Ayrılık davası Medeni Kanunumuzun 167. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre, boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir. Yine Medeni Kanunumuzun 170/3 maddesine göre, boşanma davasında hakim ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.
Ayrılık Davası Nedir?
Ayrılık davası, boşanma davası açılabilen hallerde açılabilir. Ayrılık davasını boşanma davasını açmaya hakkı olan eş açabilir. Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık
kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer.
Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Ayrılık davasında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Diğer yandan ayrılık kararı verilmesi eşlerin hukuki durumunda değişikliğe yol açmaz. Eşler ayrılık halinde halen evlidir, yeniden evlenemezler. Evliliğin birlikte yaşama yükümlülüğü dışındaki yükümlülükleri her iki eş bakımından da devam eder. Yine ayrılık süresince doğan çocuklar evlilik içinde doğmuş sayılır. Eşlerden birinin ayrılık sürecinde ölmesi halinde, diğeri mirasçısı olur.
Ayrılık Davası ve Nafaka
Ayrılık davası ve nafaka konusunda ise.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden almak zorundadır. Ayrılık kararı verilmesi halinde çocukların eşlerden hangisinde kalacağını hakim takdir eder. Bu doğrultuda ayrılık davasında velayet ve buna bağlı olarak ayrılık davasında nafaka söz konusu olabilir. Velayet ile ilgili makalemizi buradan, iştirak nafakası nedir konulu makalemizi buradan, tedbir nafakasına ilişkin makalemizi buradan okuyabilirsiniz.
Ayrılık Davası Yargıtay Kararları
“Davalının 2008 yılı sonunda sebepsiz olarak müşterek konutu terk ettiği evin giderlerine katılmadığı, eşinin tedavisiyle ilgilenmediği, bu suretle evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmediği, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma sebebi ispatlanmıştır. O halde, istek çerçevesinde Yasada (TMK md. 171/1) gösterilen alt ve üst sınır arasında takdir edilecek bir süre ayrılığa karar verilmesi gerekirken isteğin reddi doğru bulunmamıştır.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2012/5709 E, 2013/6875 K, 14.03.2013 T)
“Davacı vekili temyiz dilekçesinde “ayrılığa karar verilmiş olsaydı bir araya gelme olasılığının mevcut olduğunu” ileri sürerek ayrılık kararı verilmek üzere hükmün bozulmasını talep etmiştir. Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hakim boşanmaya veya ayrılığa karar verebilir. (TMK. m. 170/1) Dava ayrılığa ilişkin ise boşanmaya karar verilemez. Şu halde, dava boşanmaya ilişkin ise, sebebin ispatlanmış olması koşuluyla ıslaha gerek bulunmaksızın, hakimin boşanma yerine ayrılığa karar vermesi mümkündür. Dava ayrılığa ilişkin ise, ıslah edilmeden boşanma kararı verilemeyecektir. Yasal düzenleme böyle olunca davacı, her aşamada davasını ayrılığa hasredebilir. Böyle bir talep halinde de ayrılık kararı verilebilmesi için “ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının mevcut olup olmadığına” bakılmaz, boşanma sebebinin ispatlanmış olması yeterlidir.” (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2012/16486 E, 2013/2713 K, 31.01.2013 T)
Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu, adana boşanma avukatı olarak boşanma, velayet, nafaka, tazminat işlemlerine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.
Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.