Fazla Çalışmanın Yazılı Belgelerle Kanıtlanamaması Durumunda Tanık Beyanları İle Sonuca Gidilmesi Gerektiği

fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği, fazla çalışmada tanıkla ispat, adana iş avukatı

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/2441 Esas, 2021/6819 Karar sayılı kararında fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Fazla çalışma ücreti ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için ilgili makalemizi BURADAN okuyabilirsiniz.

İş akdinin haklı nedenle feshedilip feshedilmediğinin tespiti, fazla mesai prim ilişkisi, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları nın değerlendirilmesi, fazla mesai ücreti alacağının hesaplanması ve fazla mesai davası açılması gibi işlemlerinin alanında uzman avukatlar nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir adana iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Fazla Çalışmanın Yazılı Belgelerle Kanıtlanamaması Durumunda Tanık Beyanları İle Sonuca Gidilmesi Gerektiği

YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2021/2441
Karar Numarası: 2021/6819
Karar Tarihi: 24.03.2021

BÖLGE ADLİYE

İLK DERECE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 12.02.2013-20.05.2016 tarihleri arasında davalı işyerinde yurtiçi ve yurtdışı turnelerine katılan dansçı olarak çalışırken sigortasının işe giriş tarihinden 9 ay sonra yapılması, aylık ücretlerinin gecikmeli ödenmesi ve bazı aylar hiç ödenmemesi, günlük 14-15 saati bulan fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi nedenleriyle iş sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İstinaf Başvurusu:

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

Temyiz:

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Gerekçe:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Taraflar arasında davacının fazla çalışma alacağına ilişkin uyuşmazlık bulunmaktadır.

Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.

İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazi kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.

Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi dava dilekçesinde günlük çalışmalarının 14-15 saati bulduğunu ileri sürmüş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının yaz sezonu olan Mart-Kasım ayları arasında haftanın 3 günü 14:00-06.00 saatleri arasında 2 saat ara dinlenme ile, 4 günü de 14.00-02.00 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile haftada 39 saat fazla çalışma yapıldığının kabulüyle hesaplama yapılmıştır. Hesaplamaya esas alınan davacı tanığı …, haftada ortalama 3 gün 14.00-06.00 saatleri arasında çalışıldığını, gösteri bitse de provalara devam ettiklerini beyan etmiştir. Bu tanığın aksine diğer davacı tanıklarından …; 1 haftada 4 gün Aspendos’ta gösteri yapıldığını, bunun için saat 13.00’da servise binip 14.00’da alana geldiklerini, yapılan provaların ardından 21.45’te gösterinin başladığını, 20 dakika mola ile 1 saat 50 dakika gösteri yapıp gece yemeği yedikten sonra servise binip dağıldıklarını, haftanın diğer günlerinde de otellerde gösteri yaptıklarını, aynı şekilde saat 14.00’te çalışılan yere gittiklerini, otellerdeki gösterinin 1 saat sürdüğünü, gösteriyi tamamladıktan sonra ayrıldıklarını beyan etmiştir. Diğer bir davacı tanığı … ise; haftanın 2 günü Aspendos’ta, 5 günü de otellerde gösteri yaptıklarını, gösteri günleri saat 14.00’te biraraya gelip prova çalışmaları yaptıklarını, saat 21.15 ‘te gösteriye başlayıp 1,5 saat gösteri yaptıktan sonra ayrıldıklarını beyan etmiştir. Buna göre, davacı tanıkları … ve …’ın beyanları dikkate alındığında provaların gösteri saatine kadar tamamlandığı, gösterilerden sonra çalışma yapılmadığı anlaşılmakla hükme esas alınan hesaplama hatalıdır.

Tüm dosya kapsamı, davacının yaptığı iş ve tanık beyanları dikkate alındığında, davacının yaz sezonu olan Mart-Kasım ayları arasında haftanın 4 günü 14.00-02.00 saatleri arasında, haftanın 3 günü de 14.00-24.00 saatleri arasında ara dinlenme süreleri düşüldükten sonra yapılacak hesaplama doğrultusunda sonuca gidilerek hüküm kurulması gerekirken hatalı değerlendirmeyle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç:

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir