Boşandığı Eşiyle Fiili Yaşama Devam Edilmesi Nedeniyle Ödenen Ölüm Aylığının Tahsili

Boşanma sonrası fiilen yaşam ölüm aylığı iadesi, boşandığı eşiyle fiili yaşama devam edilmesi nedeniyle ödenen ölüm aylığının tahsili, delil

Boşanma sonrası ölüm aylığı kesilmemesi için eşlerin fiilen yaşam a devam ettiği sıklıkla gözlemlenmektedir. Bu şekilde, ölüm aylığı almak için muvazaalı boşanmalara Kanun izin vermemektedir. Kurum boşandığı eşiyle fiili yaşama devam edilmesi nedeniyle ödenen ölüm aylığının tahsili amaçlı dava açabilmekte ve icra takibi yapabilmektedir. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 2020/1602 Esas, 2020/6026 Karar, 14/10/2020 Tarihli kararında boşandığı eşiyle fiili yaşama devam edilmesi nedeniyle ödenen ölüm aylığının tahsili amaçlı açılan davada toplanması gereken deliller ile ilgili önemli bir karar vermiştir.

Boşandığı Eşiyle Fiili Yaşama Devam Edilmesi Nedeniyle Ödenen Ölüm Aylığının Tahsili

YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
ESAS NUMARASI: 2020/1602
KARAR NUMARASI: 2020/6026
KARAR TARİHİ: 14.10.2020

Boşandığı Eşiyle Fiili Yaşama Devam Edilmesi Nedeniyle Ödenen Ölüm Aylığının Tahsili Amacıyla Yapılan İcra Takibine Vaki İtirazın İptali Ve İcra İnkar Tazminatı İstemi

Özeti: Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca kesildiği anlaşılmaktadır. Davalı ve boşandığı eşinin aynı tarihte Tıp Merkezinde aynı hekime muayene oldukları ve adlarına aynı hekim tarafından ilaç reçete edildiği, söz konusu ilaçları aynı eczaneden satın aldıkları, yine bozma sonrası boşanılan eşin boşandıktan sonra Trabzon adresinde yapılan emniyet araştırmasında gerek davalının gerekse eşinin 2003 yılından sonra bir daha bu adrese gelmedikleri dolayısıyla eşin bu adreste oturmadığının tespit edildiği, yine davalı ve eşinin “… Mah. …. Sok. No:21/1 ….” adresini 2009 yılına kadar her ikisinin de beyan etmiş olması, Kuruma ihbarda bulunan ve Mahkemece dinlenenin ihbar dilekçesindeki imzayı inkar etmemiş olması öte yandan Kuruma ihbardan sonra Mahkemedeki beyanını sonradan değiştirmesinin olağan olmadığı hususu da gözetilerek; Mahkemece, Kurum inceleme raporu ve eklerinin tamamı Kurumdan celbedilmeli, raporda soruşturma adresinde beyanı alındığı belirtilen ancak rapor ekleri mevcut olmadığından yazılı, imzalı beyanı alınıp alınmadığı anlaşılamayan kişinin imzalı beyanı olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle tüm bu delillerin değerlendirilmesi neticesinde hüküm kurulmalıdır.

Dava, hak sahibi konumundaki davalıya boşandığı eşiyle fiili birlikteliğine devam etmesi nedeniyle yersiz ödenen ölüm aylığının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

Hakkında verilen boşanma kararı 09.05.2003 tarihinde kesinleşen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla 506 sayılı Kanun kapsamında bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca kesildiği anlaşılmakta olup, Mahkemece yapılan yargılama sonunda yazılı biçimde hüküm tesis edilmiştir.

Eldeki davada, dava konusu dönem olan 17.10.2008-17.09.2012 arası döneme ilişkin olmak üzere, bozma sonrası dosya içine alınan davalı ve boşandığı eşine ait medula kayıtlarına göre, davalı ve boşandığı eşinin 05.11.2008 tarihinde Ö. Tıp Merkezinde aynı hekime muayene oldukları ve adlarına aynı hekim tarafından ilaç reçete edildiği, söz konusu ilaçları aynı eczaneden satın aldıkları, yine bozma sonrası boşanılan eş …’ın boşandıktan sonra 02.12.2009-17.09.2012 tarihleri arasında oturduğunu beyan ettiği Trabzon adresinde yapılan emniyet araştırmasında gerek davalının gerekse eşinin 2003 yılından sonra bir daha bu adrese gelmedikleri dolayısıyla eşin bu adreste oturmadığının tespit edildiği, yine davalı ve eşinin “… Mah. …. Sok. No:21/1 ….” adresini 2009 yılına kadar her ikisinin de beyan etmiş olması, Kuruma ihbarda bulunan ve Mahkemece dinlenen …’nin ihbar dilekçesindeki imzayı inkar etmemiş olması öte yandan Kuruma ihbardan sonra Mahkemedeki beyanını sonradan değiştirmesinin olağan olmadığı hususu da gözetilerek; Mahkemece, Kurum inceleme raporu ve eklerinin tamamı Kurumdan celbedilmeli, raporda soruşturma adresinde beyanı alındığı belirtilen ancak rapor ekleri mevcut olmadığından yazılı, imzalı beyanı alınıp alınmadığı anlaşılamayan G.D. isimli kişinin imzalı beyanı olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle tüm bu delillerin değerlendirilmesi neticesinde hüküm kurulmalıdır.

O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu, adana avukat olarak hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir