İş Davalarında Çelişkili Tanık Beyanları

İş davalarında çelişkili tanık beyanları yani tanıkların beyanları arasında çelişki bulunması, adana iş avukatı, tanık beyanı ile diğer delillerin çelişmesi

İş davalarında çelişkili tanık beyanları yani tanıkların beyanları arasında çelişki bulunması hali sıkça karşımıza çıkmaktadır. Örneğin fazla mesai konusunda dinlenen tanıkların birbirinden farklı beyanlar vermesi veya tanıklardan birinin resmi tatillerde çalıştığını beyan ederken bir diğerinin çalışmadığını beyan etmesi gibi durumlarda çelişkinin varlığından söz edilebilir. Bu gibi hallerde tanık beyanları arasında çelişki mevcuttur. Bir diğer durum da tanık beyanları ile dosyada mevcut diğer deliller arasında çelişki bulunması halidir. Her halükarda, ister tanık beyanları arasında çelişki ister tanık beyanı ile diğer deliller arasında çelişki bulunması halinde, iş davalarında çelişkili tanık beyanları na değer verilemez. Bu gibi durumlarda sadece çelişkili tanık beyanlarını esas alarak hüküm tesis edilemez.

İş Davalarında Çelişkili Tanık Beyanları

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2017/1774 E, 2018/1318 K, 04.07.2018 T

“…Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davalı işyerinde 21.01.2003-31.10.2008 tarihleri arasında terzi olarak çalışan davacının fazla çalışma ücreti, tanık beyanları uyarınca haftanın altı günü bir buçuk saat ara dinlenmesi ile 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı dolayısıyla haftalık on sekiz saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanan bilirkişi raporuna itibarla hüküm altına alınmıştır.

Davacı tanığı …, işyerinde 08.00-19.30 saatleri arasında çalıştığını, davacının kendisinin işten ayrılmasından sonra da çalışmaya devam ettiğini. Davacı tanığı … davacının haftanın altı günü saat 08.00 ile 20.00 veya 21.00 saatleri arasında çalıştığını. Davacı tanığı … ise işyerinde haftanın altı günü 08.00-18.00 saatleri arasında çalışıldığını, bazen fazla çalışma da yapıldığını belirtmiştir.

Bu durumda, yapılan işin niteliği ile davacı tanığı …’ın işin bitiş saatini 20.00 veya 21.00 olarak bildirmesi ve özellikle davacı tanığı …’ın kendisinin saat 19.30’da işten çıkarken davacının çalışmaya devam ettiğini beyan etmesi karşısında davacının işten çıkış saatinin 20.00 olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Buna göre, davacının haftanın altı günü bir buçuk saat ara dinlenmesi ile 08.00-20.00 saatleri arasında çalıştığı ve haftada on sekiz saat fazla çalışma yaptığı anlaşılmaktadır…”

İş davalarında çelişkili tanık beyanları nın varlığı halinde bu çelişki giderilidir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2017/9672 E, 2018/8905 K, 17.04.2018 T.

“…Somut uyuşmazlıkta davacı dava dilekçesinde, işyerindeki çalışma düzenini ve çalışma süresini, ‘günlük 08.00-19.00 saatleri arasında toplam on bir saat, ayrıca ayda dört pazar 05.30-19.00 saatleri arasında onüç buçuk saat, ayda ortalama beş gün özel davetler için 08.30-24.00 saatleri arasında, ramazan ayının tamamında haftada bir gün tatil olmak üzere yine 08.30-24.00 saatleri arasında’ olarak açıklamıştır. Mahkemece tanık beyanları ve bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ilki 05.30-16.00, ikincisi 08.30-19.00 saatleri arasında olmak üzere iki vardiya şeklinde çalıştığı, ayrıca cumartesi veya pazar günlerinden birinde 05.00-19.00 saatleri arasında da çalışarak, ara dinlenme sürelerinden sonra toplam 60 saat çalıştığı, haftalık fazla çalışma süresinin 15 saat olduğu kanaatine varılarak, fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin kabul ettiği vardiyalı çalışma düzeni, davacının dava dilekçesinde bildirdiği günlük çalışma düzeni ile bağdaşmamaktadır. Hal böyle olunca, davacının bildirdiği çalışma süreleri ile tanık anlatımları ve diğer deliller arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.

Ayrıca davacının, … 3. İş Mahkemesinin 2013/677 esas sayılı dosyasında tanık olarak beyanına başvurulduğu anlaşılmakta olup, davacının tanık sıfatıyla verdiği beyanın içeriği de dava dilekçesi içeriğinden farklıdır. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun’un 31. maddesi kapsamında davacı asil çağrılmak suretiyle, dava dilekçesindeki beyanı davacıya sorularak ve diğer dosyadaki tanık sıfatıyla beyanı da okunarak, işyerinde vardiyalı sistemde çalışma yapılıp yapılmadığı, davacının hangi vardiyada çalıştığı, vardiya değişim zamanı gibi hususlar açıklığa kavuşturulmak suretiyle bir sonuca varılması gerekmektedir.

Mahkemece yapılacak araştırma sırasında dosya içinde mevcut 10.12.2012 tarihli Teftiş Tutanağına ilişkin diğer belgeler ve varsa müfettiş raporu da getirtildikten sonra, gerek davacı asilin beyanı gerekse diğer tüm deliller bir arada değerlendirildikten sonra varılacak sonuca göre karar verilmelidir. Mahkemece bu husus göz önüne alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsiz olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir…”

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2012/39525 E, 2014/31113 K, 27.10.2014 T.

“…Mahkemece, davacının hafta tatili günlerinde çalıştığı gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, davacı tanıklarından A.. Y.., davacının Pazar günleri çalışmadığını beyan ederken, diğer tanık ise iki haftada bir Pazar günü tatil yapıldığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları ise haftanın 5 günü çalışıldığını söylemişlerdir.Bu durumda davacı tanık beyanları çelişkili olup, davacının hafta tatilinde çalıştığını ispatladığı söylenemez. O halde, mahkemece, hafta tatili alacağının reddi gerekirken kabulü hatalıdır…”

İşçilik alacakları hesaplamalarının alanında uzman avukatlar nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir adana iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir