Etiket: idare avukatı

Adana idare hukuku avukatı, adana idari dava avukatı

Adana İdare Hukuku Avukatı

Büken Hukuk & Danışmanlık bürosu, Adana idare hukuku avukatı, adana idari dava avukatı olarak, idarenin hukuka uygun olmayan işlem ve eylemlerine ilişkin idare hukuku avukatı olarak hizmet vermektedir.

İdare her türlü iş ve eyleminde kanunlara ve Anayasaya uygun davranmak zorundadır. İdarenin kanuna uygun olmayan idari  karar ve eylemleri vatandaşlara büyük zararlar vermekte çoğu zaman telafisi mümkün olmayan zararlara neden olmaktadır. Hukuk devleti ilkesi uyarınca, tüm idari kararlar yargı denetime tabiidir. Dolayısıyla, yapılan idari işlemin, yetki, sebep, konu, şekil ve amaç unsurlarından herhangi birine uygun olmaması halinde, idari işlem iptale tabidir. Aynı zamanda, idarenin işlem ve eylemleri sebebiyle hakları ihlal edilenlerin maddi ve manevi kayıpları açılacak tam yargı davasıyla tazmin edilir.

Adana İdare Hukuku Avukatı

Bu kapsamda, idareye başvuru yapılması, idarenin karar ve işlemlerine karşı itirazların yapılması, iptale tabi işlemler için iptal davası, hakları ihlal edilenlerin maddi ve manevi kayıplarının tazmini için tam yargı davası, idari para cezalarının iptali, memur disiplin cezaları ile ilgili davalar, öğrenci disiplin cezaları ile ilgili davalar, kamulaştırma davaları gibi davalar ele alınmaktadır.

Adana idare hukuku avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Sisiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Adana idare hukuku avukatı ücreti ise, her olayın somut şartlarına ve verilmesi gereken emeğin niteliğine göre belirlenmektedir.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak, İdare Mahkemeleri ve Danıştay’ da açılacak iptal ve tam yargı davaları, idari para cezalarından kaynaklanan davalar, disiplin soruşturmaları, idari sözleşmelerden kaynaklanan davalar, idari mercilere müracaat yolları hakkında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

İhraç Edilenlerin Emekli İkramiyesi

İhraç Edilenlerin Emekli İkramiyesi

Kamuda çalışan memurların en büyük hayali bir gün emekli olabilmektir. Ancak kamudan ihraç edilenlerin emekli ikramiyesi ile ilgili süreci farklı işletmektedir. İhraç edilenlerin emekli ikramiyesi ödenme süreci iş bu makalemizde kısaca açıklanmaya çalışılacaktır. Khk ihraç emekli ikramiyesi dava dilekçesi hazırlanırken ve dava açılırken bu hususların göz önünde bulundurulması gerekir.

Emekli İkramiyesi Nedir, Nasıl Hesaplanır?

Emekli ikramiyesi en basit anlatımıyla emekli olan kişiye toplu olarak ödenen paradır. 1 Ekim 2008 tarihinden önce göreve başlayan memurların emekli ikramiyeleri, 5434 sayılı Kanunun 89. maddesi kapsamında, bu tarihten sonra göreve başlayan kamu görevlilerin emekli ikramiyeleri ise Kanunun Ek 82. maddesine göre ödenir.

Kamudan İhraç Edilenlerin Emekli İkramiyesi Hesaplaması Nasıl Yapılır?

Kamudan ihraç edilen personel, emeklilik için yaş ve hizmet süresini 4C’li olarak doldurmuşsa, yani SSK’lı veya Bağ-Kur’lu hizmeti yoksa, herhangi bir sorun bulunmamaktadır.

Bu durumda emekli aylığı ve emekli ikramiyesinin 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesi doğrultusunda hiçbir tereddüte yer olmaksızın ödenmesi gerekir. Ödenmemesi halinde dava yolu açıktır.

Ancak KHK ile kamudan ihraç edilen personel, hizmet birleştirmesi yoluyla emekli oluyorsa; yani emeklilik yaşına gelene kadar farklı bir yerde SSK’lı veya Bağ-Kur’lu olarak çalışmışsa bu durumda, emekli ikramiyesi 5434 sayılı Kanun’un 89. Maddesinin 2. Fıkrasına göre değerlendirilecektir.

Kanunun 89. Maddesi’nin 2. Fıkrası’na göre; SSK’lı veya Bağ-kur’lu olarak çalışmış ve hizmet birleştirmesi yoluyla emekli olan personelin emekli ikramiyesinin ödenmesinde, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. Maddesi kıyasen uygulanacaktır. Bu durumda, personelin bu maddenin aradığı şartlara uygun olarak işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılacaktır. Dolayısıyla çalışma kıdem tazminatına hak kazanma şartlarına uygun olarak sona ermişse emekli ikramiyesi ödemesi yapılabilecektir.

İş Kanunu’nun 25. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; işveren, işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket etmesi halinde kıdem tazminatı ödemeden iş akdini derhal feshedebilmektedir. Hizmet birleştirmesi yoluyla emekli olup da OHAL kapsamında ihraç edilenler için de bu madde kıyasen uygulanmaktadır. SGK, OHAL kapsamında ihraç edilenlere “ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin bulunduğu” gerekçesiyle emekli aylığı bağlamakta ve ancak emekli ikramiyesi ödememektedir.

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun bu uygulamasına karşı yargı yolu açık olup, idari dava açılabilmektedir.

Hizmet birleştirmesi yoluyla emekli olan ve OHAL kapsamında ihraç edilen personelin, Emekli Sandığı’na bağlı olarak geçen hizmet süresinin emekli olmaya yeterli olup olmadığının da ayrıca tespit edilmesi gerekir. Eğer personelin Emekli Sandığı’na bağlı olarak geçen hizmet süresi emekli olmaya yeterli ise başkaca hiçbir şart aranmaksızın emekli ikramiyesinin de ödenmesi gerekir.

Bu hususta EMSAL niteliğinde olan, DANIŞTAY 11. DAİRESİNİN 2014/3451 E, 2015/5301 K ve SAYILI kararında, Emekli Sandığına tabi hizmet süresi emekli aylığı bağlanması için yeterli olan davacıya, 5434 sayılı Kanun’un 89. maddesinin birinci fıkrası uyarınca emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Disiplin Soruşturması ve Soruşturmacının Tarafsızlığı

Memur Disiplin Soruşturması ve Tarafsızlık

Bu makalemizde memur disiplin soruşturması,memur disiplin soruşturması amacı, disiplin hukuku, savunma hakkı ve soruşturmada tarafsızlık, davacı vekilliğini yürüttüğümüz bir idare mahkemesi kararı doğrultusunda değerlendirilmiştir.

Disiplin soruşturmasına atanan soruşturmacıların “tarafsız olmadığını ileri sürmenin” hak arama özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine dair idare mahkemesi kararı makalemiz sonunda yer almaktadır.

Disiplin soruşturması;

Usulüne uygun soruşturma emri ile başlayan uzun bir süreçtir. Bu süreç disiplin cezası vermeye yetkili amirin soruşturma emrini vermesiyle başlar. Disiplin amiri memur disiplin soruşturmasını görevlendireceği soruşturmacılara  yaptırabilir.

Disiplin soruşturmasında amaç, disiplin suçu isnat edilen memurun gerçekten böyle bir fiil işleyip işlemediğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya konmasıdır. Bu doğrultuda görevlendirilen soruşturmacı gerçeklerin ortaya çıkarılabilmesi, fail veya faillerin tespit edilebilmesi için delil toplayabilir. Disiplin suçu isnat edilen memurun hem aleyhine hem de lehine olabilecek nitelikteki tüm delillerin toplanması gerekir.

Dolayısıyla;

Görevlendirilen soruşturmacıların memur disiplin soruşturmasını yürütürken tarafsız davranmaları oldukça önemlidir. Örneğin, memur disiplin soruşturması, soruşturma konusu fiilin mağduru konumunda olan veya soruşturulan kişi ile husumeti bulunan kişi muhakkik olamaz. Veya tarafsızlığı hakkında ciddi iddialar bulunan birinin soruşturmacı olarak atanabilmesi mümkün değildir. Aksi davranış disiplin hukukuna aykırı olur.

Eğer soruşturma konusu fiilin mağduru konumunda olan, soruşturulan kişiyle husumeti bulunan yada tarafsızlığı hakkında ciddi iddialar bulunan kişi memur disiplin soruşturması muhakkiki olarak atandı ise bu usule aykırı bir işlemdir. Bu işleme itiraz edilmesi gerekir.

Aşağıda yer verilen mahkeme kararına konu olayda ….. Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan davacı, kendisi hakkında daha önce yapılan bir soruşturmada yaptığı savunmasında, soruşturmacı olarak atanan kişilerin bağımsız ve tarafsız olmadığını iddia etmiştir. Davacı, soruşturmacılardan bazılarıyla husumetinin bulunduğunu bu nedenle değiştirilmeleri gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca bu kişiler hakkında suç duyurusunda bulunacağı ve dava açacağı yönünde itiraz ve savunmalarda da bulunmuştur.

Bu savunma ve itirazları nedeniyle davacı hakkında ikinci bir disiplin soruşturması açılmış, “dayanıksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunmak” suçunu işlediği kanaatiyle 1/30 oranında aylıktan kesme cezası verilmiştir.  Verilen disiplin cezasına karşı tarafımızca iptal davası açılmıştır.

Açılan dava sonucunda DAVAMIZ KABUL EDİLMİŞ, İDARİ İŞLEM (disiplin cezası) İPTAL EDİLMİŞTİR.

Adana İdare Mahkemesi tarafından verilen KARARDA özetle;

“… Davacının kendisi hakkında yürütülen soruşturmada, soruşturmayı yürüten komisyon üyelerinden bazılarıyla aralarında kişisel husumet bulunduğu, bu kişilerin değiştirilmesi gerektiği, tarafsız olmadıklarını bu nedenle haklarında suç duyurusunda bulunacağı yönünde beyanları açıkça bir tehdit veya psikolojik bir baskı olmadığı. Bu nedenle 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu 53. maddesinin (b) bendinin 3. Fıkrasının (ı) alt bendinde belirtilen ”dayanıksız, yersiz ve kasıtlı olarak suç isnadında bulunmak” suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği anlaşıldığından dava konusu disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır…” denilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Sonuç olarak,

Disiplin soruşturmasında soruşturmacının tarafsız davranması hayati öneme sahiptir. Atanan soruşturmacının tarafsız davranmaması halinde gerekli itirazlar yapılmalı ve soruşturmacıların değiştirilmesi istenmelidir. Bu itirazda bulunmak hak arama özgürlüğü kapsamındadır.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

ksg 1_0001
ksg2
ksg3