Davanın Kabulü Nedir?

Davanın kabulü nedir, davanın kabulü halinde vekalet ücreti, harç ve yargılama giderleri, davalının davayı kabul etmesi, adana avukat, yargıtay kararları

Davanın kabulü HMK‘na göre; davalının davanın talep sonucuna kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Davanın kabulü, tıpkı davadan feragat gibi davaya son veren taraf işlemlerindendir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 308. maddesinde düzenlenmiş olup, davalının davayı kabul etmesi halinde bu durum uyuşmazlığa son verir.

Davanın Kabulü Nedir?

Davanın kabulü HMK ‘nun 309. maddesine göre de; Kabul beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir.  Davalının davayı kabul etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.

Diğer yandan davanın kısmen kabulü halinde,kabul edilen kısmın açıkça belirtilmesi gerekir. Davanın kısmen kabul edilmesi halinde, davalının kabul etmediği kısım için yargılamaya devam olunur.

Davalının davacının talep sonucunu kabul etmesi kayıtsız şartsız olmalıdır. Bu doğrultuda şarta bağlı kabul geçerli olmadığından, uyuşmazlık sona ermez.

Vekilin davayı kabul etmesi halinde, vekaletnamesinde kabul yetkisinin açıkça bulunması gerekir.

Davanın kabulü de tıpkı davadan feragat gibi hüküm kesinleşinceye dek her aşamada yapılabilir.

Davanın Kabul Edilmesinin Sonuçları

Davalının davayı kabul etmesi ile uyuşmazlık son bulur. Davalının davanın tamamını kabul etmesi halinde mahkeme davanın kabul gereğince kabulüne karar verir.  Verilen karara karşı kanun yoluna başvurmak kural olarak mümkün değildir.

Davanın kabulü halinde yeniden dava açma mümkün değildir. Zira kabul maddi anlamda kesin hüküm sonucunu doğurur. Bu nedenle kabul gereğince kabulüne karar verilen uyuşmazlık taraflarca yeniden bir davaya konu edilemez, aksi halde kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilir.

Ayrıca davalı davayı bir kez kabul ettikten sonra kabulünden rücu edemez, geri dönemez.

Davanın Kabulü Halinde Yargılama Giderleri

Davanın kabulü halinde yargılama giderleri konusu HMK’nun 312. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre davalının davayı kabul etmesi halinde  davalı yargılama giderlerini ödemeye mecburdur. Ancak davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve  yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez. Bu durumda davalının hem davaya kendi davranışıyla sebebiyet vermemesi hem de ilk duruşmada davayı kabul etmiş olması gerekir.

Davanın Kabulü Halinde Harç

Davanın kabulü halinde harç konusunda da Harçlar Kanununa göre, davayı kabul eden davalı karar ve ilam harcının üçte ikisini öder. Ancak davalı ilk oturumda davayı kabl ederse karar ve ilam harcının üçte birini ödeyecektir.

Davanın Kabulü Halinde Vekalet Ücreti

Davanın kabulü halinde vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Düzenlemeye göre; anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.

Davanın Kabulü ile İlgili Yargıtay Kararları

“Taraflar arasındaki alacak davasıdır. Davalı, delilerin toplanmasına ilişkin ara kararının gereğinin yerine getirilmesinden önce, ilk oturumda çeyiz eşyaları ile ilgili davayı kabul ettiğine göre, Harçlar Kanununun 22. maddesine göre karar ve ilam harcının üçte birinin, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre de (madde 4) vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerekir.”
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2005/4042, Karar Numarası: 2005/8475, Karar Tarihi: 17.05.2005

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kabul edildiğine göre davacı lehine Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru olmamıştır.”
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2005/1117, Karar Numarası: 2005/3009, Karar Tarihi: 28.02.2005

“Davacı koca, terk sebebine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiştir. Davalının kabul beyanına dayanılarak, evliliğin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanma hükümü tesisi doğru değildir. İstek olmadığı halde davalı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, boşanmanın fer’i niteliğinde olmayan eşya isteği ile ilgili usulüne uygun harcı verilerek açılmış bir dava bulunmadığı halde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.”
YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2000/14829, Karar Numarası: 2001/232, Karar Tarihi: 11.01.2001

Davalı vekilleri 30.10.2012 tarihli dilekçeleri ile ve 12.2.2013 tarihli duruşmada, taviz bedeline dair olarak davayı kabul ettiklerini beyan etmişler ve mahkemece de kabul beyanları hükme esas alınmış ise de, davalı vekillerine verilen vekaletnamede davayı kabul yetkileri bulunmamaktadır.
Bu yetkinin anlaşmaya dair olarak verilmesi dikkate alındığında davayı kabul yetkisi olarak değerlendirilemeyeceği ve davalı vekillerinin davayı kabul yetkilerinin olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu sebeplerle mahkemenin, davalı kurum vekillerinin davayı kabul ettikleri gerekçesiyle davanın kabulüne dair kurmuş olduğu hüküm usul ve yasaya aykırıdır.”
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2013/12230, Karar Numarası: 2013/14688, Karar Tarihi: 23.10.2013

“Davalı-karşı davacı 24/01/2018 tarihli dilekçe ile davayı kabul etmiştir. Davayı kabul davayı sona erdiren işlem olup, yargılamanın her anında yapılabilir. Karşı tarafın kabulüne de bağlı değildir. Vaki kabul nedeniyle işlem yapılmak üzere kararın bozulması gerekir.”
YARGITAY 13. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2015/35906, Karar Numarası: 2018/1191, Karar Tarihi: 05.02.2018

Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir