Etiket: intihal disiplin soruşturması

İntihal İddiasının İspatı

Bu makalemizde emsal bir yargı kararı doğrultusunda intihal iddiasının ispatı ile ilgili bilgi vermeye çalışacağız. “İntihal Suçu Nedir?” başlıklı makalemizde ayrıntılarıyla izah ettiğimiz üzere 2547 sayılı Kanun’un 53/5 maddesine göre intihal suçu nun karşılığı verilecek ceza kişinin akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkarılmasıdır. Dolayısıyla intihal suçu Kanun’da idari anlamda oldukça ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. Bu doğrultuda intihal iddiasının ispatı da karşılığı olan cezanın ağır yaptırımları göz önünde bulundurulduğunda önem arz etmektedir.

İntihal İddiasının İspatı

Bu kapsamda intihal iddiası eser sahibi olduğunu iddia eden üçüncü kişilerin şikayeti ile gündeme gelebileceği gibi, uygulamada isimsiz şikayet dilekçeleri ile de intihal iddiasının ortaya atıldığı görülmektedir. Her durumda ilgili kurum tarafından intihal iddiası ile ilgili şikayetler soruşturmaya tabi tutulmaktadır. Bu kapsamda böylesi basit bir yolla dile getirilebilecek ve belki de iftira niteliğinde olan intihal iddiasının ispatı ön plana çıkmaktadır. Zira bir akademisyenin meslek hayatında karşılaşabileceği en ağır ve en etik dışı iddianın intihal olduğu söylenebilir.

Ceza ve disiplin hukukuna hakim olan savunma hakkı ve bir suçtan mahkumiyet kararı verilebilmesi için “her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunması” gerektiğine dair yerleşik içtihatlar göz önünde bulundurulduğunda; intihal iddiasının ispatı için de bu türden bir ispat yapılması gerektiği şüphesizdir.

Emsal Yargı Kararı

Nitekim Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi,  2019/931 Esas, 2020/338 Karar sayılı kararında intihal iddiasının ispatı noktasında şüpheden uzak ve kesin delillerle ortaya konulması gerektiğine karar vermiştir.

Kararda özetle; “Üniversitenin Tıp Fakültesinde görevli öğretim üyesinin tüm tıbbi tetkik ve tedavisinin kendisi tarafından dünyada ilk kez uygulanan yöntemle hastaya gerçekleştirildiği belirtilmiştir. Aynı hastaya ait olgunun olay tarihinde başka bir Üniversitede öğretim görevlisi olarak görev yapan kişi tarafından intihal yapılarak atıfta bulunmaksızın yayımlandığı iddiaları ileri sürülmüştür. Öğretim üyesi tarafından söz konusu kişiye kamu görevinden çıkarma disiplin cezası verilmesi istemiyle yapılan başvurunun Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nca cevap verilmemek suretiyle zımnen reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır. Öğretim üyesi tarafından hastanın tedavisinin kendisi tarafından yapıldığı sonraki tarihli eser sahibinin herhangi bir dahlinin olmadığı ileri sürülmekte ise de, hastanın ilk olarak sonraki tarihli eser sahibi doktor tarafından muayene edilerek tanısının konulduğu açıktır. Sonraki tarihli eser sahibinin yazarlık hakkının olduğu konusunda bir tereddüdün bulunmadığı açıktır. Tedaviyi kimin yaptığı hususu açık ve net olarak ortaya konulamadığından, intihal iddiasının da her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamamış olduğu ve öğretim üyesinin sunduğu bildiri ile dava konusu olgu sunumu karşılaştırıldığında, her iki yazıda da aynı olgu anlatılmış ve olgunun tedavi şekli özellikle vurgulanmış olmakla birlikte, gerek başlık, gerek içerik içerisinde kelime, cümle olarak intihali düşündürecek bir bulgunun saptanamadığı belirtilmiştir. Dava konusu eserde intihal olduğu hususunun açık ve net olarak ortaya konulamadığı görülmekle, söz konusu eserde intihal olmadığı yönündeki Yükseköğretim Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı açık olup öğretim üyesi tarafından yapılan istinaf başvurusunun kesin mahiyette reddi gerekmektedir.” denilmiştir. Kararın tam metni makalemizin devamında mevcuttur.

İntihal ve Diğer Akademik Davalar İle İlgili Çalışmalarımız

Konuyla ilgili olarak, “İntihal Suçu Nedir?” başlıklı makalemize buradan, intihal soruşturmasında kullanılabilecek savunma örneğine buradan, “İntihal Nedeniyle Tazminat Davasının” incelendiği yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki atama, disiplin, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

1
2
3
4
5
6

 

İntihal nedeniyle tazminat davası, maddi tazminat, manevi tazminat, FSEK, intihal tazminat emsal karar, adana idari dava avukatı, intihal mağdurunun hakları

İntihal Nedeniyle Tazminat Davası

Bu makalemizde intihal nedeniyle tazminat davası açılıp açılamayacağı konusu yargı kararı çerçevesinde değerlendirilecektir. Öncelikle genel bilgilendirme açısından “İntihal Suçu Nedir?” başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz. İntihal “başkalarına ait özgün fikir, metot, veri veya eserleri bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendisine ait gibi göstermek” olarak tanımlanmaktadır. Bu kapsamda intihal suçunun mağduru konumunda olan kişi yani kendi özgün fikri, metodu, verisi veya eseri/eserleri kullanılan kişi intihal nedeniyle tazminat davası açabilecektir.

İntihal Nedeniyle Tazminat Davası

Nitekim Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 70. maddesine göre de intihal nedeniyle tazminat davası açılması mümkündür. Kanuna göre; “Manevi hakları haleldar edilen kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat ödenmesi için dava açabilir. Mahkeme, bu para yerine veya bunlara ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedebilir. Mali hakları haleldar edilen kimse, tecavüz edenin kusuru varsa haksız fiillere mütaallik hükümler dairesinde tazminat talep edebilir. Birinci ve ikinci fıkralardaki hallerde, tecavüze uğrayan kimse tazminattan başka temin edilen karın kendisine verilmesini de istiyebilir. Bu halde 68 inci madde uyarınca talep edilen bedel indirilir.” Dolayısıyla intihal nedeniyle tazminat davası, intihal mağdurunun hakları ndan biri olup, iki çeşittir. Mağdurun uğradığı zarara göre intihal nedeniyle maddi tazminat davası açılabileceği gibi intihal nedeniyle manevi tazminat davası da açılabilir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 2018/1663 Esas, 2021/700 Karar sayılı kararına da intihal nedeniyle tazminat davası konu olmuştur. Karara konu somut olayda, davacıya ait kitabın belli sayfaları Türkiye çapında dağıtılan ve internette de yayınlanan günlük gazetede, davacının ismine yer verilmeksizin yayınlanmıştır. Davacı da Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 70. maddesi kapsamında davalı … Gazetesi’ne maddi ve manevi tazminat ile yazının tekrar müvekkilinin ismine yer verilerek yayınlanmasını talep ettiği intihal nedeniyle tazminat davası açmıştır. Yargılama sonucunda Mahkemece 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, sair istemlerin reddine karar verilmiş, davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Karar hakkında davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi ilgili kararında özeti aşağıda verildiği üzere intihal nedeniyle tazminat davası konusundaki istinaf başvurusunu reddetmiştir:

İntihal Nedeniyle Tazminat Davası Emsal Karar

“…Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin kitabının belirtilen sayfalarının izinsiz olarak ve müvekkilinin adına yer verilmeksizin, anılan isimli gazetesinde aynen yayınlandığını beyanla, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş ayrıca yazının tekrar müvekkilinin ismine yer verilerek yayınlanmasını talep etmiştir. Somut uyuşmazlıkta davalılar vekili, istinaf dilekçesinde davacının kitabının eser vasfında olmadığını ve intihal bulunmadığını ileri sürmüşse de mahkemece alınan bilirkişi heyet raporunda da isabetli bir şekilde, davaya konu kitabın, coğrafi yerlerin isimlerinin değiştirilmesi süreci ve amacına yönelik belirli bir sistematik ve üslupla hazırlanmış kitap olduğu ve bu özellikleri sebebiyle yazı ve dil ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olduğu tespit edilmiştir. Davalının kitabının veri tabanı mahiyetinde bulunmadığı, sahibinin hususiyetini yansıtan belirli bir üslup ve sistematikle hazırlandığı, anılan isimli gazetesinde ve internet sitesinde, davacının kitabının 17 sayfasının aynen, davacının izni alınmadan ismine yer verilmeden alıntılandığı, intihal bulunduğu, intihal kastının ayrıca araştırılmasına gerek olmadığı, alıntı miktarı, gazetenin Türkiye çapında dağıtılan ve internette de yayınlanan günlük gazete olduğu göz önüne alındığında, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olmadığı, dosya kapsamına uygun bulunduğu kanaatiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi, 2018/1663 Esas, 2021/700 Karar, 02.04.2021 Tarih)

Adana avukat, Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilir, 0507 057 53 35 nolu telefon numaramızdan bize ulaşabilirsiniz. İl dışından gelen görüşmeler zoom, google meet veya başkaca telekonferans yöntemleri ile gerçekleştirilebilmektedir.  

İntihal soruşturması savunma örneği, etik kuruluna savunma, etik kurul savunma örneği, etik soruşturmasında savunma, adana avukat, etik soruşturması avukat yardımı.

İntihal Soruşturması Savunma Örneği

Bu makalemizde üniversitelerdeki intihal soruşturması savunması ve etik kuruluna yapılacak savunmanın nasıl olması gerektiğinden bahsedeceğiz. Makalemizin başlığında yer alan üniversite etik kurul savunma örneği yani intihal soruşturması savunma örneği olarak kullanılabilecek dilekçe makalemizin devamında yer almaktadır.

Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma Ve Yayın Etiği Yönergesiüniversitelerdeki etik kurulların (Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Kurullarının) oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esaslarını düzenler. Yönergeye göre; Yükseköğretim kurumlarında etik kurulları sosyal ve beşeri bilimler, sağlık bilimleri ve fen ve mühendislik bilimleri alanlarında oluşturulur. Etik ihlali bulunduğunun bildirilmesi halinde, bu iddiaları incelemek de etik kurulun görevidir. Etik iddiasını incelemek; inceleme sırasında bilirkişi veya uzman görüşü almak, ilgili kişi ve kurumlarla yazışmalar yapmak, bilgi istemek ve inceleme kapsamında gerekli diğer işlemleri yapmak da kurulun görevlerindendir.

İntihal Soruşturmasında Etik Kuruluna Savunma Örneği

Yukarıda yaptığımız açıklamalar doğrultusunda görüldüğü üzere; Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma Ve Yayın Etiği Yönergesi ise bilimsel araştırma, çalışma, yayın ve etkinliklerde uyulması gereken etik kurallarını ve yükseköğretim kurumlarının kendi bünyelerinde oluşturacakları bilimsel araştırma ve yayın etiği kurullarının görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını belirlemek amacıyla hazırlanmış yasal bir mevzuattır.

Üniversite etik kurul savunma konusunda da Yönerge’de özel bir düzenleme mevcuttur. Etik ihlalinin varlığı veya yokluğu konusunda bir karar almadan önce etik kurul savunma almak zorundadır. Zira, Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma Ve Yayın Etiği Yönergesi’nin “Etik Kurullarına Başvuru ve Kurulların Çalışma Esasları” başlığını taşıyan 9. Maddesinin 5. Fıkrası; “Etik ihlali iddiası sebebiyle hakkında inceleme başlatılan kişilerden iddialara ilişkin olarak gerekli bilgi ve belgelerle birlikte yazılı savunmaları istenir. İlgili kişiler, savunma talep yazısının kendilerine ulaştığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde savunmalarını vermedikleri takdirde, bu durumun savunma istem yazısında belirtilmesi koşuluyla kurul, diğer bilgi ve kanıtlara dayalı olarak karar verebilir. Hakkında inceleme başlatılanlar, yazılı savunmalarını sunmak üzere iddiaları içeren evrakların bir örneğinin kendilerine verilmesini talep etmeleri halinde, incelemeyi yürüten ilgili kurulca savunma istenmesi yönünde bir karar alınmaksızın da doğrudan yazılı savunmalarını sunabilirler. Ancak bu halde bu kişilerden yeniden yazılı savunma istenmeden de incelemeye devam edilebilmesi için, iddiaları içeren evrakların teslimine ilişkin tutanakta, teslim tarihinden itibaren on beş gün içerisinde savunmasını vermedikleri takdirde diğer bilgi ve kanıtlara dayalı olarak karar verileceğinin açıkça belirtilmesi şarttır. Gerekli görülen hallerde savunma sözlü olarak da alınabilir.” hükmüne amirdir.

Bu kapsamda etik soruşturmalarında ilk incelemeyi yapacak olan kurum olan Etik Kurulunun; iddia edildiği gibi gerçekte bir etik ihlali bulunup bulunmadığı konusunda karar vermeden önce soruşturulan kişinin savunmasını alması gerekmektedir. Nitekim bir ceza soruşturması gibi işleyen disiplin soruşturmalarında ve özellikle de etik soruşturmalarında; tıpkı ceza soruşturmasında olduğu gibi soruşturulan kişiye neden soruşturulduğunun bildirilmesi savunma hakkının en temel taşıdır.

İntihal de etik ihlali türlerinden biridir. Dolayısıyla intihal iddiasının bulunması halinde etik kurulu soruşturma yapacak, intihal soruşturması savunması alacaktır. İntihal soruşturması savunma örneği aşağıda mevcuttur. Konu ile ilgili daha ayrıntılı bilgi almak için “İntihal Nedir?” başlıklı makalemizi buradan inceleyebilirsiniz.

İntihal Soruşturması Savunma Örneği

Üniversite etik kuruluna intihal soruşturması savunma örneği şu şekilde olabilir. Ancak belirtmek gerekir ki, söz konusu intihal soruşturması savunma örneği örnek mukabilinde olup, somut olayın şartlarına göre uyarlanması gerekir.

………………………………… ÜNİVERSİTESİ
Sosyal ve Beşerî Bilimler Araştırma Etik Kurulu Başkanlığı’na

İlgi: …/…/…… tarih ve …….. sayılı yazınız.

Üniversitemiz Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Etiği Kurulu tarafından gönderilen…/…./…….. tarihli çağrı yazınızda tarafıma; “…………………………..” başlıklı ……………. tezimde “Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin” 4/1-a maddesi ve “……………… Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin” …….. maddesi gereğince şikayetçi ……………… tarafından etik ihlali iddialarının bulunduğu ve bu hususta savunmalarımı sunmam istenmiştir.

…/…./…… tarih ve ……………… sayılı yazınız tarafıma …./…/….. tarihinde tebliğ edilmiş olup, süresi içinde savunmalarımı sunmak zorunluluğum doğmuştur. İş bu dilekçe ile tüm savunmalarımı ve eklerini ibraz ettiğimi belirtir, ayrıca sözlü savunma vermeyeceği bildiririm. Açılan intihal soruşturmasına savunma şu şekildedir.

1.Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; her zaman akademik ilke ve kurallara bağlı biçimde çalıştım. Akademik hayatımda hakkımda bugüne değin hiçbir şikayet olmadı. Bu doğrultuda söz konusu intihal iddialarını kabul etmem mümkün değildir. Bugüne dek akademik hayata kazandırdığım tüm çalışmalarında özgün fikirlerimi, metotlarımı, verilerimi ve eserlerimi ortaya koydum. Ancak şikayetçi tarafından “çamur at izi kalsın” mantığı ile hazırlanmış  etik ihlali iddiaları hakkında açıklama yapmam gerekirse;

2. Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin 4/1-a maddesi “İNTİHAL” kavramını “Başkalarının özgün fikirlerini, metotlarını, verilerini veya eserlerini bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseri gibi göstermekolarak tanımlanmış olup Üniversitemiz Bilimsel Araştırma ve Yayın Etiği Yönergesinin” …….. maddesi de aynı tanımlamayı içermektedir.

3. Ancak intihal  iddiaları ile ilgili şunları özellikle belirtmek gerekir ki;

  • İNTİHAL SUÇU anca KASTEN işlenebilen bir suç olup, ÖZENSİZLİK NİTELİĞİNDEKİ ATIF HATALARI BU SUÇU OLUŞTURMAZ.

  • Yapılan alıntıların DİPNOTLAR ve KAYNAKÇA bölümünde gösterilmesi halinde İNTİHAL SUÇU OLUŞMAZ.

  • BİLİMSEL BİR GERÇEK NİTELİĞİNDEKİ BİLGİNİN ESERDE KULLANILMIŞ OLMASI İNTİHAL SUÇUNU OLUŞTURMAZ.

4. ………………………………………………………………………………………………………………………………………………

5. ………………………………………………………………………………………………………………………………………………

İSİM-SOYİSİM
İMZA


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

intihal suçu, intihal suçu nedir, intihal suçu zamanaşımı, intihal suçu affı, intihal suçu ile ilgili danıştay kararları, adana idare avukatı

İntihal Suçu Nedir?

Bu makalemizde intihal suçu nedir sorusunu cevaplamaya çalışacağız. Ancak, intihal suçu nedir konusuna geçmeden önce intihal suçu na yükseköğretimde yıllardır çok sık karşılaşıldığını söylemek gerekir. Ancak her intihal suçu isnadı suçun gerçekleştiği anlamına da gelmemektedir. Özellikle 2547 sayılı Kanun‘da 15/04/2020 tarihinde yapılan değişiklikle intihal suçu cezası ve intihal suçu zamanaşımı da değişmiştir.

İntihal Suçu Nedir?

2547 sayılı Kanun‘a göre intihal suçu “başkalarına ait özgün fikir, metot, veri veya eserleri bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendisine ait gibi göstermek” olarak tanımlanmıştır.

İntihal Suçu Cezası

2547 sayılı Kanun’un 53/5 maddesine göre intihal suçu nun karşılığı verilecek ceza üniversite öğretim mesleğinden çıkarma dır. Ceza akademik bir kadroya bir daha atanmamak üzere üniversite öğretim mesleğinden çıkarma anlamına gelmektedir. Dolayısıyla intihal suçu Kanun’da idari anlamda oldukça ağır bir yaptırıma bağlanmıştır.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu‘na göre de intihal suçu cezai yaptırıma bağlanmıştır. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 71 inci maddesinin 3 üncü bendi “Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır” hükmüne amirdir. Aynı maddenin 5 inci bendinde “Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağına” hükmedilmektedir. Ancak 5846 sayılı Kanun’a göre adli yargıda intihal suçu şikayet e bağlı suçlardandır. İntihal suçu şikayeti geçerli olabilmesi için hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet başsavcılığına vermeleri gerekir. Bu belge ve sair delillerin şikayet süresi içinde Cumhuriyet başsavcılığına verilmemesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.

İntihal Suçu Zamanaşımı

2547 sayılı Kanun’un 53/C maddesine göre;“53/C Disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; Uyarma, kınama, aylıktan veya ücretten kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme cezalarında bir ay içinde, Üniversite öğretim mesleğinden çıkarma ve kamu görevinden çıkarma cezasında altı ay içinde, disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin soruşturması açılamaz.” Dolayısıyla idarenin intihal suçu nu haber almasından itibaren altı ay içinde disiplin soruşturması başlatması gerekir. Aksi halde intihal suçu zamanaşımı gerçekleşmiş olur ve intihal suçu disiplin soruşturması başlatılamaz. Yine Kanun’a göre; “Disiplin cezası verilmesini gerektiren fiillerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasını gerektiren fiil açısından altı yıl geçmiş ise disiplin cezası verilemez.” hükmüne amirdir. Dolayısıyla intihal suçu zamanaşımı bakımından altı yıllık bir süreye tabidir.

Ancak intihal suçu zamanaşımı bakımından bu suçun temadi etmesi yönünden de değerlendirilmesi gerekir. Danıştay’ın da 2005 yılından sonra kararlarında intihal suçunun temadi eden nitelikte bir suç olduğuna yer vermiştir. Dolayısıyla intihal suçu zamanaşımı değerlendirmesinde intihal suçuna konu eserin, bilim dünyasında etkilerinin devam edip etmediği hususunun da özellikle intihal suçunda ceza verme yetkisi zamanaşımı yönünden dikkate alınması gerekir.

Konuyla ilgili olarak, “İntihal İddiasının İspatı”  ilgili bir yargı kararını paylaştığımız makalemize buradan, intihal soruşturmasında kullanılabilecek savunma örneğine buradan, “İntihal Nedeniyle Tazminat Davasının” incelendiği yazımıza buradan ulaşabilirsiniz. Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı olarak, idare hukukunun tüm alanlarında ve ancak özellikli olarak Yükseköğretim Hukuku kapsamındaki atama, disiplin, unvan ve kadro davaları dahil tüm alt dallarında faaliyet göstermektedir.  Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

  • Tekrar yayım cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Haksız yazarlık cezası ile ilgili olarak buradan,
  • Profesörlük kadrosuna atama yapılmaması ile ilgili karara buradan,
  • Akademik kadro bilim sınavına itiraz ile ilgili buradan,.
  • Akademik kadro sınavına itiraz ve iptal davası ile ilgili detaylı bilgiye buradan,
  • Doktor öğretim üyesi kadrosunda jüri raporu eksikliği ile ilgili aldığımız yargı kararına buradan,
  • Öğretim üyesi ataması iptal davası ile ilgili makalemize buradan, ulaşabilirsiniz.
  • Daha öncesinde başarı ile sonuçlandırdığımız akademik kadro bilim sınavının iptali kararına burada,
  • Öğretim görevlisi atamasında yürütmenin durdurulması ile ilgili bir kararımıza buradaki yazımızda yer vermiştik.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

İntihal Suçu İle İlgili Danıştay Kararları

İNTİHAL SUÇUNDA ŞİKAYET

DANIŞTAY 1. DAİRESİ 2009/1352 ESAS, 2009/1493 KARAR, 04/11/2009 TARİH

“…5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu‘nun 71 inci maddesinin 3 üncü bendinde. bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişinin altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılacağı. Aynı maddenin 5 inci bendinde bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hükmolunmuş, 75. maddesinde ise 71 nci maddelerde sayılan suçlardan dolayı soruşturmanın şikâyete bağlı olduğu. hak sahiplerinin veya üyesi oldukları meslek birliklerinin haklarını kanıtlayan belge ve/veya nüshaları Cumhuriyet başsavcılığına sunulması halinde şikayetin geçerli kabul edileceği. Ayrıca bu kanunda yer alan soruşturması ve kovuşturması şikayete bağlı suçlar dolayısıyla başta Milli Eğitim Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri olmak üzere ilgili gerçek ve tüzel kişiler tarafından, eser üzerinde manevi ve mali hak sahibi kişilerin şikayet haklarını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla durumdan haberdar edilecekleri hükme bağlanmıştır.

Yukarıda belirtilen hükümlerden, yanlış ya da yetersiz biçimde kaynak gösterilmesi eyleminin söz konusu olduğu durumlarda, ancak bu eylemden zarar gören eser sahibi ile üyesi oldukları meslek birliklerinin şikayeti üzerine kamu davası açılabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.

Bu durumda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, kaynak gösterilmeden alıntı yapıldığı iddia edilen eserlerle ilgili olarak şikayetçinin hak sahipliğini kanıtlayan bir belgenin dosyada bulunmadığı ve şikayetçinin herhangi bir zararının meydana gelmediği .. şikayet veya suçlamalarının bulunmadığı anlaşıldığından, eser sahibi olmayan kimsenin şikayet nedeniyle soruşturma başlatılmasının mümkün olmaması nedeniyle …. Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun … tarihli lüzum-u muhakeme kararının bozulmasına…” 

İNTİHAL SUÇU ZAMANAŞIMI

DANIŞTAY 8. DAİRESİ 2008/3345 ESAS, 2009/750 KARAR, 30/01/2009 TARİH

ÖZET: İntihal suçunda suça konu eserin bilim dünyasında etkileri devam ettiğinden ve suç tekerrür etmekte olduğundan zamanaşımı uygulanamayacağı hakkında.

“…Dosyanın incelenmesinden davacının 1999 yılında hazırladığı bildiride Yrd. Doç. …. ait doktora tezinden kaynak belirtmeden alıntı yaptığı, 2000 yılında uluslararası makalede ….’ın yüksek lisans tezinden izinsiz ve referanssız büyük çapta alıntı yaptığı, 1999 yılında hazırladığı tebliğde Yrd. Doç. ….’a ait doktora tezinden alıntı yaptığının ve bu eserleri 2000 yılında doçentlik başvurusunda kullandığının … şikayet dilekçesi ile anlaşılması üzerine İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünce 25.03.2002 tarihinde davacı hakkında soruşturma açıldığı, hakkında önerilen üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasının Rektörlükçe de uygun bulunarak YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’n gönderildiği, YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nca çıkarma cezası işlemi tesisi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdare Mahkemesince ceza verme yetkisinin zamanaşıma uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş ise de. Davacının kaynak göstermeden alıntı yaparak yazdığı öne sürülen uluslararası makaleye, tebliğe ve bildiriye her zaman tez arama merkezleri ile TÜBİTAK’tan ulaşılabilmesi. ve internet ortamında bulunması nedenleriyle eserin etkilerini bilim dünyasında devam ettirmekte olduğundan. ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır.

Bu maddi ve hukuki duruma göre, disiplin cezasına konu davacı fiilinin yukarıda belirtilen sebeplerle tekerrür etmekte olduğu sonucuna varıldığından, işin esasına girilmesi gerekirken, intihal suçu zamanaşımı nedeniyle işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.”

İNTİHAL SUÇUNUN YÜZ KIZARTICI VE HAYSİYET KIRICI SUÇ KAPSAMINDA OLMADIĞI

İNTİHAL SUÇU AFFI

DANIŞTAY 8. DAİRESİ 2008/2124 ESAS, 2010/930 KARAR, 24.02.2010 TARİH

ÖZET: İntihal suçu nedeniyle verilen çıkarma cezasının, yüz kızartıcı ve haysiyet kırıcı suç kapsamında bulunmadığından Af Kanunu sebebiyle iptal edilmesinin yerinde olduğu hakkında.

“…. Öğretim üyesi olan davacının üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin YÖK Yüksek Disiplin Kurulu’nun … kararının iptali istemiyle açılan davada. Davacının ilk kez 1994 yılında yayınlanan ve profesörlük kadrosuna atanmak için 27.07.2004 tarihinde yapmış olduğu başvuruda tekrar kullandığı makalede intihal yaptığının açılan soruşturma sonucu düzenlenen raporla belirlendiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği. 5525 sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Yasa ile 23.04.1999 tarihinden 14.02.2005 tarihine kadar işlenmiş olan fiillerden dolayı verilmiş disiplin cezalarının bütün sonuçları ile affedildiği. davacı hakkında adli yargıda verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı. bu durumda 5525 sayılı Yasa kapsamında kalan fiil ile ilgili olarak davacı hakkında yürütülmekte olan intihal disiplin soruşturması nın işlemden kaldırılması gerekirken, soruşturmanın sonuçlandırılarak davacının cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı…”


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.