Velayet kime verilir sorusuna cevap ararken çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise aynı yönde karar verilmesi gerekir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/20430 E, 2018/7770 K ve 20.06.2018 tarihli kararında, boşanma velayet belirlemesinde çocuğun üstün yararının esas alınması gerektiğine hükmetmiştir.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2016/20430
Karar Numarası: 2018/7770
Karar Tarihi: 20.06.2018
VELAYETİN BELİRLENMESİ TALEBİNDE ÇOCUĞUN YARARINA ÜSTÜNLÜK TANINMASI GEREKTİĞİ Alınan Uzman Raporunda Ortak Çocukların Anne İle Kalmak İstediğini Beyan Etmesine Karşın, Hiç Bir Gerekçe Gösterilmeksizin Babaya Bırakılmış Olduğu – Üstün Yarar Belirlerken; Çocuk Yetişkin Biri Olmuş Olsaydı, Kendisini İlgilendiren Bir Olayda, Kendi Yararı İçin Ne Gibi Bir Karar Verebilecekti İse, Aynı Yönde Karar Verilmesi Gerektiği. Çocukla Ana ve Baba Yararının Çatışması Halinde, Çocuğun Yararına Üstünlük Tanınmasının Gerektiği. – Ret ve Üstün Tutma Sebepleri Karar Yerinde Gösterilerek, Ebeveynlerden Hangisinin Yanında Kalmasının Çocukların Menfaatine Olacağının Tespit Edilip Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerektiği.
İDDİA VE SAVUNMANIN GENİŞLETİLMESİ YASAĞI Tarafların Cevaba Cevap ve İkinci Cevap Dilekçeleri İle Serbestçe; Ön İnceleme Aşamasında İse Ancak Karşı Tarafın Açık Muvafakati İle İddia veya Savunmalarını Genişletebileceği/Değiştirebileceği. – Ön İnceleme Duruşmasına Taraflardan Biri Mazeretsiz Olarak Gelmezse, Gelen Tarafın Onun Muvafakati Aranmaksızın İddia veya Savunmasını Genişletebileceği/Değiştirebileceği. – Ön İnceleme Aşamasının Tamamlanmasından Sonra İddia veya Savunma Genişletilemeyeceği/Değiştirilemeyeceği. – İddia ve Savunmanın Genişletilip Değiştirilmesi Konusunda Islah ve Karşı Tarafın Açık Muvafakati Hükümlerinin Saklı Olduğu. – Kadının Süresinden Sonra Sunduğu Cevap Dilekçesinde, Maddi ve Manevi Tazminat Talebinde Bulunduğu. – Süresinde İstenmeyen Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri Hakkında Karar Verilemeyeceği
Özeti: Somut olayda velayet “alınan uzman raporunda ortak çocukların anne ile kalmak istediğini” beyan etmesine karşın, hiç bir gerekçe gösterilmeksizin babaya bırakılmıştır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekecektir. Davalı, süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalının süresinde istemediği maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; velayet, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle tedbir nafakası isteminin (TMK m.169) kabul edilip, edilmemesinin tarafların kusur durumuna bağlı olmadığı, ancak davalı kadının bu yönde açıkça temyiz talebinin bulunmadığı ve 04.11.1999 doğumlu ortak çocuk …’nın inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece; 2002 doğumlu … ve 2012 doğumlu…’nın velayeti, “alınan uzman raporunda ortak çocukların anne ile kalmak istediğini” beyan etmesine karşın, hiç bir gerekçe gösterilmeksizin babaya bırakılmıştır.
Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekecektir. Yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırıma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi ile Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.
Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Somut olayda, yargılama sırasında alınan uzman raporuna itibar edilmeme gerekçesi açıklanmaksızın, velayet davacı babaya verilmiştir. Oysa ki mahkeme kararlarında, karar verilen konuya ilişkin tüm deliller birlikte tartışılıp, ret ve üstün tutulma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebebin açıkça gösterilmesi zorunludur. Bu durumda, mahkemece yapılması gereken, ret ve üstün tutma sebepleri karar yerinde gösterilerek, ebeveynlerden hangisinin yanında kalmasının çocukların menfaatine olacağının tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3-Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır (HMK m.141/1-2). Somut olayda, davalı kadın süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. “
O halde, davalı kadının süresinde istemediği maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talepleri hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde, yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.