Borçlunun Ödeme Şartını İhlal Suçu Yargıtay Kararları

Borçlunun ödeme şartını ihlal suçu yargıtay kararları, yargıtay emsal karar, taahhüdü ihlal, taahhüdü ihlal beraat yargıtay kararı

Bu makalemizde borçlunun ödeme şartını ihlal suçu yargıtay kararları na yer vereceğiz. Yargıtay’ın borçlunun ödeme şartını ihlal suçunda çeşitli sebeplerle bozma kararı verdiği görülmektedir. Borçlunun ödeme şartını ihlal suçu Yargıtay kararlarında en çok taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen faizin ve işleyecek faizin açıkça ayrıca gösterilmemesinden kaynaklanmaktadır. Yargıtay borçlunun ödeme şartını ihlal suçu konusunda ayrıca vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin de belirlenmesi gerektiğine karar vermektedir. Taahhüdü ihlal şikayet dilekçesi başlıklı makalemize buradan ulaşabilirsiniz. Diğer makalelerimize buradan ulaşabilir veya büromuzdan randevu almak için buraya tıklayabilirsiniz.

Borçlunun Ödeme Şartını İhlal Suçu Yargıtay Kararları

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ Esas Numarası: 2021/1774, Karar Numarası: 2021/2315, Karar Tarihi: 02.03.2021

“…Dosya kapsamına göre; 2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 09/08/2019 tarihli taahhütnamede taahhüt tarihinden taksitlerin tamamının ödeneceği tarihe kadar işleyecek faizini 3.868,72 Türk lirası olarak gösterildiği ancak takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz hususunda açıklık bulunmadığı, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği gibi alacaklının takip tarihinden taahhüt tarihine işlemiş faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu ayrıca borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil ve başvuru harçlarının da taahhüt tutanağında gösterilmediğinden taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği ”  

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2021/1459 ,Karar Numarası: 2021/2310, Karar Tarihi: 02.03.2021

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 35. maddesinin 3. fıkrası gereğince serbest olmayan sanığa tebliğ edilen kararın kendisine okunup anlatılması gerektiği, somut olayda ise … 3. İcra Ceza Mahkemesince sanığın yokluğunda verilen 06/12/2018 tarihli kararın İskilip Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü aracılığı ile “gerekçeli kararı ve şikayet dilekçesini okumak/almak suretiyle” tebliğ edildiği, ancak anılan düzenleme uyarınca tebliğ edilen kararın sanığa okunup anlatıldığına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 263/1. maddesi uyarınca hükümlü bulunduğu ceza infaz kurumu müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceği hususunun hatırlatıldığına dair bir bilginin yer almaması nedeniyle yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı ve bu nedenle sanık müdafiinin 28/02/2019 tarihli itiraz dilekçesi üzerine merciince işin esasına girerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmediği…”

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2021/1776, Karar Numarası: 2021/2305, Karar Tarihi: 02.03.2021

“Somut olayda müşteki vekilince 31/01/2020 tarihli dilekçe ile taahhüdün 25/12/2019 ve 25/01/2020 tarihli ödemelerinin ihlal edildiğinden bahisle şikayetçi olunması üzerine verilen 3 aya kadar tazyik hapsinin kesinleşmesini takiben, sanık müdafiinin 17/07/2020 tarihli dilekçesi ve taksitlerin icra veznesine yatırıldığına dair dekontları ibraz etmesi üzerine, Mahkemesince cezasının infaz edilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de, dosya kapsamından tazyik hapsinin infazına başlanılıp başlanılmadığının belirli olmadığı, öncelikle bu durumun kontrol edilerek, infaza başlanılmış olması durumunda şikayet tarihine kadar olan ödemelerin yapılmasından dolayı 2004 sayılı Kanunun 340. maddesine göre sanığın tahliyesine, kalan taksitlerin tekrar ödenmemesi durumunda ise tazyik hapsine yeniden karar verilmesi, müşteki taraf feragat eder veya borç itfa edilirse  

2004 sayılı Kanun’un 354. maddesine göre davanın düşmesine karar verilmesi ve hapsin infazına başlanılmamış ise infazın durmasına karar verilerek, ödemelerin tekrar kesilmesi durumunda yine 2004 sayılı Kanunun 340. maddesine göre infazın kaldığı yerden devamına karar vermesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde cezanın infaz edilmesine yer olmadığına şeklinde karar verildiğinden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği…”

YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ, Esas Numarası: 2021/1772, Karar Numarası: 2021/2309, Karar Tarihi: 02.03.2021

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesinde ki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur. Bu mahkeme, istemin kabule değer olup olmadığına karar verir.” biçimindeki düzenleme karşısında, ilk kararı veren hâkimin olayla ilgili kanaatinin oluştuğu, görüşünün ilk hükümle belirginleştiği, yeniden yargılama aşamasında ya da bu aşamaya götürecek talebin kabule değer olup olmadığına dair vereceği kararda önceki kanaat ve görüşünün etkisi altında kalabileceği, bu nedenle adil yargılama hakkının bir uzantısı olarak olaya tamamen yabancı, farklı bir hâkimin yargılamanın yenilenmesi talebini incelemesi gerektiği cihetle, somut olayda mahkûmiyet hükmünü veren hakim Selda Barış’ın, yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine ilişkin kararı verdiği gözetilerek, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir