İdari Yargıda Islah Tam Yargı Davası

İdari Yargıda Islah (Tam Yargı Davası)

1 dakika okuma

Bu makalemizde idari yargıda ıslah konusunda bilgi vereceğiz. 2013 yılında önce idari yargı ıslah mümkün değilken, yasa değişikliği ile mümkün hale gelmiştir. Dolayısıyla 2013 yılı öncesindeki Danıştay kararlarında tam yargı davasında ıslah yapılamayacağı yönündedir. Ancak Kanun değişikliği sonrasında günümüzde idari yargıda sadece tam yargı davalarında ıslah yapılması mümkün hale gelmiştir. Ancak   idari yargıda ıslah belli kurallara bağlanmıştır. Bu makalemizde idari yargıda ıslah konusu, geçmişten günümüze tüm ayrıntılarıyla ve Danıştay kararları doğrultusunda ele alınacaktır.

İdari Yargıda Islah

Öncelikle belirtmemiz gerekir ki idari yargıda ıslah yapılabilir mi sorusunun cevabı tam yargı davasında ıslah için evet, iptal davasında ıslah için hayırdır. İnternette tam yargı davasında ıslah yapılamayacağına ilişkin çelişkili bilgiler bulunmasının sebebi 2013 yılı önceki yasal durumdan kaynaklanmaktadır. Zira 2013 yılına kadar 2577 s. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda ıslahı düzenleyen bir hüküm bulunmamaktaydı ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na atıf yapan maddesinde de ıslah kurumuna yer verilmemişti. Bu durum, dava açarken zararının tamamını öngöremeyen davacının, yargılama sırasında bilirkişi raporu gibi delillerle ortaya çıkan gerçek zararlarını talep edememesine yol açmaktaydı.

2013 yılı sonrasında idari yargıda (sadece) tam yargı davalarında ıslah mümkün hale gelmiştir. 6459 sayılı Kanun ile İYUK'un 16. maddesinin 4. fıkrasına eklenen bir cümle ile idari yargıda ıslah müessesesi kabul edilmiştir. Kanun, "...Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir." hükmüne amirdir.  İdari yargıda ıslah düzenlemesinin getirilmesi davacının mahkemeye ulaşmada açık, pratik ve etkili fırsatlara sahip olması gerekliliğine de hizmet etmiştir.

İdari Yargıda Islah Kapsamı ve Sınırları

Bu doğrultuda; idari yargıda ıslah sadece tam yargı davaları ile sınırlıdır.  İptal davalarının ıslah edilebilmesi hem davanın doğası gereği hem de Kanun gereği mümkün değildir. Düzenlemeye göre, idari yargıda ıslah yolu ile; tam yargı davasının davacısı, talep ettiği tazminatın daha yüksek olduğunun anlaması halinde nihai karara kadar bir kez dava konusu miktarı bir sefer artırabilir. Tam yargı davasının açılması esnasında özellikle mevcut zararın tam olarak belirlenebilir olmadığında ıslah önem kazanmaktadır. Davanın kısmen reddiyle karşılaşmamak adına da tam yargı davasında ıslahtan faydalanılabilir. İYUK'a getirilen idari yargıda ıslah imkanının HMK'dan daha dar kapsamlı ve sınırlıdır.

Danıştay 13. Dairesi'nin kararında vurgulandığı gibi, "...idarî yargıda ilk defa ıslah müesesesine ilişkin kanunî bir düzenleme yapılmış ve tam yargı davaları ile sınırlı olarak "miktarın artırılması" bağlamında ıslah kurumu idarî yargı düzeninde yerini almıştır" (Danıştay 13. D. 2021/4563). Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu da bu kurumun tam bir ıslah olmadığını, "yalnızca tam yargı davalarında talep konusu miktarın artırılmasına ilişkin" olduğunu belirtmiştir (Danıştay İBK 2021/5).
  • İdari Yargıda Islah Sadece Tam Yargı Davalarında Mümkündür: İdari yargıda ıslah, yalnızca tam yargı davaları için getirilmiş bir imkandır. İptal davalarında uygulanmaz.
  •  Islah Sadece Miktar Artırımı İçindir: Dolayısıyla ıslah yoluyla dava sebebini değiştirilemez, yeni vakıalar eklenemez. Yalnızca dava dilekçesinde belirtilen tazminat miktarının artırılmasına olanak sağlar.
  • Islah Tek Taraflıdır: Islah hakkı sadece davacıya tanınmıştır; davalı idare bu yola başvuramaz.
  • İdari Yargıda Islah Bir Defaya Mahsustur: Davacı ıslah hakkını dava süresince sadece bir kez kullanabilir.
  • Nihai Karara Kadar Yapılabilir: Davacı, davanın her aşamasında, "nihai karar verilinceye kadar" ıslah talebinde bulunabilir. Bu, kanun yolu aşamasını da kapsamaktadır.

İptal Davasında Neden Islah Yapılamaz?

İptal davaları, bir idari işlemin hukuka aykırılığının tespiti ve ortadan kaldırılması amacını taşır. Bu davaların konusu, artırılabilir veya azaltılabilir parasal bir miktar değildir. Dolayısıyla, "miktarın artırılması" amacına hizmet eden ıslah kurumu, iptal davalarının doğasıyla bağdaşmaz. Bir iptal davasında ıslah yoluyla  (tazminat) talebi eklemek de mümkün değildir. Zira bu durum iddianın genişletilmesi yasağının ihlali anlamına gelir.

Danıştay 6. Dairesi, iptal davası devam ederken sunulan tazminat talepli dilekçenin ıslah olarak kabul edilemeyeceğine, bu talebin harcı yatırılmışsa ayrı bir dava olarak görülmesi gerektiğine hükmetmiştir (Danıştay 6. D. 2018/9249 ve 2021/8306).

İdari Yargıda Islah Usulü

İdari yargıda ıslah artırılan miktar üzerinden harcın ödenmesi ve bu talebi içeren bir dilekçenin mahkemeye sunulmasıyla yapılır.  Harcı ödenmemiş ıslah dilekçesi, ıslah olarak kabul edilmez (İstanbul BİM 5. İDD 2018/966). İdari yargıda ıslah dilekçesi, mevcut davanın konusunu genişletemez. Yalnızca dava dilekçesinde talep edilen tazminat kaleminin miktarını artırmaya yönelik olmalıdır. Mesela, dava dilekçesinde talep edilmeyen faiz, ıslah dilekçesiyle ilk defa istenmesi davanın genişletilmesi olarak kabul edilir ve bu talep dikkate alınmaz.(Danıştay 8. D. 2020/840). Islah dilekçesi, cevap hakkını kullanması için karşı tarafa tebliğ edilir. İdari yargıda ıslah dilekçesi için burada yer verdiğimiz ıslah dilekçesi örneğinden faydalanılabilir.

Mahkeme, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı tam yargı davasında tazminat miktarının belirlenebilmesi için gerekli işlemleri yapmalıdır. Zira İYUK'un 20. maddesinde kurala bağlanan re'sen araştırma ilkesi uyarınca, idare mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapmaları gerektiği açıktır. Dolayısıyla mahkeme talep konusu ile ilgili gerekli araştırmayı yapmalı, gerekirse bilirkişi incelemesi (örneğin hesap bilirkişisi) yaptırmalıdır.

İzmir BİM 2. İdari Dava Dairesi, E. 2020/574 K. 2020/848 T. 01.07.2020:"Bu durumda; tam yargı davasının sürecine ilişkin yukarıda yapılan açıklamalara göre, davanın ıslah hakkı saklı tutularak açılmış bir maddi tazminat davası olduğu göz önüne alındığında; davacıya yapılan ödeme bir kenara bırakıldığında dahi, mahkemenin öncelikle davacının diğer zarar kalemleri olan yasal faiz ve “...” aidatları yönünden bunların miktar olarak hesaplanmasını re'sen araştırma ilkesi uyarınca yapması gerektiği, sonrasında bu parasal tutar belirtilerek ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 16/4.maddesinde belirtilen prosedürü uygulayarak davacıya davayı ıslah edip etmek istemediğini sorduktan ve davacının ıslah dilekçesini davalı idareye tebliği ile idarenin cevap vermesi ya da cevap verme süresi geçtikten sonra gerekçeli kararı vermesi ve en son aşamada artık hükmedilecek tazminat miktarı ortaya çıktıktan sonra dosya hakkında karar verilmesi gerektiği halde, açıkça miktar belirtilerek ve ıslah hakkı saklı tutularak açılan tam yargı davasında idare mahkemesince verilen kararda usul hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır."

İYUK m. 16/4'a göre idari yargıda ıslah "nihai karar verilinceye kadar" yapılabilir. Danıştay, bu ifadenin kanun yolu aşamasını da kapsadığını kabul etmektedir. Dolayısıyla ilk derece mahkemesi karar vermiş olsa dahi, dosya istinaf veya temyiz aşamasındayken de (ve hatta bozma sonrasında dahi) idari yargıda ıslah talebinde bulunulabilmesi mümkündür.

İdari Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki doçentlik, atama, disiplin, etik, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için 05070575335 nolu telefon numarasından ulaşabilirsiniz.