Danıştay 5. Dairesi, meslekten çıkarma cezasının iptali istemiyle açılan iptal davasında, idare mahkemesi tarafından davanın reddi yolundaki kararını bozmuştur.
Danıştay 5. Dairesi meslekten çıkarma cezasının iptali istemi konulu kararında özetle;
“Dava İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” suçunu işlediğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Yüksek Disiplin Kurulu işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
Adli ve idari soruşturma sürecinde elde edilen deliller değerlendirildiğinde, davacının, sadece suçu bilen veya gören kişi konumunda olmadığı, işlenen suçlara iştirak ettiği, yani suçun faillerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının, kendisini suçlayan bir beyanda bulunmaya zorlanması hukuken mümkün olmadığından, işlediği fiilin, “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” fiili kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir. Bu durumda, davacıya, iştirak ettiği, dolayısıyla faillerinden biri olduğu suçlar nedeniyle, disiplin cezası verilmesinde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Meslekten Çıkarma Cezasının İptali Danıştay Kararı
DANIŞTAY 5. DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/51087
Karar Numarası: 2018/18647
Karar Tarihi: 20.12.2018
İstemin Özeti: ……İdare Mahkemesinin …… sayılı kararının,dilekçede yazılı nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince gereği görüşüldü:
Dava …….İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının,……. İl Emniyet Müdürlüğü emrinde ……. Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” suçunu işlediğinden bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin …..Yüksek Disiplin Kurulunun ……sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
………. İdare Mahkemesinin ….. tarih ve E:……, K:… sayılı kararıyla; davacı hakkında dinleme kararı bulunduğu, elde edilen delillerle, yabancı kadınların sınırdışı edileceklerini, soruşturmanın şüphelileri olan A.Y. ve A.O.D’ye bildirmek suretiyle gizliliğin ihlali suçunu işlediği sonucuna varılarak “suç işlemek için kurulmuş örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme” ve “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” fiillerinin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle beraatine. “gizliliğin ihlali” eylemi ile ilgili olarak ise para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği. Davacının fuhuş için aracılık etme suçundan hüküm giyen A.Y. isimli şahısla yaptığı telefon görüşmeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, anılan şahısla yakın irtibatlı olduğu, mesleği ile ilgili bazı konularda A.Y. ve A.O.D’ye bilgi verdiği ve yardımcı olduğu ve fuhuşta kullanılan evlere gittiği anlaşıldığından, bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak eyleminin subuta erdiği sonucuna ulaşıldığından, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Anayasanın 38. maddesinde, “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. fıkrasında eyleminin meslekten çıkarma cezasını gerektirdiği kurala bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden;
- ……. İl Emniyet Müdürlüğünde …. emniyet müdürü olarak görev yapan davacının,…….il Emniyet Müdürlüğü emrinde …. Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde. ….. İl Emniyet Müdürlüğü …. Şube Müdürlüğünce organize fuhuş faaliyetlerine yönelik olarak yürütülen operasyon kapsamında şüphelilerin teknik takiplerinin yapıldığı.
- Teknik takip çalışmalarında, davacının da fuhuş örgütü ile irtibatlı olduğu yolunda emareler elde edildiği, bunun üzerine davacı hakkında dinleme kararı alındığı. Dinleme sonucunda, örgüt üyesi kişilere yakalanan bayanlarla ilgili bilgi verdiği. örgüt üyesi olan kişinin yurt dışından getirmeyi düşündüğü bayan ile ilgili iş ve işlemlere yol gösterip yardımcı olduğu.
- Fuhuş amacıyla kullanıldığını bildiği ve gördüğü yerler hakkında suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimlerde bulunmadığı. Fuhuşta kullanılan evlere gittiği yönünde tespitler yapıldığı ve soruşturma başlatıldığı.
- Soruşturma sonucunda düzenlenen raporda davacının Şube Müdürü olarak, fuhuş suçundan yakalanıp haklarında sınırdışı işlemi yapılacak yabancı uyruklu bayanlar ile ilgili olarak A.O.D. ile yaptığı görüşmede, kadınların evde erkek müşterilerle yakalandığı bilgisini aktararak operasyonun içeriğine dair aktarılmaması gereken bilgileri aktardığı.
- Suç örgütü üyesi A.Y. ile arkadaşlık ilişkisi kurup, yurt dışından getireceği kadının işlemleri ile ilgili olarak yol gösterdiği. A.Y.’nin çok sayıda suç kaydının olduğu. Buna rağmen irtibatını kesmeyip kendisi ile buluşarak fuhuş yapılan evlere birkaç kez gittiği.
- Böylece işlenmekte olan suçlara vakıf olmasına rağmen suçluların yakalanması amacıyla gerekli işlemlerin başlatılması girişiminde bulunmadığı. Dolayısıyla “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” suçunu işlediğinin sübuta erdiğinden bahisle meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği.
- Bu teklif doğrultusunda tesis edilen davacının Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasının iptali ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davacı hakkında, aynı fiil nedeniyle yapılan ceza yargılamasında “…….kamu görevlisinin suçu bildirmemesi….” fiili nedeniyle açılan davada , ……Asliye Ceza Mahkemesinin …… tarih ve E:…,K:…… sayılı kararıyla; “……suça konu eylemler nedeniyle sanık hakkında da soruşturma başlatıldığı ve sanığın da bu soruşturmanın şüphelilerinden birisi olduğu, herhangi bir suç nedeniyle hakkında soruşturma yapılan şüpheliye suçu bildirmemek yükümlülüğünün yüklenemeyeceği ve bu nedenle kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçunun unsurlarının oluşmadığı kanaatine varıldığından, yüklenen eylemlerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanığın beraatine karar vermek gerekmiştir” hükmü kurularak bu suç nedeniyle beraatine karar verilmiştir.
Yukarıda özetlenen adli ve idari soruşturma sürecinde elde edilen deliller değerlendirildiğinde, davacının, sadece suçu bilen veya gören kişi konumunda olmadığı, işlenen suçlara iştirak ettiği, yani suçun faillerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Anayasanın yukarıda anılan 38. maddesi gereğince, davacının, kendisini suçlayan bir beyanda bulunmaya zorlanması hukuken mümkün olmadığından, işlediği fiilin, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü’nün 8/14. maddesinde belirtilen “bildiği veya gördüğü bir suçun izlenmesi ve suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak” fiili kapsamında değerlendirilmesi de hukuken mümkün değildir.
Bu durumda, davacıya, iştirak ettiği, dolayısıyla faillerinden biri olduğu suçlar nedeniyle, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü 8/14. maddesi hükmü kapsamında, disiplin cezası verilmesinde hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, …… İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…..,K:…… sayılı kararının;2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 8. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 20.12.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Danıştay 5. Dairesinin meslekten çıkarma cezasının iptali ile ilgili verdiği karar bu şekildedir. Danıştay, davacının üzerine atılı disiplin fiilini tüm yönleriyle değerlendirmiş ve meslekten çıkarma cezasının iptali gerektiğine hükmetmiştir.
Adana idare hukuku avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;
- İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
- Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
- Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan,
- Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
- Sisiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
- Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.
İdari yargıda davanın usulüne uygun biçimde yürütülmesinde bir adana idare hukuku avukatı ndan destek ve hukuki yardım alınması faydalı olacaktır.
Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.