Kategori: Ceza Hukuku

Online Oyunlarda Dolandırıcılık Suçu

Online Oyunlarda Dolandırıcılık Suçu

World of Warcraft (WoW), Leauge of Legends, Knight Online, Fortnite, CS:GO, DOTA 2 gibi online oyunlarda dolandırıcılık suçu sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Kullanıcılar tarafından dile getirilen şikayetlerden biri de oyun hesabının ve oyun eşyasının alım satımı sırasında karşılaşılan online oyun dolandırıcılığı faaliyetleridir. Oyuncuların, oyun ile ilgili “eşya almak için birine para verdim ancak aldığım eşya gönderilmedi” veya “oyun hesabı almak için para gönderdim ama hesap bilgileri gönderilmedi” gibi çeşitli şikayetlerinin olduğu görülmektedir. Bu tip eylemlerle karşılaşan kullanıcılar oyun hesabı ve oyun eşyaları (item) sanal bir varlık olduğu için suç duyurusunda bulunamayacakları inancındadırlar. Ayrıca karakola gidip böyle bir şikayette bulunulduğunda görevli memurların şikayeti dikkate almayacağı korkusu da oldukça yaygındır.

Yaygın kanaatin aksine Yargıtay bu tip eylemleri suç olarak kabul etmektedir. Online oyun hesabının çalınması ve online oyun hesabının hacklenmesi da suç niteliğindedir.

Oyun hesabı satın almak için para gönderilip oyun hesabı bilgilerinin gönderilmemesi  veya oyun eşyası almak için para gönderilip de eşyanın oyuncuya gönderilmemesi halinde 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenen bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu oluşacaktır. 

Online Oyun Dolandırıcılığı hakkında, Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/775 Esas, 2015/24095 Karar ve 22.04.2015 Tarihli kararında;

 Somut olayda; internet kafe işleteni olan katılanın … sitesinde sanığa ait  …. Online isimli oyunda kullanılan ve oyundakikarakterlere güç veren item olarak adlandırılan sanal eşya ekipmanları satışı ilanını gördüğü ve ilanda yer alan telefonu arayarak sanıkla görüştüğü, sanığın katılana kendisini astsubay olarak tanıttığı ve sanal eşyanın 350 TL’ye satışı konusunda anlaştıkları, sanal eşya bedelinin sanığa ait hesaba “… kronos oyun ironset” açıklaması ile gönderdiği, sanığın sanal eşya bedelini aldığı, ancak satışa konu item denilen sanal eşyayı katılana göndermediği anlaşılmakla, mahkemenin bilişim sistemlerinin, araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun oluştuğuna ilişkin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir diyerek online oyunlarda item satışında da dolandırıcılık suçunun oluşabileceğine karar vermiştir.

Online oyunlarda dolandırıcılık faaliyeti oldukça teknik ve uzmanlık isteyen kavramlar üzerinden anlatılmaktadır. Bu nedenle bu tip durumlarda alanında uzman bir adana bilişim avukatı ndan hukuki danışma almanız en büyük tavsiyemizdir.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu, TCK ve diğer ilgili kanunlar kapsamında tüm işlemlere ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Adli Kontrol Kararına İtiraz Dilekçesi

Tutuklamaya İtiraz Dilekçesi

Tutuklamaya itiraz ve tutuklama şartları Ceza Muhakemesi Kanunu‘nun 100 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Tutuklamaya itiraz dilekçesi örneği yazımız devamında paylaşılmaktadır. Tutuklamaya soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde ise Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re’sen mahkemece karar verilir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 267 vd maddelerine göre, tutuklamaya itiraz 7 gün içinde yapılabilir.

Tutuklamaya itiraz dilekçesi örneği;

ADANA (…) SULH CEZA HAKİMLİĞİ’NE

Dosya No :2019/…. Sorgu

TUTUKLAMA KARARINA İTİRAZ EDEN ŞÜPHELİ : ………………

MÜDAFİ : Av. Selce MARAŞ BÜKEN

KONU : Adana … Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/…. Sorgu sayılı dosyasından haksız ve hukuka aykırı biçimde, hatalı olarak verilen tutuklama kararına karşı itiraz dilekçemizdir.

AÇIKLAMALARIMIZ

Adana … Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/…. Sorgu sayılı ile müvekkilin üzerine atılı “………” suçu dolayısıyla TUTUKLANMASINA karar verilmiştir. Müvekkilin  delilleri karartma şüphesini bulunmaması, sabit ikametgah sahibi olması ve EN ÖNEMLİSİ SOMUT OLAYDA TUTUKLAMA NEDENLERİNİN BULUNMAMASI NEDENİYLE verilen karar usule, yasaya ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırıdır. Şöyle ki;

SOMUT OLAYDA TUTUKLAMA NEDENLERİNDEN HİÇBİRİ BULUNMAMAKTADIR.
  1. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesine göre;
    “a) Şüpheli veya sanığın kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran somut olgular varsa,
    b) Şüpheli veya sanığın davranışları; 1. Delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme, 2. Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma, hususlarında kuvvetli şüphe oluşturuyorsa” tutuklama nedeninin bulunduğu var sayılabilir.
  2. Somut olayda tutuklama nedenlerinin hiçbiri bulunmamaktadır. Müvekkil sabit ikametgah sahibidir.  Bugüne dek hiçbir suça karışmamış olup sicili temizdir.  Soruşturulan suç ……. olup, toplanması gereken tüm deliller toplanmıştır, dolayısıyla müvekkilin delilleri karartabilmesi de mümkün değildir. Ayrıca müvekkilin delileri yok etmesi, gizlemesi, değiştirmesi, tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunması mümkün değildir.
  3. Tutukluluk soruşturma-kovuşturma aşamasında ANCAK ŞARTLARININ VAR OLMASI HALİNDE . ALINABİLECEK BİR TEDBİRKEN, SOMUT OLAYDA TUTUKLULUK HALİ BİR CEZAYA DÖNÜŞMÜŞTÜR.
  4. CMK’nun 101 maddesine göre, tutuklama kararında adli kontrol uygulamasının neden yetersiz kalacağı hukuki ve fiili nedenleriyle birlikte belirtilmelidir. CMK 109’daki koşullara uymamanın neden yetersiz kalacağı açıkça ve tüm hukuki gerekçeleriyle birlikte; ayrıca bu gerekçeler de somut olgularla desteklenerek belirtilmesi gerekir. Ve ancak somut olayda TUTUKLAMA YERİNE ADLİ KONTROL HÜKÜMLERİNDEN HERHANGİ BİRİNİN “ÖRNEĞİN EV HAPSİNİN” UYGULANMASI HALİNDE DE, TUTUKLAMA KARARINDAN BEKLENEN FAYDA SAĞLANABİLECEKTİR.
  5. Unutulmaması gerekir ki, TUTUKLAMA BİR TEDBİRDİR. Tedbir olarak uygulanabilecek bir kurumun CEZAYA DÖNÜŞTÜRÜLMEMESİ TUTUKLAMA KARARININ ÖLÇÜLÜ OLMASI GEREKMEKTEDİR. Verilen karar ile ölçülülük ilkesi aşılmıştır.
  6. Unutulmamalıdır ki kişinin Özgürlük ve Güvenlik hakkı hem Anayasa (m.19) hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi İLE (m.5) teminat altına alınan temel haklardandır. Tutuklama işlemleri bir tedbir niteliğindedir. Tutuklama koşulları yok ise tutuklama şüpheliye verilen bir ceza olarak kabul edilmektedir.

SONUÇ ve İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen ve Sayın Mahkemenizce re’sen göz önünde tutulacak nedenler dahilinde, Adana … Sulh Ceza Hakimliği’nin 2019/… Sorgu ve …/…/2019 tarihli tutuklama kararına itirazlarımızın kabulüne, BİHAKKIN TAHLİYESİNE, Sayın Mahkemeniz aksi kanaatte ise ADLİ KONTROL HÜKÜMLERİNDEN bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulmasına karar verilerek SERBEST BIRAKILMASINA karar verilmesini saygılarımızla vekaleten arz ve talep ederiz. 

Av. Selce MARAŞ BÜKEN

 

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Ceyhan Boşanma Avukatı

Adana Bilişim Avukatı

Bilişim suçları, bilişim araçlarına ve sistemlerine karşı veya bilişim araçları ve sistemleri vasıtasıyla
işlenen, verilerle ilgili olan suç şekillerine karşılık gelmektedir. Adana bilişim suçları avukatı, adana bilişim avukatı olarak bilişim suçlarının soruşturma ve kovuşturma aşamalarında avukatlık ve danışmanlık hizmeti verilmektedir. Ayrıca adana bilişim suçları avukatı, adana bilişim avukatı olarak  5651 sayılı Kanun başta olmak üzere mevzuatın el verdiği ölçüde içerik kaldırma, haber kaldırma ve erişim engelleme gibi hukuki çözümler bulunmaktadır.

Adana Bilişim Avukatı Olarak, Bilişim Suçları Alanında;

1. Hukuka Aykırı Olarak Bilişim Sistemine Girme veya Sistemde Kalma Suçu. (m.243),
2. Bilişim Sisteminin İşleyişinin Engellenmesi, Bozulması, Verilerin Yok Edilmesi veya Değiştirilmesi Suçu. (m.244/1-2)
3. Bilişim Sistemi Aracılığıyla Hukuka Aykırı Yarar Sağlama Suçu. (m.244/4)
4. Banka veya Kredi Kartlarının Kötüye Kullanılması Suçu. (m.245)
5. Kişisel Verilerin Kaydedilmesi Suçu .(m.135)
6. Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme Suçu. (m.136)
7. Verilerin Yok Edilmemesi Suçu (m.138) gibi suçlar örnek verilebilir.
Yine benzer şekilde, internet yoluyla hakaret suçu, internet yoluyla tehdit suçu, internet yoluyla şantaj suçu da adana bilişim avukatı olarak bu kategoride değerlendirebileceğimiz suç tipleridir.

Adana Bilişim Avukatı Olarak İnternetten İçerik ve Haber Kaldırma, Erişim Engelleme Sağlanabilir Mi?

İnternetten içerik ve haber kaldırma ve erişim engelleme denildiğinde akla ilk olarak kişi hakkında itibarını zedeleyici bir yorum yapılması veya haber çıkması, müstehcen içeriklerin kişinin rızası olmadan sunulması, iftira niteliğinde yazılan ifade, haber ve yorumlar gelmektedir.  Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak bu nitelikteki içerikler hakkında başta 5651 sayılı Kanun olmak üzere mevzuatın el verdiği ölçüde içerik kaldırma, haber kaldırma ve erişim engelleme gibi hukuki çözümler bulunmaktadır.

Son olarak Kripto paraların güvenliği de ülkemizde şu an için ancak “Bilişim Suçları” çerçevesinde yorumlanmaktadır.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu, TCK, 5651 sayılı Kanun ve diğer ilgili kanunlar kapsamında tüm işlemlere ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Ceyhan Boşanma Avukatı

Adana Ceza Avukatı

Avukat denildiğinde özellikle de bir ceza davası söz konusu olduğunda bulunulan yerdeki en iyi ceza avukatı ile çalışma isteği doğal olandır. Bu nedenle özellikle internette adana ceza avukatı, adana en iyi avukat, adana en iyi ağır ceza avukatı gibi aramalar yapıldığı göze çarpmaktadır. İşte bu noktada, ceza davalarının hassasiyeti ve hürriyeti bağlayıcı müeyyideleri karşısında aslında en iyi avukat değil, alanında uzmanlaşmış bir adana ceza avukatı ile birlikte çalışmanın daha doğru olduğu kanaatindeyiz.

Ceza yargılaması; suçun işlenmesi. suçun failinin kim olduğu. failin ceza sorumluluğu var ise, cezasının türü ve miktarının belirlenmesi amacıyla yapılan bir dizi faaliyetten oluşmaktadır. Ceza yargılamasında temel amaç suç işlenerek bozulmuş olan sosyal barış yeniden sağlanmasıdır.

Her ne pahasına olursa olsun faili cezalandırmak değil sanığın haklarına saygılı biçimde maddi gerçeğe ulaşmak, sanığın ıslahını ve topluma kazandırılmasını sağlamak ve sosyal düzeni yeniden sağlamaktır.

Nitekim Anayasamızın 38. Maddesine göre, “Hiç kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz. Kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez…”

Adana Ceza Avukatı Ceza Yargılamasına ilişkin olarak;

  1. Adana Ceza Avukatı olarak davanın her aşamasında müşteki ve sanık vekilliği.
  2. Sulh, Asliye ve Ağır Ceza mahkemelerinde sanık ve müdahil vekilliği.
  3. Suç duyurusunda bulunulması.
  4. Cumhuriyet Savcılığı hazırlık soruşturması sırasında takip edilmesi.
  5. Sabıka kayıtlarının silinmesi talepleri.
  6. Ve Kanunlarla düzenlenen cezai yaptırımlar için dava takibi yapar.

Ceza yargılamasında;

  1. Şüpheli/sanığın tutuksuz yargılanabilmesinin sağlanması.
  2. Savunmasının planlanması.
  3. Savunma stratejisinin belirlenmesi ve savunma temelinin sağlam oluşturulabilmesi.
  4. Toplanan delillerin incelenmesi,
  5. Yüklenen suç ile ilgili delilerin sağlanabilmesi.
  6. Aleyhe olan deliller kadar lehe olan delillerin toplanması.
  7. Duruşmalarda sözlü savunmanın belirleyici rolünün bulunması. gibi hususlar göz önünde tutulduğunda bir ceza avukatının değerlendirmesinin ve hukuki yardımının hayati öneminin olduğunu belirtmek gerekir.

Adana ceza avukatı ücreti ise, her olayın somut şartlarına ve verilmesi gereken emeğin niteliğine göre belirlenmektedir.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu, TCK ve diğer ilgili kanunlarda düzenlenen suçların soruşturma aşamasından infaz aşamasına kadar tüm işlemlerine ilişkin hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Mobbing ve Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Mobbing Suçu ve Görevi Kötüye Kullanma

Türk Ceza Kanununda “mobbing suçu” ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmemiştir. Ancak mobbingi oluşturan eylemler farklı suç tiplerini oluşturmaktadır.

Memura yönelik gerçekleştirilen eylemler, hakaret, tehdit, ayrımcılık yasağı, görevi kötüye kullanma, iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali, kişilerin huzur ve sükununu bozma, kasten yaralama, eziyet ve hatta kişiyi intihara yönlendirme suçlarını oluşturabilecektir.

Kamu görevlilerinin mobbing uygulaması halinde görevi kötüye kullanma suçu oluşmaktadır.  Görevi Kötüye Kullanma Suçu Türk Ceza Kanunu’nu 257. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre;

“Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Madde gerekçesine göre;  kamu görevlisi,  kamu faaliyetini yürütürken görevinin gereklerine ve yükümlülüklerine uygun davranmalıdır. Kamu faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında eşitlik ve liyakat ilkelerine uyulmalı ve bu hususta toplumun kamuya hissettiği güvenin sarsılmaması gerekir. Suça konu edilen eylem memurun görevinin verdiği yetkiyi yasaya aykırı olarak kullanmasıdır.

Dolayısıyla amirin veya diğer kamu görevlilerinin, kendilerine verilen kamu gücünü ve yetkilerini kötüye kullanarak memura mobbing uygulamaları halinde görevi kötüye kullanma suçu oluşacaktır.

Nitekim Danıştay 1. Dairesi 2013/1286 E, 2013/1035 K sayılı kararında

Şikayetçinin maruz kaldığı haksız eylemlerin bir çoğuna …’nun doğrudan müdahil olmadığı, şikayetçi tarafından kendisine bezdiri ve psikolojik saldırı uyguladığı iddiasıyla … aleyhine manevi tazminat istemiyle Aydın 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen ve tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kararda da …’nun taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 29.04.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk. kararının; … için soruşturma izni verilmemesine ilişkin kısmına yapılan şikayetçi itirazının reddine; …’a isnat edilen eylemin ise, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu na karar vermiştir.

Mobbing davası Adana gibi büyük şehirlerde son zamanlarda sıklıkla başvurulan bir dava türüdür. Görüldüğü üzere mobbing eyleminin ceza davası yönü de bulunmaktadır. Psikolojik baskının tespiti ve ispatı açılacak mobbing davası nda oldukça önemlidir. Mobbing davası sonuçları  davanın tarafları için oldukça önemlidir. Mobbing davası kazananlar olduğu kadar kaybedenler de oldukça fazladır. Zira somut olayda mobbing örneklerinden birinin yaşanıp yaşanmadığının tespiti gerekir. Nitekim bir kimseyi “görevi kötüye kullanmak” gibi ağır bir suçla itham etmeden önce somut olayda mobbingin dolayısıyla suçun şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti gerekir.

Dolayısıyla meydana gelen davranışın Yargıtay ve Danıştay içtihatları nezdinde mobbing kapsamına girip girmediğinin tespiti, mobbing davasında mobbingin ispatı ve kıdem tazminatı alacağının hesaplanması işlemlerinin alanında uzman avukatlar mobbing davası avukatı nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir.

Mobbingin ve mobbing davasının genel hatlarıyla irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

İşçilere uygulanan mobbinge karşı başvurulabilecek kanun yollarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Kamu görevlilerine uygulanan mobbinge karşı (kamuda mobbing) başvurulabilecek kanun yollarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Boşanmada Fiziksel Şiddet Görenin Tazminat Talebi

Bylock, Mor Beyin ve CG-NAT Kayıtları

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2018/187 E, 2018/1462 K sayılı ve 27.03.2018 tarihli kararı ile Mor Beyin CGNAT kayıtlarıyla FETÖ/PDY ByLock kullanımının tespitinde, sadece Bylock sunucusuna bağlantı yaptığının tespit edilmesinin yeterli olmadığı, CG-NAT kayıtlarının yanısıra girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı da ile de ortaya konması gerektiğine karar vermiştir. Kararda sanığın programın sunucularına bylock mor beyin vb tuzak yöntemlerle yönlendirilmiş olabileceği sonucuna da ulaşılabileceğinin altı çizilmiştir.

YARGITAY

16. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/187

Karar Numarası: 2018/1462

Karar Tarihi: 27.03.2018

SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇUNDA BYLOCK PROGRAMININ İNDİRİLMESİ Ancak Operatör Kayıtları ve User Id Eşleştirmesi Doğru Yapılabilen Kişilerin Gerçek Bylock Kullanıcısı Oldukları – Kişinin Örgütsel Gizliliği Sağlamak ve Haberleşmek Amacıyla Bylock Sistemine Girdiğinin ve Bu Sistemi Kullandığının, User Id, Şifre ve Grup Elemanlarını İçerir Bylock Tespit Değerlendirme Tutanağı ve Cgnat Kayıtlarını İçeren Belgeler İle Kesin Olarak Kanıtlanması Gerekir

OPERATÖR KAYITLARI VE USER ID EŞLEŞTİRMESİ DOĞRU YAPILABİLEN KİŞİLERİN GERÇEK BYLOCK KULLANICISI OLDUKLARININ KABULÜ GEREKİR Bylock Kullanıcılarının Tespitleri Açısından Operatörler Tarafından Tutulan Cgnat (His) Kayıtları Bir Çeşit Üst Veridir – Cgnat Kayıtları Özet Veriler Olması Nedeniyle Bir İz ve Emare Niteliğinde Olduğundan Tek Başına Kişinin Gerçek Bylock Kullanıcısı Olduğunu Göstermez – Kişiler İradeleri Dışında Bylock Sunucularına Yönlendirilmiş Olabilirler

Özeti: Operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunludur. Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeye dayanılarak, ByLock kullanıcısı olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilen sanığın kimlik bilgilerinin istinaf aşamasından sonra Erzincan İl Emniyet Müdürlüğünün “mor beyin”  listesinde yer aldığının bildirilmiş olması karışışında hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek tayin ve takdirinde zorunluluk bulunmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine güre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E, 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sistemi FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgülünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacaktır.

ByLock uygulaması programını indirmek, mesajlaşmak/haberleşmek için yeterli değildir. Öncelikle kayıt esnasında kullanıcının bir kullanıcı adıyla parola üretmesi, mesajlaşma için ise kayıt olan kullanıcılara sistem tarafından otomatik olarak atanan ve kullanıcıya özel olan ID (kimlik) numarasının bilinmesi ve karşı tarafça onaylanması gerekmektedir.  Karşılıklı ekleme olmaksızın iletişime geçme imkanı bulunmamaktadır.

ByLock iletişim sisteminde bağlantı tarihi, bağlantıyı yapan IP adresi, hangi tarihler arasında kaç kez bağlantı yapıldığı, haberleşmelerin kimlerle gerçekleştirildiği ve içeriğinin ne olduğu tespit edilebilmektedir. Bağlantı tarihinin, bağlantıyı yapan IP adresinin tespit edilmesi ve hangi tarihler arasında kaç kez bağlanıldığının belirlenmesi. kişinin özel bir iletişim sisteminin bir parçası olduğunun tespiti için yeterlidir. Haberleşmelerin kimlerle yapıldığı ve içeriğinin ne olduğunun saptanması ise kişinin örgüt içindeki konumunu tespit etmeye yarayacak bilgilerdir.

ByLock kullanıcı tespitleri ByLock sunucusunda kayıtlı IP adresleri üzerinden tespit edilebilmektedir. ByLock sunucusunda kaydı olan kullanıcıların User-ID(Kullanıcı No) tespiti yapılabilmekte ve mesaj içeriklerinin çözümü gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle ByLock tespit değerlendirme tutanağında yer alan User-ID(Kullanıcı No), şifre ve gruba kayıtlı kişilerin tespiti bu kişilerin birbirleriyle olan ilişki ve irtibatlarının ortaya konulması sanığın hukuki durumunun belirlenmesi bakımından önemlidir.

ByLock kullanıcılarının tespitleri açısından operatörler tarafından tutulan CGNAT (HIS) kayıtları bir çeşit üst veridir. CGNAT kayıtları özet veriler olması nedeniyle bir iz ve emare niteliğinde olduğundan tek başına kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğunu göstermez. Kişiler iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirilmiş olabilirler.

Nitekim Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen ve BTK tarafından yapılan teknik çalışmalar sonucunda iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirildikleri saptanan 11.480 kişinin tamamının CGNAT kayıtlarının olduğu ve tespit edilen CGNAT kayıtlarına göre ByLock uygulamasının IP’lerine bağlantıya yönlendirildikleri belirtilmektedir.

Kişinin User-ID ve şifrelerinin belirlenememesi ve fakat CGNAT kayıtlarıylaByLock sunucusuna bağlantı yaptığının tespit edilmesi halinde, kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğu ancak henüz User-ID ve şifresinin tespit edilemediği anlaşılabileceği gibi; ByLock sunucularına tuzak yöntemlerle (mor beyin vb.) yönlendirilmiş olabileceği sonucuna da ulaşılabilir.

Bu nedenle ancak operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunludur.

Somut olayda; Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.06.2017 tarihli belgeye dayanılarak, ByLock kullanıcısı olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilen sanığın kimlik bilgilerinin istinaf aşamasından sonra Erzincan İl Emniyet Müdürlüğünün 28.12.2017 tarihli “mor beyin” listesinde yer aldığının bildirilmiş olması karışışında hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 27.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Suçun Gece Vakti İşlenmesi

Suçun Gece Vakti İşlenmesi

Bu yazımızda, TCK’na göre “gece vakti” kavramını, hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve yağma suçlarının gece vakti işlenmesi durumunda ne olacağını ve yargılama sırasında suçun gece vakti işlenip işlenmediğinin nasıl tespit edileceğini kısaca izah etmeye çalışacağız.

Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-e maddesine göre; Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 4. Maddesinde de Gece vakti: Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden süreyi ifade eder denilerek aynı doğrultuda bir tanımlama yapılmıştır.

Buna göre bazı suçların gece vakti işlenmesi halinde suç zaman bakımından nitelikli hale gelir. Örneğin konut dokunulmazlığının ihlali, hırsızlık ve yağma suçlarının gece vakti işlenmesi halinde gündüz vakti işlenmesine göre daha fazla ceza öngörülmüştür. TCK’nun 143. maddesine göre,  hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Yine TCK’nun 149. maddesine göre yağma suçunun gece vaktinde işlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

SUÇUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ NEDEN CEZAYI ARTIRICI BİR NEDEN OLARAK KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR?

“Gece vakti insanları daha korunmasız hale getirir. İnsanların her zaman ama özellikle bu saatlerde güven ortamına daha fazla ihtiyaçları vardır. Kişi tenha bir sokakta yalnızdır. İşyerleri sahipsiz durumdadırlar. Evlerindeki insanlar uykudadırlar. Karanlık, suç işlemek arzusundakileri gizler, rahat hareket etmelerine imkân sağlar. Sokakta, işyerinde, evde neresi olursa olsun, suç işlemek ve uzaklaşmak gündüze oranla iyice kolaylaşmıştır. Sonuç olarak, suçun gece vakti işlenmesi o suça verilen cezasının artırılmasına yol açar” (Noyan, 2007)

Uygulamada güneşin saat kaçta doğduğu ve kaçta battığı suçun gece vakti işlenip işlenmediğinin tespitinde hayati öneme sahiptir. Güneşin saat kaçta doğuğ battığının tespitinde; müftülükten, meteorolojiden veya Adli Tıp Kurumundan, suçun işlendiği günün güneşin doğum-batım saatlerinin gönderilmesi istenebilir.

Yargılama sırasında suçun gece vaktine denk gelen zaman diliminde işlenip işlenmediğinin tespit edilmesi, kesin olarak saptanması ve bu husustaki kanıtların neler olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılması gerekir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Noyan, E., 2007. Ceza Davası, Ankara.  https://books.google.com.tr/books?id=nGRoBgAAQBAJ&.

Silahlı Terör Örgütü ve Üyeliği

Silahlı Terör Örgütü ve Üyeliği FETÖ PDY

Silahlı Terör Örgütü Nedir?

Bir yapının silahlı terör örgütü olarak tanımlanabilmesi için

  1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220. Maddesinde belirtilen örgüt şartlarını sağlaması,
  2. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. Maddesinde belirtilen amaçları gerçekleştirmek için örgütlü bir yapısının olması,
  3. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/1. Maddesinde belirtilen Cebir ve şiddet kullanılarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerini kullanmalı,
  4. Siyasi bir amaç taşımalı,
  5. Amaca matuf bir eylem gerçekleştirmeye yeterli derecede silahlı olması ya da bu silahları kullanabilme imkânına sahip bulunması gerekir.
Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma Suçu Nedir?

Silahlı bir terör örgütüne katılmayı, bağlanmayı ve örgüte hakim olan hiyerarşik yapının emrine girmeyi ifade eden örgüte üyelik suçu Türk Ceza Kanunu’nun 314.maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; “Bu kısmın dördüncü ve beşinci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silahlı örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır.”

Madde gerekçesine göre, suçun unsurlarının oluşabilmesi için “…örgütün silahlı olması gerekmektedir. Ancak örgütün bütün mensuplarının silahlı olmaları zorunlu değildi; hedeflenen suçların işlenmesini sağlayabilecek derecede olmak üzere bazı üyelerinin silahlı olmaları suçun oluşması için yeterlidir.”

Unutulmamalıdır ki, terör örgütüne üye olma suçu kast ile işlenebilen bir suç olup, failin örgütün amacını bilerek ve bu amacı benimseyerek örgüte girmesi gerekir.

Zira, örgüt belli bir amaç için kurulduğundan, failde bu amaca yönelik özel kasıt bulunmalıdır.

Silahlı örgütün amacı örgüte katılanlar tarafından da bilinmelidir. Diğer bir deyişle örgüte üye olan kişinin, bu örgütün suç işlemek amacına yönelik olarak bir faaliyet icra ettiğini bilmesi gerekir.(İzzet Özgenç, 75. Yılında Cumhuriyet Hukuku, s.230)

Bu nedenle failin sadece örgütün benimsediği siyasi-dini görüşe sahip olması, yakınlık duyması, sempati beslemesi onun silahlı terör örgütü üyesi olarak cezalandırılabilmesi için yeterli değildir.

Ayrıca kişinin silahlı terör örgütü üyesi olarak kabul edilebilmesi için fail ile terör örgütü arasında devamlılık arz eden bir organik bağın bulunması gerekir. Yani failin örgütle organik bağ kurup, canlı, geçişken, etkin, faili emir ve talimat almaya açık tutan ve hiyerarşik konumunu tespit eden örgüt amacı doğrultusunda süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerde bulunması gerekmektedir.

Yargıtay’ın süreklilik kazanmış kararlarında Silahlı Örgüt üyeliği kabul edilebilecek bazı hallere örnek vermek gerekirse, örgüt ile ilgili faaliyette bulunmak, kamplarında siyasi veya silahlı eğitim almak, kod adı kullanmak, ders almak, eleman temin etmek süreklilik çeşitlilik ve yoğunluk gösteren faaliyetlerdir.

FETÖ/PDY Kapsamında Yapılan Yargılamalarda Sanığın Sürekli, Çeşitli ve Yoğun Faaliyet Gösterip Göstermediğinin Tespitinde

Öncelikle failin örgütün kriptolu haberleşme ağı olan Bylock kullanımının olup olmadığı, Bylock içerik bilgileri.  Bank Asya’da hesabının bulunup bulunmadığı, varsa hesap hareketleri, failin dijital materyal incelemesi, failin kamudan ihraç bilgisinin olup olmadığı.  SGK kaydı, vakıf-dernek üyeliği veya gazete ve dergi aboneliği, yurt dışı giriş çıkış bilgileri, eğitim geçmişi (terör örgütü ile iltisaklı kurumlarda eğitim görüp görmediği), sendika üyeliği gibi kriterlerin baz alındığı görülmektedir.

Kanaatimize göre, sadece bu unsurların süreklilik, çeşitlilik, yoğunluk gösteren faaliyet olarak sayılması yeterli olmayıp, esas önemli olan failin örgütün amacını bilerek ve bu amacı benimseyerek örgüte girip girmediğinin değerlendirilmesidir. Her dosyanın kendi şartları içinde değerlendirilmesi gereken ceza yargılamasında, failin durumunun bir ceza avukatı tarafından her olayda ayrıca incelenmesi gerekir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.