Kadroya Atanma Talebinin Reddi İşleminin İptali

Kadroya atanma talebinin reddi, kadroya atanma talebinin reddi işleminin iptali, iptal davası, kadro davası avukatı, kadroya geçirilme talebinin reddi

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi, kadroya atanma talebinin reddi işleminin iptali talebiyle açılan davada emsal bir karar vermiştir. Görülen kadroya atanma talebinin reddi işleminin iptali davasında. “Davacının öğrenim durumu itibariyle ihraz ettiği teknisyen unvanına ilişkin davalı Bakanlık bünyesinde atanabileceği boş teknisyen kadrosunun varlığı, davalı idare tarafından davacının bu unvanda hizmetine ihtiyaç duyulduğunu gösterdiği dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu başvuru üzerine kurumun ihtiyaç durumu değerlendirilmek suretiyle teknisyenlik unvanına ilişkin boş kadrolardan herhangi birine davacının atanması gerekirken davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” denilerek kadroya atanma talebinin reddi işlemi iptal edilmiştir. Kararın tam metni şu şekildedir:

Kadroya Atanma Talebinin Reddi İşleminin İptali

İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ

1. İDARİ DAVA DAİRESİ

Esas Numarası: 2020/481

Karar Numarası: 2020/747

Karar Tarihi: 03.11.2020

KADROYA ATANMA TALEBİNİN REDDİ İŞLEMİNİN İPTALİ

BAKANLIK BÜNYESİNDE DAVACININ ATANMASINA UYGUN BOŞ MESLEKİ KADRO BULUNMASINA KARŞIN BAŞVURUNUN REDDİNİN HUKUKA AYKIRI OLDUĞU

İSTEMİN ÖZETİ : İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapan davacının, 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesi uyarınca Teknisyen kadrosuna atanma talebiyle yaptığı 26/11/2019 tarihli başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 27/11/2019 tarih ve E.5148 Sayılı işleminin iptali istemiyle açtığı davada; “… 3795 Sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun’un “Unvanlar” başlıklı 3.maddesinde teknisyen unvanının hangi durumlarda kazanılacağına ilişkin düzenleme getirilmiş, bu düzenleme ile mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlara teknisyen unvanı verileceği öngörülmüştür. Dava dosyasında mevcut 30/06/1997 tarihli diploma nüshasından, davacının Afyon Ticaret Meslek Lisesi’nin muhasebe bölümünden mezun olduğu anlaşılmaktadır. 3795 Sayılı Kanun uyarınca davacının meslek lisesinden mezun olmakla teknisyen unvanını kazandığı açık olmakla birlikte, hangi bölümden mezun olanların hangi teknisyenlik unvanlarını kazandığı hususunda herhangi bir düzenlemenin getirilmediği görülmektedir.

Bununla birlikte, tüm meslek lisesi mezunlarının her türlü teknisyenlik ünvanını ihraz ettiğinin kabulü de mümkün değildir. Aksi düşünce, meslek lisesi mezunu olmakla birlikte bir kişinin hiç bir eğitim almadığı unvanlara ilişkin kadrolara atanmasını ortaya çıkarabilir ki, bu durum eğitimde branşlaşmayı da ortadan kaldırır.

Bu durumda, 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16.maddesi uyarınca fiilen görevde bulunanların kurumların kadroları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ihraz ettikleri unvanlara atanabileceklerinin düzenlendiği, davacının teknisyen unvanı kazanmakla birlikte bunun herhangi bir teknisyen kadrosuna atanması sonucunu doğurmayacağı, davacının Afyon Ticaret Meslek Lisesi’nin Muhasebe Bölümünden mezun olduğu dikkate alındığında, teknisyen kadrosuna atanması istemiyle yaptığı başvurunun muhasebe teknisyeni kadrosu bulunmadığından bahisle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle davanın reddine karar veren İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin 13.05.2020 gün ve E:2019/1686, K:2020/504 Sayılı kararının; teknisyen unvanını ihraz ettiği, 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesindeki şartları sağladığı, Muhasebe Bölümü mezunu olduğu gerekçe gösterilerek aleyhe durum yaratılmasının 2828 Sayılı Kanun’un amacına ve ruhuna aykırı olduğu, her meslek lisesi mezununun her türlü teknisyen unvanını ihraz etmediği şeklindeki değerlendirmenin hatalı olduğu, konu ile ilgili emsal yargı kararlarının bulunduğu, Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından 06.08.2019 tarih ve 2019/11271 Sayılı karar ile dostane çözüm kararının verildiği ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : İdare Mahkemesi kararında da açıkça tespit olunduğu üzere, orta öğrenimini Ticaret Meslek Lisesinde tamamlayan ve İşletme Bölümünü bitirerek Teknisyen kadrosuna atanmak isteyen davacının talep ettiği “Muhasebe Teknisyeni” kadrosunun Sağlık Bakanlığı Taşra Teşkilatı Kadro Standartları ile Çalışma Usul ve Esaslarına Dair yönerge ile belirlenen kadrolar arasında yer almadığı, tesis edilen işlemde mevzuata aykırılığın söz konusu olmadığı, Mahkeme kararının usule ve hukuka uygun olduğu ileri sürülerek istinaf isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelenerek işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinde Bilgisayar İşletmeni olarak görev yapan davacının, 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesi uyarınca Teknisyen kadrosuna atanma talebiyle yaptığı 26/11/2019 tarihli başvurunun reddine ilişkin Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 27/11/2019 tarih ve E.5148 Sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Ek 1. maddesinde; “Bu Kanun veya 5395 Sayılı Kanun uyarınca haklarında korunma veya bakım tedbir kararı alınmış olup fasılalı olarak geçen yararlanma süreleri dâhil iki yıldan az olmamak üzere, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının sosyal hizmet modellerinden yararlanan çocuklardan reşit olduğu tarih itibarıyla bu hizmetlerden yararlanmaya devam edenlerin işe yerleştirilmeleri aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde yapılır.” hükmüne yer verilerek devamında bu usul ve esaslara yer verilmiş, aynı Kanuna 21.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7103 Sayılı Kanun’un 25. maddesiyle eklenen Geçici 16. maddesinde ise; “Bu Kanunun ek 1. maddesi kapsamında ataması yapılan ve fiilen görevde bulunanlar kurumların kadroları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih ve öğrenim durumları itibarıyla ihraz ettikleri unvanlara atanırlar.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hak sahibi olanlardan daha önce istihdam hakkından yararlanmamış olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde Ek 1. maddede yer alan istihdam hakkından maddede belirtilen diğer şartları taşımaları kaydıyla yararlanabilirler.” hükmüne yer verilmiştir.

12/6/2014 tarihli, 29028 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Hizmetler Kanunu Kapsamında Tanınan İstihdam Hakkının Kullanımına İlişkin Yönetmeliğe dava konusu işlemin tesisinden sonra 20.11.2018 tarih ve 30601 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik Değişikliği ile eklenen “Görevde olan hak sahiplerinin unvanlarına atanması” başlıklı Geçici 2. maddesinde; ”(1) 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun ek 1. maddesi kapsamında ataması yapılan ve fiilen görevde bulunanlar görev yaptıkları kurumların kadro durumları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak Kanunun geçici 16. maddesinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla öğrenimle ihraz etmiş oldukları unvanlara atanırlar. Bu maddeye ilişkin bütün iş ve işlemler ilgili kurumlarca yapılır. (2) Bu maddeye ilişkin başvurular ilgililerce yazılı bir dilekçeyle görev yapılan kuruma yapılır. (3) Bu kişilerin atanmasında ilgili kurumca mevcut kadro durumu, ilgililerin öğrenim durumu itibarıyla ihraz etmiş oldukları unvanlar ve kurumun hizmet ihtiyaçları dikkate alınarak yapılacak değerlendirme esastır. (4) Kişilerin gördükleri öğrenim dolayısıyla unvan ihraz edip etmedikleri hususunda tereddüt hasıl olması halinde ortaöğretim düzeyi için Milli Eğitim Bakanlığından, ön lisans ve lisans düzeyi için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından görüş alınır. (5) Hak sahiplerinin öğrenimle ihraz ettikleri unvanlara ilişkin kadroların görev yaptıkları kurumlarda bulunmaması, öğrenimle ihraz ettikleri unvanlara ilişkin kadroların görev yaptıkları kurumlarda bulunmakla birlikte bu unvanlarda boş kadro bulunmaması veya kurumca kurum ihtiyaçları dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde ilgili unvanda hizmete ihtiyaç bulunmadığı sonucuna varılması halinde bu kişilerin atamaları yapılmaz. (6) Kanunun geçici 16. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önce yerleştirmesi yapılmış olup da güvenlik soruşturmasının tamamlanamaması gibi idareden kaynaklanan sebeplerle göreve başlatılamayan kişiler bu madde hükümlerinden yararlandırılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Öte yandan, 3795 Sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun’un “Unvanlar” başlıklı 3. maddesinde, “Gördükleri mesleki teknik öğretim alanlarına göre; a) (Değişik: 2/12/2016 -6764/50 md.) Mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlar ile denkliği Millî Eğitim Bakanlığınca kabul edilen diğer mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlar ve bu okullara denk mülga okullardan mezun olanlara “teknisyen” (…) unvanı verilir.” hükmü düzenlenmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Afyon Ticaret Meslek Lisesi mezunu olan davacının koruma ve bakım altında iken 2828 Sayılı Kanun’un Ek 1 maddesi kapsamında davalı Kurum bünyesinde “Bilgisayar İşletmeni” olarak göreve başladığı, halen İzmir Çiğli Bölge Eğitim Hastanesinde görev yaptığı, 01/6/2019 tarihinde Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümünden mezun olduğu, 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesi kapsamında, teknisyen kadrosuna atanma talebiyle 10/04/2019 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre ihraz etmek; kazanmak, elde etmek, erişmek anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, uyuşmazlığın karara bağlanabilmesi için öncelikle Genel İdare Hizmetleri sınıfında görev yapmakta olan davacının, 27/03/2018 tarih ve 30373 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve yukarıda açık hükmüne yer verilen 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun Geçici 16. maddesi uyarınca, maddenin yürürlüğe girdiği tarih ve öğrenim durumu itibarıyla teknisyen unvanını ihraz edip etmediği, diğer bir ifadeyle teknisyen unvanını elde edip etmediği ve elde etmiş ise davalı Bakanlık bünyesinde boş bulunan teknisyen kadrolarına atanıp atanamayacağı değerlendirilmeli, bu doğrultuda yapılacak değerlendirme neticesinde davacının atanma talebinin reddine dair dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığı saptanmalıdır.

Davacının mezun olduğu lisans bölümü nedeniyle “teknisyen” unvanını ihraz etmediği, dolayısıyla teknisyen olarak atanmasının da mümkün olmadığı görülmektedir.

Öte yandan, 3795 Sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Unvan Verilmesi Hakkında Kanun’un “Unvanlar” başlıklı 3. maddesinde teknisyen unvanının hangi durumlarda kazanılacağına ilişkin düzenleme getirilmiş, bu düzenleme ile mesleki ve teknik öğretim veren ortaöğretim kurumlarından mezun olanlara teknisyen unvanı verileceği öngörülmüştür. Dava dosyasında mevcut 30/6/1997 tarihli diploma nüshasından, davacının Afyon Ticaret Meslek Lisesinin Muhasebe Bölümünden mezun olduğu anlaşılmaktadır. 3795 Sayılı Kanun uyarınca davacının meslek lisesinden mezun olarak teknisyen unvanını ihraz ettiği açık olmakla birlikte, hangi bölümden mezun olanların, hangi teknisyenlik unvanlarını kazandığı hususunda herhangi bir düzenlemenin getirilmediği de görülmektedir.

Bununla birlikte, tüm meslek lisesi mezunlarının her türlü teknisyenlik ünvanını ihraz ettiği kabulü de mümkün değildir. Aksi düşünce, meslek lisesi mezunu olmakla birlikte bir kişinin hiç bir eğitim almadığı unvanlara ilişkin kadrolara atanmasını ortaya çıkarabilir ki, bu durum eğitimde ve kamu personeli istihdamında branşlaşmayı da ortadan kaldırır.

Diğer taraftan, davacının, atanma talebiyle davalı idareye başvurduğu tarih itibari ile davalı idare bünyesinde atanabileceği boş teknisyen kadrosunun bulunduğu ve bu kadroların eğitim ve istihdam alanı (ziraat, sağlık, elektrik vb.) belirtilmeksizin davalı idareye tahsis edilmiş kadrolar olduğu görüldüğünden, davacının bahsi geçen teknisyen kadrolarına atanmasında herhangi bir engelin bulunmadığı açıktır.

Bu durumda, davacının öğrenim durumu itibariyle ihraz ettiği teknisyen unvanına ilişkin davalı Bakanlık bünyesinde atanabileceği boş teknisyen kadrosunun varlığı, davalı idare tarafından davacının bu unvanda hizmetine ihtiyaç duyulduğunu gösterdiği dikkate alındığında, uyuşmazlık konusu başvuru üzerine kurumun ihtiyaç durumu değerlendirilmek suretiyle teknisyenlik unvanına ilişkin boş kadrolardan herhangi birine 2828 Sayılı Kanun’un Geçici 16. maddesi uyarınca davacının atanması gerekirken davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; istinaf başvurusunun kabulüne, İzmir 5. İdare Mahkemesi’nin 13.05.2020 gün ve E:2019/1686, K:2020/504 Sayılı istinaf başvurusuna konu kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline, davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü gösterilen 393,90.TL yargılama giderinin ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.700,00.TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, yatırılan posta giderinden artan miktarın Mahkemesince yatırana iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın ait olduğu Mahkemeye gönderilmesine, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/6 ve 46. maddeleri uyarınca kesin olarak, 03/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Davacının öğrenim durumu itibariyle ihraz ettiği teknisyen unvanına ilişkin bakanlık bünyesinde atanabileceği boş teknisyen kadrosunun bulunduğu, idare tarafından davacının bu unvanda hizmetine ihtiyaç duyulduğunu göstermesi karşısında. Uyuşmazlık konusu başvuru üzerine kurumun ihtiyaç durumu değerlendirilmek suretiyle teknisyenlik unvanına ilişkin boş kadrolardan herhangi birine davacının atanması gerektiğine karar verilmiştir.

Adana İdare Hukuku Avukatı

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı ve idari dava avukatı olarak, Türkiye’nin neredeyse tamamındaki İdare Mahkemeleri ve Danıştay’ da açılacak iptal ve tam yargı davaları hakkında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. İl dışından gelen görüşmeler zoom, google meet veya başkaca telekonferans yöntemleri ile gerçekleştirilebilmektedir.  

İdare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı ise şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili makalemize buradan,
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir