Etiket: avukat disiplin cezası

Görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesinde faiz, emsal karar, adana idari dava avukatı idare hukuku avukatı, görevden uzaklaştırma iptal davası

Görevden Uzaklaştırılan Memurun Maaş İadesinde Faiz

Bu makalemizde görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesinde faiz hakkında bilgi vermeye çalışacağız. “Görevden Uzaklaştırma Nedir?” başlıklı makalemizde ihtiyati tedbir olan görevden uzaklaştırma kararı ile ilgili ayrıntılı bilgi vermiştik. Makalemize buradan ulaşabilirsiniz. Bahsi geçen yazımızda da belirttiğimiz üzere görevden uzaklaştırılan memura maaşının üçte ikisi ödenir, maaşının üçte biri ise kesintiye uğrar. Görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesi ise söz konusu tedbirin sona erdiği durumda söz konusu olur.

Görevden Uzaklaştırılan Memurun Maaş İadesi

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 143. maddesinde görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılacağı haller düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce; haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler; yargılamanın men’ine veya beraatine karar verilenler; hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar; görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenler hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbiri bu kararların kesinleşmesi üzerine kaldırılır.

Görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılması ile de görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesi gündeme gelir. Bu durumda memurun maaşından kesilen 1/3 oranındaki farkın faizi ile iade edilmesi gerekir. İdarelerin somut durumda görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesini sağladıkları ancak görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesinde faiz ödemesi yapmadıkları ile sıklıkla karşılaşılmaktadır. Halbuki görevden uzaklaştırılan memurunun maaş iadesinin faizi ile sağlanması mülkiyet hakkının bir tezahürüdür ve  memurun yoksun kaldığı yasal faiz tutarlarının her bir kesinti ile ödeme tarihi arasındaki dönem için ayrı ayrı hesaplanarak kendisine ödenmesi gerekir.

Danıştay 2. Dairesi 2016/15656 Esas, 2019/1227 Karar sayılı bir kararında görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesinde faiz vurgusu yapmış ve kararında özetle; “…Davacının maaşından yapılan (1/3) oranındaki kesintilerin yapıldığı tarih ile davacıya ödemenin yapıldığı, tarihler arasındaki döneme ilişkin olarak davacının, yoksun kaldığı yasal faiz tutarlarının davacıya ödemesi gerekirken; davacının faiz talebinin zımnen reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” diyerek iptal kararı vermiştir.

Yine Samsun Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi, 2016/551 Esas, 2017/1222 Karar sayılı kararında, Uzman Jandarma I. Kad. Çvş. olarak görev yapan davacının “…Görevden uzaklaştırıldığı dönemde yoksun kaldığı maaş farklarına göreve iade edildiği 21.03.2013 tarihinden ödeme yapıldığı 26.11.2014 tarihine kadar yasal faiz hesaplanarak bu yasal faize ayrıca başvuru tarihi olan 28.01.2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte (davacının dava dilekçesindeki talep miktarı olan 1.000,00 TL’yi aşmayacak şekilde) davalı idarece davacıya ödenmesi gerektiğinden davanın reddine ilişkin idare mahkemesi kararında İSABET BULUNMAMAKTADIR.” diyerek görevden uzaklaştırılan memurun maaş iadesinde faiz işletilmesi gerektiğini belirtmiştir.


Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , idare hukuku avukatı ve idari dava avukatı olarak, Türkiye’nin neredeyse tamamındaki İdare Mahkemeleri ve Danıştay’ da açılacak iptal ve tam yargı davaları hakkında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir. İl dışından gelen görüşmeler zoom, google meet veya başkaca telekonferans yöntemleri ile gerçekleştirilebilmektedir.  

Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Askerdeyken Memurluğa Atanma Emsal Karar

Askerdeyken memurluğa atanma her zaman mümkün olmamaktadır. Askerdeyken memurluğa atanma durumunda 657 sayılı  Devlet Memurları Kanunu’nun 48/6 maddesine göre, bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira maddeye göre askerdeyken memurluğa atanmak mümkün değildir. Bu konuyu “Askerlik Nedeniyle Atama Yapılmaması” başlıklı makalemizde ayrıntılı olarak incelemiştir. Bu makalemizde ise askerdeyken memurluğa atanma emsal karar paylaşılmaktadır.

Askerdeyken Memurluğa Atanma Emsal Karar

Daha önceki bilgilendirme makalelerimizde askerlik görevini yaparken atananların durumu yani atama hakkını kazanmış olmasına rağmen henüz devlet memurluğuna ataması yapılmadan silah altına alınan kişilerin durumu ile ilgili ne 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda hüküm bulunmadığını belirtmiştik. Bu durumda yargı mercileri u durumdaki kişilerin kazandığı atama hakkının saklı tutulması ve askerlik görevinin bitiminde diğer şartları taşıması halinde göreve başlatılması gerektiği yönünde karar vermektedir.

Aşağıda verdiğimiz askerdeyken memurluğa atanma emsal karar ında, Ankara 4. İdare Mahkemesi de benzer nitelikte hüküm kurmuştur. Mahkeme kararında; “Buna göre, davacının yerine getirdiği askerlik hizmetinin Anayasa’dan kaynaklanan zorunlu bir kamu hizmeti olduğu ve askerlik planlamasının şahsın iradesinden ziyade idare tarafından belirlendiği, askerlik vazifesinden kaynaklanan makul bir mazeret nedeniyle görevine başlayamadığı, askerliğini yapmakta iken, kamu görevine yerleştirilenlerin askerlik hizmeti sonrası göreve başlatılmalarını engelleyen bir düzenlemenin bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının diğer şartları da taşıması hâlinde atamasının yapılması gerekirken, aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” diyerek askerdeyken memurluğa atanmanın mümkün olduğunu belirtmiştir.

1

Google

2

Google

3

Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;
  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Bu makalemizde askerlik nedeniyle atama yapılmaması halinden bahsedeceğiz. Askerlik görevini yaparken atananların durumu hakkında Danıştay kararları çerçevesinde bilgi vermeye çalışacağız. Askerlik nedeniyle atama yapılmaması, sık sık karşılaştığımız Anayasal hakların ihlali niteliğindeki idari işlemlerdendir. Askerdeyken memurluğa başvurma mümkün ise de askerdeyken atanmak her zaman mümkün olamamaktadır. Ancak askerlik nedeniyle atama yapılmaması yönündeki idari işlemler iptal davası ile iptal edilmektedir.

Askerlik Nedeniyle Atama Yapılmaması

Bu makalemizde askerlik nedeniyle atama yapılmaması halinden bahsedeceğiz. Askerlik görevini yaparken atananların durumu hakkında Danıştay kararları çerçevesinde bilgi vermeye çalışacağız. Askerlik nedeniyle atama yapılmaması, sık sık karşılaştığımız Anayasal hakların ihlali niteliğindeki idari işlemlerdendir. Askerdeyken memurluğa başvurma mümkün ise de askerdeyken atanmak her zaman mümkün olamamaktadır. Ancak askerlik nedeniyle atama yapılmaması yönündeki idari işlemler iptal davası ile iptal edilmektedir.

Askerlik Nedeniyle Atama Yapılmaması

Anayasamızın 72’inci maddesinde hem bir hak hem de bir görev olarak belirlenen vatan hizmetinin mevzuatında öngörülen sürede ve şekilde tamamlanma zorunluluğu vardır. Bu doğrultuda askerlik nedeniyle atama yapılmaması ilgilisinin yerleştirildiği göreve başlayamamasının haklı ve kanuni bir zorunluluktan kaynakladığının kabulü gerekir.

Ancak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda askerlik hali memurluğa engel hallerden sayılmıştır. 657 sayılı  Devlet Memurları Kanunu’nun 48/6 maddesine göre, Devlet memurluğuna alınacaklarda, “Askerlik durumu itibariyle; a) Askerlikle ilgisi bulunmamak, b) Askerlik çağına gelmemiş bulunmak, c) Askerlik çağına gelmiş ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmış yahut ertelenmiş veya yedek sınıfa geçirilmiş olmak” şartlarını aranmaktadır.

Ancak, askerlik görevini yaparken atananların durumu yani atama hakkını kazanmış olmasına rağmen henüz devlet memurluğuna ataması yapılmadan silah altına alınan kişilerin durumu ile ilgili ne 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda hüküm bulunmamaktadır. İdari yargı mercileri hukuk sistemimizdeki bu boşluğu 657 sayılı Kanun’un 83. maddesinin yorumu ile doldurmaktadır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 83’üncü maddesi; Devlet memuru iken muvazzaf askerlik hizmetini yapmak üzere silah altına alınanlardan askerlik görevini tamamlayıp memuriyete dönmek isteyenler, terhis tarihinden itibaren 30 gün içinde kurumlarına başvurmak ve kurumları da başvurma tarihinden itibaren azami 30 gün içinde ilgilileri göreve başlatmak zorundadırlar hükmüne amirdir.

Bu durumdaki kişilerin kazandığı atama hakkının saklı tutulması ve askerlik görevinin bitiminde diğer şartları taşıması halinde göreve başlatılması gerektiği yönünde karar verilmektedir İlgilinin memurluğa atanmasının diğer koşulları da sağladığı göz önünde bulundurularak atamasının askerlik sonuna kadar beklenmesi gerekirken askerlik nedeniyle atama yapılmaması doğru bir uygulama değildir. Dolayısıyla kadronun gerektirdiği diğer şartlara haiz olmak şartıyla askerdeyken atanmak mümkündür.

Askerlik Nedeniyle Atama Yapılmaması Emsal Kararlar

Danıştay 12. Dairesi’nin 2008/5940 E, 2010/4484 K sayılı kararında;  “Bu durumda, Anayasa’nın 72.maddesi gereği zorunlu olan bir Devlet hizmetinin ifası nedeniyle göreve başlayamayacağı açık olan davacının kazandığı atama hakkının saklı tutulması ve askerlik görevinin bitiminde diğer şartları taşıması halinde göreve başlatılması gerekirken 657 sayılı Yasa’nın 48.maddesinde öngörülen askerlik durumu itibariyle gerekli şartları taşımadığından bahisle davacı ile sözleşme yapılmaması işleminde hukuka ve hakkaniyete uyarlık, aksi yoldaki kararda da isabet görülmemiştir.” kararı verilmiştir. Bu şekilde; devlet memurluğuna hak kazanan ancak henüz ataması yapılmadığı sırada askere alınanlarının atama hakkının saklı tutulması, askerlik görevinin bitiminde diğer şartları da taşıyorsa göreve başlatılması gerektiğine karar vermiştir. Dolayısıyla askerlik nedeniyle atama yapılmaması uygun bir idari işlem değildir.

Yine Danıştay 12. Dairesi’nin 1995/10371 E, 1997/2304 K VE 21/10/1997 Tarih sayılı kararı da bu yöndedir. Anılan kararda şu şekilde karar verilmiştir; “Anayasanın 72. maddesinde vatan hizmetinin her Türk’ün hakkı ve görevi olduğu belirtilmekle bu hizmetin ödev niteliği vurgulanmıştır. … Olayda, zorunlu bir devlet hizmetinin ifası ve uzaması nedeniyle atandığı yerde göreve başlayamadığını, askerlik görevini yaptığına ilişkin belgeyi eklemek suretiyle 14.1.1994 tarihli dilekçesiyle davalı idareye bildiren davacının, kazandığı sınavın saklı tutulması ve askerlik görevinin bitiminde atandığı göreve başlatılması gerekirken askerlik hizmetinin diğer zorlayıcı sebeplerle aynı nitelikte olduğu kabul edilerek hakkında 657 sayılı Yasanın 63. maddesi hükmü uygulanmak suretiyle atama onayının iptal edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığından idare mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.”

Danıştay 12. Dairesi’nin 2003/5056 E, 2006/1510 K ve 18/04/2006 Tarih sayılı kararı da benzer mahiyettedir. Karara göre; “…Davacının sınava girdiği tarihte askerlikle ilgisinin bulunmayışı, askerliğin zorunlu bir kamu hizmeti oluşu, davacının atanma tarihinin tam olarak bilinememesi, askerlik dönüşü makul sürede idareye başvuruda bulunmuş olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davacının memurluğa atanmasının diğer koşulları da mevcut olduğu takdirde atamasının askerlik sonuna kadar beklenmesi gerekmekte olup İdare Mahkemesince askerlikle ilgili şartları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddi yolunda karar verilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.”


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;
  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

siplin soruşturmasında savunma isteme yazısı örneği, disiplin soruşturmasında memurdan istenecek savunma istem yazısı örneği, adana idari dava avukatı

Savunma İsteme Yazısı Örneği

Bu makalemizde yer almaktadır. Memur disiplin soruşturmasında savunma isteme yazısı soruşturmanın usulüne uygun biçimde ilerlemesi bakımından hayati öneme sahiptir. Unutulmamalıdır ki, disiplin soruşturmasında savunma isteme yazısı nı ceza vermeye yetkili amir veya disiplin kurulu ister. Makalemizin devamında savunma isteme yazısı örneği de paylaşılmaktadır.

Disiplin Soruşturmasında Savunma İsteme Yazısı

Memurdan savunma isteme yazısı istenmesi Anayasanın 129/2. maddesinin de bir gereğidir. Anayasamıza göre, memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği belirtilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinde de; devlet memuru hakkında savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği hükmüne amirdir. Ayrıca memura 7 günden az olmamak üzere savunma süresi tanınmalıdır.

Görüleceği üzere savunma alınmadan disiplin cezası verilemeyeceği temel ilke olarak belirlenmiştir. Memurdan disiplin soruşturmasında savunma isteme yazısı istenmesi, ilgisine güvence sağlamaktadır. Ancak bu güvencenin, amacına uygun şekilde sağlanması için, ilgili kamu görevlisinin hakkındaki iddiaları, bu iddiaların dayandığı delilleri, üzerine atılı fillerin hukuki nitelendirmesini ve önerilen disiplin cezasını öğrenmesi sağlanarak, savunma yapmasına imkan tanınmasının hukuken zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.

Dolayısıyla disiplin soruşturmasında savunma isteme yazısı örneği nde kamu görevlisinin disiplin cezasıyla cezalandırılmadan önce savunması alınırken disiplin suçunu oluşturan eylemi açık bir şekilde belirlenmeli ve savunma isteme yazısı nda belirtilmelidir.  Bu şekilde memurun disiplin suçunu oluşturan eyleminin hangi disiplin kurallarını ihlal ettiği ortaya konulmalıdır. Bütün bu hususlar kendisine bildirilmeyen memurun, gerektiği gibi savunma yapamayacağı, dolayısıyla kendisine tanınmış savunma hakkını kullanamayacağı açıktır. Dolayısıyla disiplin soruşturmasında memura tebliğ edilecek savunma isteme yazısının bu unsurları da içermesi gerekir. Aşağıda usulüne uygun savunma isteme yazısı örneği ne yer verilmiştir.

Usulüne uygun savunma almadan verilen disiplin cezası nın açılacak iptal davası ile iptal edilebileceğini buradaki makalemizde incelemiştik. Yine disiplin soruşturması savunma örneği ne de buradaki makalemizde değinmiştik.

Disiplin Soruşturmasında Savunma İsteme Yazısı Örneği

SAYI:

KONU:                                                                                                                                        …/…./………

Sayın ; …………………………….

…./…./…… tarihinde meydana gelen ………………….. olayı ile ilgili olarak hakkınızda yapılan soruşturmada, disiplin suçu teşkil eden ………….. eyleminize ilişkin savunmanızı iş bu disiplin soruşturmasında savunma isteme yazısı nı tebliğ aldığınız tarihten itibaren 7 gün içinde tarafıma iletmenizi; bu süre içinde savunma vermediğiniz takdirde savunmadan vazgeçmiş sayılarak, mevcut delillere göre karar verileceğinin bilinmesini rica ederim.

…………………………………


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Görevden uzaklaştırma nedir, görevden uzaklaştırma kararına itiraz, görevden uzaklaştırma kararına iptal davası, adana idare avukatı, dilekçesi

Görevden Uzaklaştırma Nedir?

Görevden uzaklaştırma nedir sorusunun cevabı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesinde açıkça verilmiştir. Kanuna göre devlet memurlarının görevden uzaklaştırması, memurların ceza veya disiplin soruşturmalarında görevlerinde devam etmelerinde sakınca bulunan hallerde uygulanan geçici bir önlemdir. Dolayısıyla görevden uzaklaştırma bir tedbirdir. Bu doğrultuda memurun disiplin soruşturması sırasında görevden uzaklaştırma mümkündür ancak bu tedbirin bir disiplin cezası gibi uygulanması kabul edilemez.

Görevden Uzaklaştırma Nedir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesine göreGörevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.

Görevden uzaklaştırma tedbiri nedene bağlı bir işlemdir. Dolayısıyla idarenin bu konuda geniş bir takdir yetkisi yoktur. Kanundaki görevden uzaklaştırma nedir tanımında açıkça belirtildiği gibi, bu tedbir ancak kamu hizmetinin gerektirdiği durumların var olması ve memurun görevi başında kalmasında sakınca görülmesi halinde alınabilir. Örneğin memurun aleyhine olabilecek delilleri karartabilecek durumdaysa veya kaçma tehlikesi varsa bu tedbir alınabilir.  Bu şartların sağlanamaması halinde memur hakkında görevden uzaklaştırma kararı verilemez, aksi halde verilen görevden uzaklaştırma kararı hukuka uygun olmaz.

Görevden uzaklaştırma kararını almaya yetkili makamlar da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 138. maddesinde düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre; Görevden uzaklaştırmaya yetkililer şunlardır. a) Atamaya yetkili amirler; b) Bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri; c) İllerde valiler; ç) İlçelerde kaymakamlar Görevden uzaklaştırma kararını almaya yetkili makamlar dışında bir idari merci tarafından bu karar alınırsa yetki gaspı söz konusu olur.

Görevden Uzaklaştırmanın Sonuçları

Yukarıda görevden uzaklaştırma nedir sorusunu cevaplamış, görevden uzaklaştırmanın geçici bir tebdir olduğunu belirtmiştik. Görevden uzaklaştırma kararı tedbir niteliğinde olduğu için bazı önemli şartlara ve sonuçlara bağlanmıştır.

  1. Görevden uzaklaştırma kararının en doğal sonucu memurun görevi ile ilişiğinin kesilmesidir. Ancak  görevden uzaklaştırılan memurun memurluk görevi ve statüsü sona ermez. Hak ve yükümlülükleri devam eder.
  2. Görevden uzaklaştırılan memura maaşının üçte ikisi ödenir.
  3. Eğer memur hakkında herhangi bir soruşturmaya başlanmadan görevden uzaklaştırma kararı verilmişse, o memur hakkında en geç on iş günü içinde soruşturmaya başlanması gerekir. Bunu uygulamayan amirin hem hukuki hem de cezai sorumluluğu söz konusu olur.
  4. Disiplin soruşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılan memurlar en fazla üç ay uzaklaştırılabilir.
  5. Ceza kovuşturması nedeniyle görevden uzaklaştırılan memur hakkındaki görevden uzaklaştırma kararı her iki ayda bir gözden geçirilir. Varılan sonuç (tedbirin devamı ya da sonlandırılması) ilgisine yazılı olarak bildirilir.

Görevden Uzaklaştırma Kararına Karşı İptal Davası

Yukarıdaki açıklamalarımızda da dile getirdiğimiz üzere görevine devam etmesinin sakıncalı olup olmadığı değerlendirilmeden sadece bir şikayet üzerine memurun görevden uzaklaştırılması kanuna aykırıdır. Ayrıca konusu görevden uzaklaştırma kararının yasaya uygunluğu kadar; kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hizmetin korunması veya kamu görevlisinin etkin ve güvenilir biçimde hizmete devamının sağlanması yönüyle de değerlendirilmesi gerekir.

Bu anlamda usulüne uygun alınmamış, kanuna aykırı görevden uzaklaştırma kararına karşı iptal davası açılabilir. Şunu da belirtmek gerekir ki görevden uzaklaştırma kararına itiraz yolu mümkün değildir. Görevden uzaklaştırma kararına iptal davası itiraz edilmesi gerekmeksizin direkt açılabilir.

Görevden uzaklaştırma kararına karşı iptal davası da diğer tüm idari işlemlerde olduğu gibi, işlemin ilgilisine tebliğinden itibaren 60 gün içinde açılmalıdır. Aksi hale dava açma süresi geçeceğinden, görevden uzaklaştırma kararına iptal davası açılamaz.

Görevden uzaklaştırma kararına karşı iptal davası dilekçesi nasıl yazılır sorusuna gelecek olursak;

Görevden uzaklaştırma kararına karşı iptal davası dilekçesi nde bize göre görevden uzaklaştırma nedir sorusunu irdelemek gerekir. Görevden uzaklaştırma kararına karşı iptal davası dilekçesi nde bu kararın, geçici görevden uzaklaştırma halinin bir tedbir niteliğinde olduğunun vurgulanmasında fayda görüyoruz. Zira bu tedbir niteliğinde ki yetkinin kullanılmasındaki temel amaç; sorunlu kamu görevlilerinin görevleri başlarında kalmaları halinde, çalıştıkları kurum veya bu kurumun hizmetlerinden faydalanan vatandaşların bir zarar vermelerine engel olmak, açılan soruşturmaların sağlıklı yürütülmesi ve delillerin karartılmasının önüne geçilmesi için kamu görevlisinin görevi ile fiilen ilişkisinin kesilmesinin sağlanmasıdır. Delilleri karartma şüphesi olmayan veya hakkında başlatılan disiplin soruşturmasının selametini sakatlayacak konumda olmayan bir memurun sırf disiplin soruşturması başlatılması nedeniyle görevden uzaklaştırılması kanuna aykırı olacaktır.

Görevden Uzaklaştırma Kararı İle İlgili Danıştay Kararları

Danıştay 5.Dairesinin 25.05.1985 tarih ve 82/811 esas, 83/4210 sayılı kararında; Görevden uzaklaştırma, ilgililer hakkında yapılacak soruşturmanın esenliğini sağlamak amacıyla uygulanan geçici bir işlem olduğunun altı bir kez daha çizilmiş, görevden uzaklaştırma nedir sorusuna bir kez daha cevap verilmiştir.

Yine Danıştay 5. Dairesinin, 2002/4105 Esas, 2005/4965 Karar, 19.10.2005 tarihli kararında; “…İli…İlçesi…Müdür Yardımcısı olan davacının, görevinden uzaklaştırılmasına ilişkin…tarih ve…sayılı işlemin; 657 sayılı Yasanın 137. maddesi uyarınca “görevden uzaklaştırma”nın, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olduğu; bakılan davada, davacının Batman İlinde görev yaparken işlediği ileri sürülen “eşi adına haksız yere tedavi yardımından yararlanma” eylemiyle ilgili olarak hakkında soruşturma açılmış olmasının ilgilinin Edirne İlindeki görevinden uzaklaştırılmasını gerektiren bir durum olarak değerlendirilmesine yasal olanak bulunmadığı, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptali yolunda Edirne İdare Mahkemesince verilen 11.7.2002 günlü, E: 2002/88, K: 2002/433 sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına,” karar verilmiştir. Danıştay 5. Dairesi’nin iş bu kararında görüldüğü üzere, o sırada görev yerinde bulunmayan davacının, hakkındaki disiplin soruşturmasını etkileme, delilleri karartma vb olumsuz davranışlarda bulunamayacağı gözetildiğinde uygulanan görevden uzaklaştırma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu sonucu çıkmaktadır.

Hakkında ceza kovuşturması yapılan davacının görevden uzaklaştırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında;

…Bu durumda göreviyle ilgili olarak hakkında soruşturma açılan ve cezai kovuşturma da başlatılmış olan davacının soruşturmanın selametle yürütülebilmesi için görevden uzaklaştırılmasında anılan Kanun hükmüne aykırı bir husus bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Öte yandan, her ne kadar davacı 29.11.1995 günlü dilekçesinde, soruşturma konusu olay nedeniyle açılan ceza davasından beraat ettiğini ve bu nedenle dava konusu işlemin ortadan kalkacağını ileri sürmüşse de. söz konusu beraat kararının, ancak davacıya idareye başvurarak hakkındaki tedbirin kaldırılıp göreve başlatılması yönünde istekte bulunma hakkı vermesi karşısında bu iddia yerinde bulunmamıştır.” DANIŞTAY 5. DAİRESİ, Esas Numarası: 1995/2344, Karar Numarası: 1996/954, Karar Tarihi: 06.03.1996

Görevden uzaklaştırılan davacının, göreviyle hukuki ilişkisi kesilmiş olduğundan “görevin terk edilmesi” gibi bir halden söz edilemeyeceği hakkında;

“…657 sayılı Yasanın 137. ve sonraki maddeleri uyarınca görevden uzaklaştırılan bir memurun memuriyetle ilgisi hukuken devam etmekle birlikte görevle ilişkisi fiilen kesilmektedir. Buna göre aynı yasanın, memurların görev yaptıkları kurum ve hizmet birimlerinin bulunduğu yerleşim merkezlerinde ikamet zorunluğu getiren Ek 2. maddesine uyulmaması veya görev mahallinden izinsiz çıkılması hallerinde ortada “görevin terkedilmesi” gibi bir durum olmadığından ilgilinin Devlet Memurluğundan çekilmiş sayılması için gerekli koşullar oluşmamış bulunmaktadır.” DANIŞTAY 5. DAİRE, Esas Numarası: 1987/790, Karar Numarası: 1988/562, Karar Tarihi: 24.02.1988


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Disiplin soruşturmasına savunma örneğine buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

Disiplin soruşturması savunma örneği, adana idare hukuku avukatı, idari dava, disiplin soruşturmasında nasıl savunma yapılır, yazılı savunma dilekçesi

Disiplin Soruşturması Savunma Örneği

Memurların geçirdikleri disiplin soruşturmalarında sıklıkla gelen sorulardan biri disiplin soruşturması savunma örneği ile savunma yapılıp yapılamayacağıdır. Yine disiplin soruşturmalarında görev alıyor olmamız nedeniyle disiplin soruşturması savunma örneği paylaşmamız da sıklıkla istenmektedir. Bugüne dek disiplin soruşturmasında kullanılabilecek bir savunma dilekçesi örneği paylaşmamamızın sebebi her olayın kendi içinde değerlendirilmesi ve olayın özelliklerine göre bir savunma yapılması gerekliliğidir. İdari mercilerde bugüne dek kaç tane disiplin soruşturması açıldıysa, o kadar münferit olay ve bir o kadar da savunma şekli vardır.

Bu nedenle bu makalemizde paylaşacağımız disiplin soruşturması savunma örneği nin araştırdığınız olay ile bire bir uyumlu olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Dolayısıyla verdiğimiz disiplin soruşturması yazılı savunma örneği sadece bir fikir vermesi açısından ele alınmalıdır.

Büken Hukuk & Danışmanlık Bürosu , adana idare hukuku avukatı olarak, İdare Mahkemeleri ve Danıştay’ da açılacak iptal ve tam yargı davaları, idari para cezalarından kaynaklanan davalar, disiplin soruşturmaları, idari sözleşmelerden kaynaklanan davalar, idari mercilere müracaat yolları hakkında hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti vermektedir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Disiplin Soruşturması Savunma Örneği

DİSİPLİN KOMİSYONU BAŞKANLIĞI’NA

İlgi: …./…../……. tarihli savunma istem yazısı.

Üniversiteniz ……… Fakültesi Dekanlığı’nın …./…../……. tarih ve ……….. sayılı emri ile müvekkil hakkında açılan Disiplin Soruşturmasına istinaden aşağıda maddeler halinde sıralanan konularda müvekkilin savunması istenmektedir.

Ve fakat esasa geçmeden önce şu hususun özellikle belirtilmesi gerekir:

1.SOMUT OLAYDA 2 YILLIK ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇMİŞTİR. BU NEDENLE MÜVEKKİLE DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

Devlet Memurları Kanunu’nun 127. maddesinde disiplin cezası verilmesinde zaman aşımı hususu düzenlenmiştir. İlgili madde şu şekildedir: Madde 127 – Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, b) Memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, Başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar…”

Görüldüğü üzere disiplin cezası verilmesi hususunda 2 yıllık bir zamanaşımı süresi mevcuttur. Somut olayda ise, müvekkil hakkındaki soruşturma …./…../……. Tarihli şikayet dilekçelerine istinaden, …/…../….. tarihli …… eylemine binaen başlatılmıştır. Görüldüğü üzere somut olayda zamanaşımı süresi geçmiş olup, disiplin cezası verilmesi hususundaki iki yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu nedenle müvekkile disiplin cezası verilebilmesi mümkün değildir.

2. SÖZ KONUSU DİSİPLİN SORUŞTURMASI İSİMSİZ VE İMZASIZ, NOKTASI VİRGÜLÜ AYNI BİLGİSAYAR ÇIKTISI İKİ ADET DİLEKÇEYE DAYANILARAK BAŞLATILMIŞTIR.

3071 S. Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun’un “Dilekçede Bulunması Zorunlu Şartlar” başlıklı 4. Maddesi gereğince “…Yükseköğretim üst kuruluşları ile yükseköğretim kurumlarına verilen veya gönderilen dilekçelerde, dilekçe sahibinin adı soyadı ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması gerekir.” Kanunun 6. Maddesinde yer alan “…Bu dilekçelerden; belli bir konuyu ihtiva etmeyenler, yargı mercilerinin görevine giren konularla ilgili olanlar, 4. Maddede gösterilen şartlardan herhangi birini taşımayanlar incelenmezler” hükmü gereğince, bu dilekçelerin belirtilen şartları taşımaması halinde, bunlar ilgili birim amirleri tarafından işleme konulmayacaktır.

Bu kapsamda Başbakanlığın 15/11/2002 tarih ve 2002/51 sayılı Genelgesi ile de “Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında yapılan ihbar ve şikayetlerde,soyut ve genel nitelikte olanlar, somut olay veya kişi belirtmeyenler, isim ve imzası bulunmayan veya hayali isim ve imza taşıyan ihbar veya şikayet dilekçelerinin işleme alınmaması” bildirilmiştir.

Buna göre yetkili amirlerce, kendilerine intikal eden dilekçeler öncelikle şekil yönünden incelenmelidir. Soyut ve genel nitelikte olduğu, somut olay ve kişi belirtilmediği açıkça görülen, isim ve imza bulunmayan veya hayali isim imza taşıdığı anlaşılan ihbar veya şikâyet dilekçeleri işleme konulmamalıdır. Aksi durum anayasal bir hak niteliği taşıyan şikâyet hakkının kötüye kullanılmasına sebebiyet verecek, yine anayasa ile korunan kişilik haklarının ihlali söz konusu olacaktır.

İsimsiz ve imzasız şikâyet dilekçelerinin işleme konulamayacağı gerek kanun gerekse Genelgeler ile net biçimde düzenlenmiş iken, müvekkil hakkındaki soruşturmanın isimsiz ve imzasız iki adet şikâyet dilekçesine dayandırılarak açılmış olması açıkça hukuka aykırıdır.

3. DİSİPLİN AMİRİ ………. İLE MÜVEKKİL ARASINDA HUSUMET BULUNMAKTADIR. BU NEDENLE ……. MAKAMININ …./…../……. TARİH VE ……… SAYILI EMRİ İLE AÇILAN İŞ BU SORUŞTURMANIN, MÜVEKKİL İLE ………… ARASINDA BULUNAN HUSUMET VE ……… TARAFINDAN MÜVEKKİLE SİSTEMATİK BİÇİMDE YAPILAN MOBBİNG UYGULAMASI SEBEBİYLE KABULÜ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

4.

5.

6. TANIKLARIMIZ:  Müvekkile isnat edilen ve yukarıda ifadelerimizi arz ettiğimiz konularda bilgi alınabilecek tanıklarımızın listesi aşağıda belirtildiği gibidir. Aksi davranışın savunma hakkının kısıtlanması anlamına geleceğini ihtar ile aşağıda ad soyad ve iletişim bilgileri belirtilen tanıklarımıza usulüne uygun tebligat çıkartılmasını ve dinlenmelerini talep ederiz.

İfademiz yukarıda arz edildiği şekildedir. Sayın Disiplin Komisyonu üyelerinin takdirlerine vekaleten arz ederiz.

Av. Selce MARAŞ BÜKEN

Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

 

Danıştay kararları, mükerrer disiplin soruşturması ve mükerrer disiplin cezası, adana idare hukuku avukatı, yeni delil, yeni hukuki durum, iptal davası...

Mükerrer Disiplin Soruşturması ve Cezası

Bu makalemizde örnek Danıştay kararları çerçevesinde mükerrer disiplin soruşturması ve mükerrer disiplin cezası konularını ele alacağız.

Bir disiplin soruşturması sonucunda idare ilgilisine ceza verebilir veya ceza verilmeyerek işlem tesis edebilir. Bu durumda ceza ister verilmiş ister verilmemiş olsun, aynı konuya yönelik ikinci disiplin soruşturması başlatılamaz. Dolayısıyla aynı konuya yönelik ikinci bir disiplin cezası da verilemez. Aynı kişi hakkında aynı olay sebebiyle ancak bir defa disiplin soruşturması yapılabilir ve ancak bir defa disiplin cezası verilebilir. Bu doğrultuda daha önce soruşturulan ve karara bağlanan eylem ile ilgili ikinci defa mükerrer disiplin soruşturması yapılması ve mükerrer disiplin cezası verilebilmesi mümkün değildir.

MÜKERRER DİSİPLİN SORUŞTURMASI

Danıştay 1. Dairesi 2011/1827 Esas, 2012/390 Karar ve 13.03.2012 Tarihli kararında, daha önce soruşturulan ve ilgilisi için karara bağlanan eylemle aynı nitelikteki eylem için mükerrer disiplin soruşturması yapılamayacağına karar vermiştir.

Kararda özetle; “…Bazı kanser hastalarına hukuka ve etik kurallara aykırı olarak kök hücre tedavisi ve tümör aşısı uygulamak suretiyle hastalar üzerinde deney yapmak eylemi nedeniyle lüzum-u muhakemesine karar verilmiş ise de, aynı eylemle ilgili olarak şüpheli hakkında daha önce yapılan soruşturma sonucunda Rektörlükçe oluşturulan kurul tarafından verilen 05.11.2007 tarih ve 2007/23 sayılı men-i muhakeme kararının Yasa gereği incelenmesi üzerine, Dairemizin 25.12.2007 tarih ve 2007/1401 E, 2007/1540 K sayılı kararıyla, söz konusu men-i muhakeme kararının bozulmasına …..’nın Türk Ceza Kanunu’nun 257’nci maddesi gereğince lüzum-u muhakemesine karar verildiği, bu dosyada ise, aynı eyleme ilişkin olarak mükerrer disiplin soruşturması yapıldığı ve Kurul kararı alındığı anlaşıldığından, aynı eylemle ilgili olarak şüpheli hakkında mükerrer olar olarak verilen lüzum-u muhakeme kararı nın bozulmasına….” karar verilmiştir.

YENİ DELİL ELDE EDİLMEDEN BAŞLATILAN MÜKERRER DİSİPLİN SORUŞTURMASI

Yine Danıştay 1. Dairesi, 2011/2198 E, 2012/502 K ve 28.03.2012 tarihli kararında, aynı eyleme ilişkin daha önce yapılan soruşturmanın sonucu etkileyecek yeni delil sunulmadıkça soruşturma konusu yapılamayacağına karar vermiştir. “…Bu durumda, atılı suç nedenyle şüpheli hakkında daha önce soruşturma uapılarak Yetkili Kurul tarafından karar verildiği, bu kararın Dairemizin  26.06.2007 tarih ve 2007/704 E, 2007/825 K sayılı kararı ile onandığı, tekrarlanan şikayette ise konuyla ilgili daha önce yapılan soruşturmanın sonucunu değiştirecek yeni delil sunulmadığı anlaşıldığından … Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Kurulun karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının onanmasına….”

YENİ BİR HUKUKİ DURUMUN ORTAYA ÇIKMASI ve MÜKERRER DİSİPLİN SORUŞTURMASI

Aynı kişi hakkında tekrar disiplin soruşturması yapılmasının ancak yeni bir hukuki durumun ortaya çıkması üzerine mümkün olabileceği söylenebilir. Önceki soruşturmada bilinmeyen yeni bir hukuki durumun ortaya çıkması üzerine şüpheli hakkında tekrar soruşturma yapılabileceği, ikinci kez yapılan bu soruşturmanın mükerrer nitelik taşımadığı hakkında Danıştay 1. Dairesi 2010/1142 Esas, 2010/1358 Karar ve 28.09.2010 Tarihli kararında şu şekilde karar vermiştir: “…Yargılama sırasında temin edilen Yüksek Sağlık Şurası raporunun ilgili hakkındaki önceki soruşturmada bilinmeyen yeni bir hukuki durumun varlığına işaret ettiği, dolayısıyla ortaya çıkan bu yeni durumun Rektörlükçe ilgili hakkında tekrar soruşturma yapılmasına neden olduğu, ikinci kez yapılan bu soruşturmanın mükerrer nitelik taşımadığı, rapordaki tespitlerin atılı suçtan dolayı şüpheli hakkında kamu davası açılması gerektiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu anlaşıldığından, Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğünce oluşturulan Yetkili Kurulun adı geçenin men-i muhakemesine ilişkin 18.5.2010 tarihli kararının bozulmasına, şüphelinin lüzum-u muhakemesine, eylemine uyan Türk Ceza Kanununun 257/2 inci maddesi gereğince yargılanmasına, yargılamanın Gaziantep Sulh Ceza Mahkemesinde yapılmasına , dosyanın Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına, kararın bir örneğinin de Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğüne gönderilmesine 28.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi…”


Adana idare hukuku avukatı ve adana idari dava avukatı olarak bilgilendirme yapmak amacıyla paylaştığımız makalelerin bir kısmı şu şekildedir;

  • İptal davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Tam yargı davasının incelendiği makalemize buradan,
  • Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan, 
  • Memur disiplin cezasına itiraz konusunun ayrıntılı incelendiği makalemize buradan
  • Disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan
  • Soruşturma izni verilmesi itiraz dilekçesi örneğini buradan okuyabilirsiniz.

Makalelerimiz her geçen gün güncellendiği için ayrıntılı bilgi için lütfen sitemizde arama yapınız.

 

Memur Disiplin Cezası ve İptal Davası

Memur Disiplin Cezası İptal Davası

Bu makalemizde, memur disiplin cezasına idari itiraz ve memur disiplin cezası iptal davası ana hatlarıyla irdelenecektir. Disiplin cezasına karşı iptal davası açılabilir. Zira makalemizin sonunda belirttiğimiz gibi, disiplin soruşturması usulüne uygun yürütülmesi gereken bir idari işlemdir, dolayısıyla bu idari işleme karşı disiplin cezası iptal davası açılabilmesi mümkündür. Disiplin soruşturmasının usulüne aykırı biçimde yürütülmesi, hukuki olmayan sebeplerle disiplin cezası verilmesi veya disiplin soruşturmasında savunma hakkının kısıtlanması hallerinde disiplin cezası iptal davası ile iptal edilebilecektir.

Hukuk düzenimiz, disiplin cezalarına karşı idari başvuru yolu ve yargısal başvuru yolu olmak üzere iki türlü başvuru yolu öngörmüştür.

Bu makalemizde disiplin cezasına karşı açılacak iptal davası incelenmiş olup, iptal davası açmadan önce memur disiplin cezasına itiraz edilmesi gerekmektedir. Memur disiplin cezasına karşı idari itiraz yolunun incelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Memur Disiplin Cezasına Karşı İptal Davası

Disiplin cezalarına karşı en etkili denetim yolu elbette ki yargısal denetimdir. Disiplin cezalarına karşı iptal davası açılabilir zira, disiplin cezaları birer idari işlemdir. Dolayısıyla disiplin cezalarına karşı da tüm idari işlemler gibi iptal davası açılabilir. 

Disiplin cezası iptal davasında süre

İtiraz başvurusu yapıldıktan sonra, itiraz başvurusunun reddi üzerine disiplin cezası iptal davası açılabilir. Bu dava 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. Maddesine göre kararın tebliğini izleyen 60 gün içinde açılmalıdır. 

İdari yargıda süreler kamu düzenindendir, dolayısıyla bu sürelere uyulmaması halinde hak iddiasında bulunulamaz. Bu nedenle disiplin cezası iptal davası 60 günlük dava açma süresi geçtikten sonra açılırsa dava incelenmeyecek ve reddedilecektir.

Disiplin cezası iptal davasında yetkili ve görevli mahkeme

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 7. Maddesine göre, iptal davalarında yetkili idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir. Dolayısıyla disiplin cezası iptal davasını görmeye yetkili mahkeme de disiplin cezası veren kurumun bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.

Disiplin Cezası Nasıl İptal Edilir?

Disiplin amirlerinin hukuki olmayan bir nedenlere dayanarak disiplin soruşturması açma yoluna gittiği üzüntüyle gözlemlenmektedir. Kimi zaman memura mobbing uygulamak kimi zaman çalışma huzurunu bozmak ve memuru huzursuz etmek amaçlanmaktadır. Bu kötü niyetli yaklaşımlara karşı başvuru yollarına gidilmesi ve özellikle disiplin cezası iptal davası açılması denetim bakımından oldukça önemlidir. Bu şekilde idarenin aldığı kararlar bağımsız yargı denetiminden geçmekte, idare denetlenmektedir.

  • Hukuki olmayan nedenle verilen disiplin cezası iptale tabidir. 
  • Aynı şekilde disiplin soruşturması usulünün doğru uygulanmaması halinde de disiplin cezası iptal edilecektir. 
  • Yine disiplin soruşturması sırasında memurun savunma hakkının kısıtlanması (örneğin, savunma almadan ceza verilmesi, disiplin soruşturmasında 7 günden az savunma süresi verilmesi veya savunmasında bildirdiği tanıkların dinlenmemesi) hallerinde de disiplin cezası iptal edilecektir.
  • Bu örnekler somut olaya göre çoğaltılabilir.

Sonuç olarak; disiplin cezası iptal davaları nda süreler oldukça önemlidir. Süresinde idari başvuru yoluna gidilmemesi veya idari başvuru yoluna gidilmesine rağmen davanın 60 günlük süresi içinde açılmaması halinde dava reddedilecektir.

Disiplin cezası verilme işlemlerinde çoğu zaman hukuki olmayan nedenlerle ve keyfi uygulamalar ile ceza verildiğini veya disiplin soruşturmasında usul hükümlerinin tam olarak uygulanmadığını gözlemlemekteyiz.

Ancak bu hususların tespitinde ve idari yargıda davanın usulüne uygun biçimde yürütülmesinde bir adana idare hukuku avukatı ndan destek ve hukuki yardım alınması en önemli tavsiyemizdir.

Memur disiplin suç ve cezalarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilir, disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan okuyabilirsiniz.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Memur Disiplin Cezasına İtiraz

Memur Disiplin Cezasına İtiraz

Disiplin cezasına itiraz, cezaya karşı açılacak iptal davasında hayati öneme sahiptir. Disiplin soruşturması usulüne uygun yürütülmesi gereken bir idari işlemdir, dolayısıyla bu idari işleme karşı disiplin cezası iptal davası açılabilmesi mümkündür. Disiplin soruşturmasının usulüne aykırı biçimde yürütülmesi, hukuki olmayan sebeplerle disiplin cezası verilmesi veya disiplin soruşturmasında savunma hakkının kısıtlanması hallerinde disiplin cezası açılacak iptal davası ile iptal edilebilecektir. Ancak iptal davası açılmadan önce disiplin cezasına itiraz edilmesi gerekmektedir. 

Bu makalemizde, memur  disiplin cezasına idari itiraz yolu incelenmektedir. Memur disiplin cezasına karşı açılacak iptal davasının incelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Memur Disiplin Cezasına Karşı İdari İtiraz

Disiplin hukukunda da, disiplin cezasına karşı idari itiraz yolları öngörülmüştür. Buna göre, disiplin cezasına itiraz disiplin cezası veren amirin üstünde başka bir üst makam varsa, idari başvuru yani idari itiraz kural olarak bu makama yapılır. 

Disiplin cezasına itiraz 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesinde düzenlenmiştir.  Buna göre; Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir. Disiplin cezasında itiraz süresi kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. 

Disiplin cezasına itiraz süresi çok önemlidir. Zira süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.

Bu nedenle disiplin cezası itirazı süresinde yapılmalıdır. Aksi halde telafisi imkansız hak kayıpları ortaya çıkabilecektir. İtiraz başvurusu yapılmayan disiplin cezası kesinleşeceğinden ve kesinleşen disiplin cezasına karşı iptal davası açılamayacağından itiraz başvurusu yapılmayan disiplin cezasında yargı denetimi yapılamaz. Disiplin cezasına karşı itiraz başvurusu yapılması dava açma süresini durdurur. 

İtiraz merci memura daha ağır bir disiplin cezası veremez.

İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır. İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. Yani itiraz edilen makam, memura verilen disiplin cezasından daha ağır bir disiplin cezası veremez. İlk verilen disiplin cezasını ya onaylar ya bozar veya daha hafif bir disiplin cezası verebilir. Ceza Hukukuna hakim olan ilkelerden aleyhe bozma yasağı disiplin hukukunda da geçerlidir. 

Süresinde idari başvuru yoluna gidilmemesi veya idari başvuru yoluna gidilmesine rağmen davanın 60 günlük süresi içinde açılmaması halinde disiplin cezası iptal davası reddedilecektir. İdari yargıda davanın usulüne uygun biçimde yürütülmesinde bir adana idare hukuku avukatı ndan destek ve hukuki yardım alınması en önemli tavsiyemizdir.

Memur disiplin suç ve cezalarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilir, disiplin soruşturmasında soruşturma usulünün incelendiği makalemizi buradan okuyabilirsiniz.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Memur Disiplin Soruşturması ve Usulü

Memur Disiplin Soruşturması Usulü

Bu yazımızda “Memur disiplin soruşturması usulü nedir?” “Memur disiplin soruşturması nasıl yapılır” sorusunun cevabını vermeye çalışacağız. TDK‘ya göre  disiplin, bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu olarak tanımlanmıştır. Devlet memuru disiplin soruşturması, memur disiplin soruşturması yapılmasının da temel sebebi memurun idareye bağlılık yükümlülüğüne uymaması ve düzen kurallarına aykırı davranışlarda bulunmasıdır.Tüm kamu görevlileri disiplin hükümlerine tabidir ve haklarında memur disiplin soruşturması usulü doğru uygulandığı sürece soruşturma yapılabilmesi mümkündür. 

Memur disiplin hukuku temel olarak DMK’nun 124 ve devamı maddeleri ile şekillenmiştir.

Memur Disiplin Soruşturması Bazı Temel Kurallara Bağlıdır;

  • Suç ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, önceden kanunla disiplin suçu olarak belirlenmeyen eylemler hakkında disiplin cezası verilemez.
  • Savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
  • Disiplin cezaları yargı denetimi dışında tutulamaz.

Memur Disiplin Suç ve Cezaları Nelerdir?

Devlet Memurları Kanunu‘nun 125. maddesinde ağırlık derecesine göre disiplin cezaları ve disiplin suçları sayılmıştır. Maddede sayılan cezalar uyarma, kınama, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarmadır. Bu konudaki ayrıntılı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Memur Disiplin Suçu Vermeye Yetkili Amir ve Kurullar Hangileridir?

Bu konu Devlet Memurları Kanunu‘nun 126. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, Uyarma, kınama
ve aylıktan kesme cezaları disiplin amirleri tarafından; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verilir. Devlet memurluğundan çıkarma cezası amirlerin bu yoldaki isteği üzerine, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kurulu kararı ile verilir. Disiplin kurulu ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi yoktur, cezayı kabul veya reddeder. Ret halinde atamaya yetkili amirler 15 gün içinde başka bir disiplin cezası
vermekte serbesttirler.

Memur Disiplin Soruşturması Usulü Nasıldır? 

Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren suçlarda, suça konu fiilin öğrenilmesinden sonra 6 ay içinde, diğer suçlarda bir ay içinde soruşturmaya başlanması gerekir. Aksi halde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar ve memura disiplin cezası verilemez.

Başlanılan soruşturmanın ise en geç disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl içinde sonuçlandırılması ve disiplin cezası verilmesi gerekir. Aksi halde yine  disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar ve memura disiplin cezası verilemez. 

Memur Disiplin Soruşturması Süresi Ne Kadardır?

Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar.

Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir.

Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır.

Disiplin soruşturması zamanaşımı süresi basitçe bu şekildedir.

Disiplin Soruşturmasında Memurun Hakları

Kovuşturulan memurun disiplin soruşturması savunma hakkı vardır ve savunma alınmadan disiplin cezası verilebilmesi mümkün değildir. Savunma süresi 7 günden az olamaz, verilen süre içinde memurun savunma yapmaması halinde savunma hakkından vazgeçmiş sayılır. 

Yine aynı şekilde hakkında memurluktan çıkarma cezası istenen memur, soruşturma evrakını incelemeye, tanık dinletmeye, disiplin kurulunda sözlü veya yazılı olarak kendisi veya vekili vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.

Disiplin soruşturmasında savunma hakkının kısıtlanması kabul edilebilir değildir. Diğer taraftan, disiplin soruşturması evresinde, bu soruşturma sonucunda yetkili makamlarca bir disiplin cezası verilmesi, icrai ve kesin nitelikleri haiz bir idari işlemdir. Bu nedenle tüm disiplin suçlarında disiplin soruşturması evresinde de soruşturulan memurun avukat ile temsil edilmesi örneğin savunmasına bir avukat ile birlikte katılması mümkündür.

Memur Disiplin Cezaları Nasıl Uygulanır?

Disiplin cezaları verildiği anda hüküm ifade eder ve derhal uygulanır. Aylıktan kesme cezası ise cezanın verilişini izleyen aybaşında uygulanır. Disiplin cezaları kesinleşince sicile işlenir. Devlet Memurluğundan Çıkarma cezası ayrıca Devlet Personel Başkanlığı’na da bildirilmelidir.

Disiplin Cezasına Karşı İtiraz ve İptal Davası

Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna  itiraz edilebilir. İtirazda süre, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gündür. Disiplin soruşturması usulü gereğince süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir. İtiraz mercileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorundadır. İtirazın kabulü hâlinde, disiplin amirleri kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebilir veya tamamen kaldırabilirler. Disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir. Bu konuda ayrıntılı makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Disiplin Cezalarının Özlük Dosyasından Silinmesi

Disiplin cezaları memurun özlük dosyasına işlenir. Devlet memurluğundan çıkarma cezasından başka bir disiplin cezasına çarptırılmış olan memur uyarma ve kınama cezalarının uygulanmasından 5 sene, diğer cezaların uygulanmasından 10 sene sonra atamaya yetkili amire başvurarak, verilmiş olan cezalarının özlük dosyasından silinmesini isteyebilir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.