda eser incelemesi yapan jüri üyelerinin birbiriyle çelişen değerlendirmeler yapması ve bu durumun net bir görüş bulunmamasına yol açması üzerine, davacının Mart 2020 dönemi doçentlik başvurusunun iptali ve buna yapılan itirazın reddine ilişkin işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

Doçentlik ve Diğer Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.

  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme Başarısız Emsal Kararına buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Eser İnceleme ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Asgari Şartların Sağlanamaması ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlali incelemesi ile ilgili makalemize buradan,
  • Doçentlik Başvurusunda Etik İhlal Savunma Dilekçesi Örneğinin yer aldığı makalemize buradan,
  • Doçentlik başvurusunun reddi ve iptal davası konusunun genel hatlarıyla incelendiği makalemize buradan,
  • İntihal suçu ile ilgili buradan, intihal suçunda savunma örneği için buradan,
  • Dilimleme etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili genel bilgi verdiğimiz yazımıza buradan,
  • Yanlış veya yanıltıcı beyan etik ihlali ile ilgili buradan,
  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Etik ihlal cezaları hakkında genel bilgilendirme yazımıza buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Görev süresinin uzatılmaması ile ilgili emsal karara buradan,
  • Yine daha önce sonuçlandırdığımız öğretim görevlisi kadrosuna atamada tazminat davası ile ilgili emsal karara burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza burada,
  • Bilim sınavının iptali ile ilgili emsal karara buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.