Etiket: Adana Ceza Avukatı

Mobbing ve Görevi Kötüye Kullanma Suçu

Mobbing Suçu ve Görevi Kötüye Kullanma

Türk Ceza Kanununda “mobbing suçu” ayrı bir suç tipi olarak düzenlenmemiştir. Ancak mobbingi oluşturan eylemler farklı suç tiplerini oluşturmaktadır.

Memura yönelik gerçekleştirilen eylemler, hakaret, tehdit, ayrımcılık yasağı, görevi kötüye kullanma, iş ve çalışma özgürlüğünün ihlali, kişilerin huzur ve sükununu bozma, kasten yaralama, eziyet ve hatta kişiyi intihara yönlendirme suçlarını oluşturabilecektir.

Kamu görevlilerinin mobbing uygulaması halinde görevi kötüye kullanma suçu oluşmaktadır.  Görevi Kötüye Kullanma Suçu Türk Ceza Kanunu’nu 257. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre;

“Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

Madde gerekçesine göre;  kamu görevlisi,  kamu faaliyetini yürütürken görevinin gereklerine ve yükümlülüklerine uygun davranmalıdır. Kamu faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında eşitlik ve liyakat ilkelerine uyulmalı ve bu hususta toplumun kamuya hissettiği güvenin sarsılmaması gerekir. Suça konu edilen eylem memurun görevinin verdiği yetkiyi yasaya aykırı olarak kullanmasıdır.

Dolayısıyla amirin veya diğer kamu görevlilerinin, kendilerine verilen kamu gücünü ve yetkilerini kötüye kullanarak memura mobbing uygulamaları halinde görevi kötüye kullanma suçu oluşacaktır.

Nitekim Danıştay 1. Dairesi 2013/1286 E, 2013/1035 K sayılı kararında

Şikayetçinin maruz kaldığı haksız eylemlerin bir çoğuna …’nun doğrudan müdahil olmadığı, şikayetçi tarafından kendisine bezdiri ve psikolojik saldırı uyguladığı iddiasıyla … aleyhine manevi tazminat istemiyle Aydın 2’nci Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen ve tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kararda da …’nun taraf olarak yer almadığı anlaşıldığından, İçişleri Bakanının 29.04.2013 tarih ve Mül.Tef.Ku.Bşk. kararının; … için soruşturma izni verilmemesine ilişkin kısmına yapılan şikayetçi itirazının reddine; …’a isnat edilen eylemin ise, hakkında soruşturma yapılmasını gerektirecek nitelikte bulunduğu na karar vermiştir.

Mobbing davası Adana gibi büyük şehirlerde son zamanlarda sıklıkla başvurulan bir dava türüdür. Görüldüğü üzere mobbing eyleminin ceza davası yönü de bulunmaktadır. Psikolojik baskının tespiti ve ispatı açılacak mobbing davası nda oldukça önemlidir. Mobbing davası sonuçları  davanın tarafları için oldukça önemlidir. Mobbing davası kazananlar olduğu kadar kaybedenler de oldukça fazladır. Zira somut olayda mobbing örneklerinden birinin yaşanıp yaşanmadığının tespiti gerekir. Nitekim bir kimseyi “görevi kötüye kullanmak” gibi ağır bir suçla itham etmeden önce somut olayda mobbingin dolayısıyla suçun şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti gerekir.

Dolayısıyla meydana gelen davranışın Yargıtay ve Danıştay içtihatları nezdinde mobbing kapsamına girip girmediğinin tespiti, mobbing davasında mobbingin ispatı ve kıdem tazminatı alacağının hesaplanması işlemlerinin alanında uzman avukatlar mobbing davası avukatı nezdinde yapılması ve açılması muhtemel davanın bir iş avukatı ile takibi önem arz etmektedir.

Mobbingin ve mobbing davasının genel hatlarıyla irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

İşçilere uygulanan mobbinge karşı başvurulabilecek kanun yollarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Kamu görevlilerine uygulanan mobbinge karşı (kamuda mobbing) başvurulabilecek kanun yollarının irdelendiği makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Boşanmada Fiziksel Şiddet Görenin Tazminat Talebi

Bylock, Mor Beyin ve CG-NAT Kayıtları

Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2018/187 E, 2018/1462 K sayılı ve 27.03.2018 tarihli kararı ile Mor Beyin CGNAT kayıtlarıyla FETÖ/PDY ByLock kullanımının tespitinde, sadece Bylock sunucusuna bağlantı yaptığının tespit edilmesinin yeterli olmadığı, CG-NAT kayıtlarının yanısıra girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı da ile de ortaya konması gerektiğine karar vermiştir. Kararda sanığın programın sunucularına bylock mor beyin vb tuzak yöntemlerle yönlendirilmiş olabileceği sonucuna da ulaşılabileceğinin altı çizilmiştir.

YARGITAY

16. CEZA DAİRESİ

Esas Numarası: 2018/187

Karar Numarası: 2018/1462

Karar Tarihi: 27.03.2018

SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇUNDA BYLOCK PROGRAMININ İNDİRİLMESİ Ancak Operatör Kayıtları ve User Id Eşleştirmesi Doğru Yapılabilen Kişilerin Gerçek Bylock Kullanıcısı Oldukları – Kişinin Örgütsel Gizliliği Sağlamak ve Haberleşmek Amacıyla Bylock Sistemine Girdiğinin ve Bu Sistemi Kullandığının, User Id, Şifre ve Grup Elemanlarını İçerir Bylock Tespit Değerlendirme Tutanağı ve Cgnat Kayıtlarını İçeren Belgeler İle Kesin Olarak Kanıtlanması Gerekir

OPERATÖR KAYITLARI VE USER ID EŞLEŞTİRMESİ DOĞRU YAPILABİLEN KİŞİLERİN GERÇEK BYLOCK KULLANICISI OLDUKLARININ KABULÜ GEREKİR Bylock Kullanıcılarının Tespitleri Açısından Operatörler Tarafından Tutulan Cgnat (His) Kayıtları Bir Çeşit Üst Veridir – Cgnat Kayıtları Özet Veriler Olması Nedeniyle Bir İz ve Emare Niteliğinde Olduğundan Tek Başına Kişinin Gerçek Bylock Kullanıcısı Olduğunu Göstermez – Kişiler İradeleri Dışında Bylock Sunucularına Yönlendirilmiş Olabilirler

Özeti: Operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunludur. Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeye dayanılarak, ByLock kullanıcısı olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilen sanığın kimlik bilgilerinin istinaf aşamasından sonra Erzincan İl Emniyet Müdürlüğünün “mor beyin”  listesinde yer aldığının bildirilmiş olması karışışında hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek tayin ve takdirinde zorunluluk bulunmaktadır.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;

Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine güre dosya incelendi, gereği düşünüldü;

Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi,

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.09.2017 tarih, 2017/16.MD-956 E, 2017/370 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen Dairemizin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği 24.04.2017 tarih, 2015/3 Esas, 2017/3 sayılı kararında açıklandığı üzere; ByLock iletişim sistemi FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kullanmaları amacıyla oluşturulan ve münhasıran bu suç örgülünün bir kısım mensupları tarafından kullanılan bir ağ olması nedeniyle; örgüt talimatı ile bu ağa dahil olunduğunun ve gizliliği sağlamak için haberleşme amacıyla kullanıldığının, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaate ulaştıracak teknik verilerle tespiti halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren bir delil olacaktır.

ByLock uygulaması programını indirmek, mesajlaşmak/haberleşmek için yeterli değildir. Öncelikle kayıt esnasında kullanıcının bir kullanıcı adıyla parola üretmesi, mesajlaşma için ise kayıt olan kullanıcılara sistem tarafından otomatik olarak atanan ve kullanıcıya özel olan ID (kimlik) numarasının bilinmesi ve karşı tarafça onaylanması gerekmektedir.  Karşılıklı ekleme olmaksızın iletişime geçme imkanı bulunmamaktadır.

ByLock iletişim sisteminde bağlantı tarihi, bağlantıyı yapan IP adresi, hangi tarihler arasında kaç kez bağlantı yapıldığı, haberleşmelerin kimlerle gerçekleştirildiği ve içeriğinin ne olduğu tespit edilebilmektedir. Bağlantı tarihinin, bağlantıyı yapan IP adresinin tespit edilmesi ve hangi tarihler arasında kaç kez bağlanıldığının belirlenmesi. kişinin özel bir iletişim sisteminin bir parçası olduğunun tespiti için yeterlidir. Haberleşmelerin kimlerle yapıldığı ve içeriğinin ne olduğunun saptanması ise kişinin örgüt içindeki konumunu tespit etmeye yarayacak bilgilerdir.

ByLock kullanıcı tespitleri ByLock sunucusunda kayıtlı IP adresleri üzerinden tespit edilebilmektedir. ByLock sunucusunda kaydı olan kullanıcıların User-ID(Kullanıcı No) tespiti yapılabilmekte ve mesaj içeriklerinin çözümü gerçekleştirilebilmektedir. Bu nedenle ByLock tespit değerlendirme tutanağında yer alan User-ID(Kullanıcı No), şifre ve gruba kayıtlı kişilerin tespiti bu kişilerin birbirleriyle olan ilişki ve irtibatlarının ortaya konulması sanığın hukuki durumunun belirlenmesi bakımından önemlidir.

ByLock kullanıcılarının tespitleri açısından operatörler tarafından tutulan CGNAT (HIS) kayıtları bir çeşit üst veridir. CGNAT kayıtları özet veriler olması nedeniyle bir iz ve emare niteliğinde olduğundan tek başına kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğunu göstermez. Kişiler iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirilmiş olabilirler.

Nitekim Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yürütülen ve BTK tarafından yapılan teknik çalışmalar sonucunda iradeleri dışında ByLock sunucularına yönlendirildikleri saptanan 11.480 kişinin tamamının CGNAT kayıtlarının olduğu ve tespit edilen CGNAT kayıtlarına göre ByLock uygulamasının IP’lerine bağlantıya yönlendirildikleri belirtilmektedir.

Kişinin User-ID ve şifrelerinin belirlenememesi ve fakat CGNAT kayıtlarıylaByLock sunucusuna bağlantı yaptığının tespit edilmesi halinde, kişinin gerçek ByLock kullanıcısı olduğu ancak henüz User-ID ve şifresinin tespit edilemediği anlaşılabileceği gibi; ByLock sunucularına tuzak yöntemlerle (mor beyin vb.) yönlendirilmiş olabileceği sonucuna da ulaşılabilir.

Bu nedenle ancak operatör kayıtları ve User-ID eşleştirmesi doğru yapılabilen kişilerin gerçek ByLock kullanıcısı olduklarının kabulü gerekeceğinden, kişinin örgütsel gizliliği sağlamak ve haberleşmek amacıyla ByLock sistemine girdiğinin ve bu sistemi kullandığının, User-ID, şifre ve grup elemanlarını içerir ByLock tespit değerlendirme tutanağı ve CGNAT kayıtlarını içeren belgeler ile kesin olarak kanıtlanması zorunludur.

Somut olayda; Erzincan İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.06.2017 tarihli belgeye dayanılarak, ByLock kullanıcısı olduğu kabul edilerek mahkumiyetine karar verilen sanığın kimlik bilgilerinin istinaf aşamasından sonra Erzincan İl Emniyet Müdürlüğünün 28.12.2017 tarihli “mor beyin” listesinde yer aldığının bildirilmiş olması karışışında hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 27.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Suçun Gece Vakti İşlenmesi

Suçun Gece Vakti İşlenmesi

Bu yazımızda, TCK’na göre “gece vakti” kavramını, hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali ve yağma suçlarının gece vakti işlenmesi durumunda ne olacağını ve yargılama sırasında suçun gece vakti işlenip işlenmediğinin nasıl tespit edileceğini kısaca izah etmeye çalışacağız.

Türk Ceza Kanunu’nun 6/1-e maddesine göre; Gece vakti deyiminden; güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman süresi anlaşılmaktadır. Aynı şekilde Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği’nin 4. Maddesinde de Gece vakti: Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden süreyi ifade eder denilerek aynı doğrultuda bir tanımlama yapılmıştır.

Buna göre bazı suçların gece vakti işlenmesi halinde suç zaman bakımından nitelikli hale gelir. Örneğin konut dokunulmazlığının ihlali, hırsızlık ve yağma suçlarının gece vakti işlenmesi halinde gündüz vakti işlenmesine göre daha fazla ceza öngörülmüştür. TCK’nun 143. maddesine göre,  hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. Yine TCK’nun 149. maddesine göre yağma suçunun gece vaktinde işlenmesi halinde, fail hakkında on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

SUÇUN GECE VAKTİ İŞLENMESİ NEDEN CEZAYI ARTIRICI BİR NEDEN OLARAK KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR?

“Gece vakti insanları daha korunmasız hale getirir. İnsanların her zaman ama özellikle bu saatlerde güven ortamına daha fazla ihtiyaçları vardır. Kişi tenha bir sokakta yalnızdır. İşyerleri sahipsiz durumdadırlar. Evlerindeki insanlar uykudadırlar. Karanlık, suç işlemek arzusundakileri gizler, rahat hareket etmelerine imkân sağlar. Sokakta, işyerinde, evde neresi olursa olsun, suç işlemek ve uzaklaşmak gündüze oranla iyice kolaylaşmıştır. Sonuç olarak, suçun gece vakti işlenmesi o suça verilen cezasının artırılmasına yol açar” (Noyan, 2007)

Uygulamada güneşin saat kaçta doğduğu ve kaçta battığı suçun gece vakti işlenip işlenmediğinin tespitinde hayati öneme sahiptir. Güneşin saat kaçta doğuğ battığının tespitinde; müftülükten, meteorolojiden veya Adli Tıp Kurumundan, suçun işlendiği günün güneşin doğum-batım saatlerinin gönderilmesi istenebilir.

Yargılama sırasında suçun gece vaktine denk gelen zaman diliminde işlenip işlenmediğinin tespit edilmesi, kesin olarak saptanması ve bu husustaki kanıtların neler olduğunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılması gerekir.

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Noyan, E., 2007. Ceza Davası, Ankara.  https://books.google.com.tr/books?id=nGRoBgAAQBAJ&.