Etiket: kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi

Yetki sözleşmesi nedir, yetki sözleşmesinin geçerlilik koşulları, yetki sözleşmesi yargıtay kararları, kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi, adana avukat

Yetki Sözleşmesi Nedir?

Bu makalemizde yetki sözleşmesi hmk hükümleri çerçevesinde ele alacağız. Yetkili mahkeme neresidir, yetki itirazı nedir, yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler gibi konuları buradaki makalemizde ayrıntılı biçimde incelemiştik. Yetki sözleşmesi ile ise kamu düzenine ilişkin olmayan yetki hallerinde taraflar yetkisiz bir mahkemeyi yetkili kılmasına olanak sağlayabilmektedir.

Yetki Sözleşmesi Nedir?

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesine göre; Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.  Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 18. maddesine göre ise;Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hâllerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz.Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır.

Yetki Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları

  • Yalnızca tacirler veya kamu tüzel kişileri kendi aralarında yetki sözleşmesi yapabilirler. Bu doğrultuda taciz veya kamu tüzel kişisi dışındaki diğer kişiler (örneğin gerçek kişilerin) yetki sözleşmesi yapabilmesi mümkün değildir, aksi halde yapılacak yetki sözleşmesi geçersiz olacaktır.
  • Tacirler veya kamu tüzel kişileri kural olarak her türlü dava için yetki sözleşmesi yapabileceklerse de, bu kuralın istisnası üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulardır. Bu kapsamda örneğin bir iflas davasında yetki sözleşmesi yapılabilmesi mümkün değildir.
  • Yine yanı şekilde kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılabilmesi mümkün değildir. Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir. Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir. Dolayısıyla bu davalara kesin yetki hali söz konusu olduğu için yetki sözleşmesi hmk na göre yapılamaz.
  • Yetki sözleşmesi, belirli veya belirlenebilir bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. Ayrıca sözleşmeden yetkili kılınan mahkemenin hangi mahkeme olduğu da açıkça anlaşılmalıdır. Yetki sözleşmesi ile yabancı bir mahkeme de yetkili kılınabilir.

Yetki Sözleşmesinin Şekli Şartları

Yetki sözleşmesinin yazılı biçimde yapılması zorunludur. Sözleşme iki şekilde yapılabilir. Taraflar dilerse ayrı bir sözleşme olarak yetki sözleşmesi yapabileceği gibi, yaptıkları sözleşmeye, sözleşmenin uygulanmasından doğacak ihtilaflar için belli bir yerdeki mahkemenin yetkili olacağına dair yetki şartı getirebilirler.

Sözleşmenin yazılı yapılması, taraflarının taciz veya kamu tüzel kişisi olması, uyuşmazlığın ve yetkili kılınan mahkemenin anlaşılabiliyor olması ve son olarak yetki sözleşmesi ne konu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerine ilişkin olmaması halinde yetki sözleşmesi geçerli olacaktır.

Yetki Sözleşmesi Yargıtay Kararları

YETKİ SÖZLEŞMESİNİ DÜZENLEYEBİLECEK KİŞİLER

Yetki sözleşmesi bulunmayıp, yetki itirazında bulunan borçlunun ikametgahı Ankara’dır. Her ne kadar takip konusu çekin keşide yeri Diyarbakır ve muhatap banka da Diyarbakır’da bulunmakta ve borçlulardan birinin ikametgahı da Diyarbakır ise de, yetki itirazı tarihi itibariyle ortak yetkili ve borçlulardan birinin ikametgahı olan Diyarbakır’ın yetkisi kesinleşmediğinden, ikametgahı Ankara’da bulunan itiraz eden borçlu yönünden seçimlik yer olan Ankara’da takip yapılmasında sakınca yoktur. Ayrıca yukarıda anlatılan nedenlerle çekte keşide yerinin Diyarbakır olarak yazılı bulunması yetki sözleşmesi yapıldığı anlamına gelmez. Yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken…” YARGITAY HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2015/31927, Karar Numarası: 2016/9813, Karar Tarihi: 04.04.2016

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE YETKİ SÖZLEŞMESİ

“6100 sayılı HMK.nın 17 nci maddesi uyarınca “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi gereği kira sözleşmesinin yapılmasından sonra sözleşmede yetkili kılınan mahkemelerin İstanbul mahkemeleri adı altında birleştirilmiş olması nedeniyle İstanbul İcra Dairelerinde takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu nedenle, davaya bakan mahkeme yetkili olduğundan, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2013/8630, Karar Numarası: 2013/11105, Karar Tarihi: 26.06.2013

İFLAS DAVALARI İÇİN YETKİ SÖZLEŞMESİ YAPILAMAMASI,

YETKİLİ MAHKEMENİN BELİRLENMESİ,

HAKSIZ FİİLLERDEN DOĞAN DAVALARDA YETKİLİ MAHKEME,

YETKİLİ MAHKEMENİN SÖZLEŞME İLE BELİRLENMESİ,

YETKİLİ OLMAYAN MAHKEMEDE DAVA AÇILMASI VE YETKİ İTİRAZI

Taraflar arasındaki ‘‘iflas’‘ davasında uyuşmazlık; görülmekte olan davada yetkili mahkemenin neresi olduğu; burada varılacak sonuca göre, davaya G.3.Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinde devam edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır.  Davanın G, Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) açıldığı, davalı şirketin ticaret sicil kaydının G,Ticaret Sicil Memurluğunda bulunduğu, yani borçlunun muamele merkezinin G. olduğu, G.’de 12 Eylül 1997 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesi’nin kurulduğu, halen faaliyette olduğu, G. Adliyesinin, K.Ağır Ceza Mahkemesi ile herhangi bir mülhakat adliye ilişkisinin bulunmadığı dosyadaki belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.

Bu durum tespit edildikten sonra, K.Adli Yargı sınırları içinde Ticaret Mahkemesi’nin görev alanı belirlenirken çizilen sınır, K. Ağır Ceza mahkemesinin yargı çevresi olarak çok açık şekilde belirtilmiş, G. Adliyesinde de ‘‘Ağır Ceza Mahkemesi’‘ bulunduğundan, aynı kararın II.bendinde belirtilen o yer ‘‘Asliye Hukuk Mahkemesi”nin davaya bakmakla yetkili olduğu, belirlenmiştir.  Hal böyle olunca, davaya bakma yetkisinin G. Asliye Hukuk (Ticaret mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nde olduğu, K. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkisiz olduğu sonucuna varıldığından, mahkemenin bu yöne ilişkin direnmesi yerindedir.  YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, Esas Numarası: 2011/19-151, Karar Numarası: 2011/275, Karar Tarihi: 04.05.2011

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.